Esas No: 2021/12469
Karar No: 2022/1474
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/12469 Esas 2022/1474 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2021/12469 E. , 2022/1474 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ereğli (...) 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait mağazada mağaza sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kesin hüküm sebebiyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin kesinleşen Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/768 esas, 2018/648 sayılı kararı doğrultusunda kesin hüküm sebebiyle reddine, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının ise esas yönünden reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Davacı vekilinin karara karşı istinaf yoluna başvurması üzerine, istinaf başvurusunun kesinlik sebebiyle reddine dair ek karar tesis edilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına ve ek kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge adliye mahkemesince, ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ek karar kaldırıldıktan sonra, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, resen dikkate alınması gereken arabuluculuk yargılama gideri yönünden ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği, iş sözleşmesinin kimin tarafından feshedildiği ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ‘Hukuki Dinlenilme Hakkı’ başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Somut uyuşmazlıkta davacı iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise, iş sözleşmesinin davacı tarafından düzenlenen istifa dilekçesine göre haksız feshedildiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davacının daha önce aynı taleplerle Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/768 esasına kayıtlı davayı açtığı, anılan davada kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verildiği, eldeki dava yönünden ise ‘davacının kendi imzasını taşıyan 12/04/2016 tarihli dilekçesi ile hür iradesiyle istifa ettiği’ dikkate alınarak kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, davacının istifa dilekçesi ile ilgili beyanı alınmamış ise de, davacının aşamalarda ve istinaf başvuru dilekçesinde istifa dilekçesinin baskı altında alındığını ileri sürmediği yahut imza inkarında bulunmadığı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf gerek istinaf dilekçesinde gerekse temyiz dilekçesinde delillerin toplanmadığını ileri sürmüş olup, uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle davacının bu itirazına değer verilmelidir. İlk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince, kesinleşen Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/768 esas sayılı dosyasındaki deliller dikkate alınarak sonuca gidilmiş ise de, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Temyize konu eldeki davada, davacı taraf delillerini bildirdiği halde, bu deliller toplanmadan hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Dosya kapsamından ilk derece mahkemesince, davacı tanıklarının dinlenmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bildirilen tanıklardan ... yönünden, davacıya tanığın doğru adresini bildirmesi için kesin süre verildiği, davacı tarafın kesin süre içinde yeni adres bildirmediği anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240/3 maddesi gereği bu tanığın dinlenmemesi yerinde ise de, diğer davacı tanıkları usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı tarafın bildirdiği delillerin tam olarak toplanmaması ve bir kısım tanıkların dinlenmemesi hatalı olup, kararın öncelikle bu yönden bozulması gerekmiştir.
Belirtilmesi gereken bir diğer husus ise, dosya kapsamındaki istifa dilekçesi ile ilgili olarak davacı asilin beyanının alınmasının gerekli oluşudur. Davalı tarafça sunulan “12/04/2016 tarihinde kendi hür isteğimle istifa ediyorum” ifadelerini içeren ‘istifa’ başlıklı belge davacı asile gösterilmeli, dilekçedeki imza, yazı ve dilekçe içeriği ile ilgili olarak davacının beyanı alınmalı, oluşacak sonuca göre fesih noktasında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, deliller toplanmadan ve davacı asil çağrılarak istifa dilekçesine yönelik beyanları alınmadan, kesinleşen bir başka dosya kapsamındaki delillerle yetinilerek, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.