MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, 30.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine temyiz talebinin reddine dair verilen 05.08.2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Talep, mirası gerçek reddin tespiti istemine ilişkindir.
Talep eden, ablası ..."un 27.10.2014 tarihinde vefat ettiğini, mirasını kayıtsız ve şartsız reddettiğini belirterek reddin tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün talep eden tarafından temyiz edilmesi üzerine 05.08.2016 tarihli ek karar ile "Temyiz karar harcı, temyiz yoluna başvurma harcı ile dosyanın Yargıtay"a gidiş dönüş ve tebliğ giderleri ücreti olarak 100,00 TL gider avansı olmak üzere toplam 272,70 TL"nin verilen kesin süre içinde talep eden tarafından yatırılmadığı gerekçesiyle talep edenin temyiz talebinin reddine" karar verilmiştir.
Talep eden, 05.08.2016 tarihli ek kararı temyiz etmiştir.
Somut olaya gelince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 120 ve devamı maddeleri uyarınca gider avansı "Davalar" için söz konusu olup davacının talebi çekişmesiz yargıya tabi bir tespit isteminden ibaret olduğundan gider avansının yatırılmasına ilişkin muhtıra ve buna dayalı ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Talep edenin temyiz başvurusu yönünden yapılan incelemede ise; talep, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur. Böyle bir davada Sulh hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca red beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Bu nedenle, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesi gereğince "Davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 05.08.2016 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, talep edenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 02.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.