Esas No: 2022/1081
Karar No: 2022/1502
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1081 Esas 2022/1502 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1081 E. , 2022/1502 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
BİRLEŞEN DOSYA :İSKENDERUN 2. İŞ MAH. 2007/375 ESAS SAYILI DOSYASI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ücretinin ödenmemesi ve yıllık izinlerin kullandırılmaması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, ücret, yıllık izin ve kıdem tazminatı alacaklarına ilişkin olarak yaptığı icra takiplerine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerinde tek yetkili müdür olarak çalıştığını, şirketin muhasebe kayıtlarını davacının tuttuğunu ve işçi maaşlarını ödediğini, davacının tüm maaşlarının ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, kıdem tazminatını hak etmediğini, davacının şirkete avans borcu olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere dayalı olarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, taraf temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin ilamı ile ücretin ödenip ödenmediği yönünde işyeri kayıtlarının mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yönünde bozulmuştur. Bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece kurulan hüküm davalı temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.07.2020 tarihli 2020/2522 esas, 2020/8559 karar sayılı ilamıyla bozma gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle ikinci kez bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne verilmiş ancak birleşen dosyada karar verilmesi sehven unutulmuş, bu durum hükmün gerekçesinde açıklanarak birleşen dosya hakkında karar verilmediği belirtilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve asıl davada kurulan hükmün bozma ilamına uygun olmasına göre asıl dava yönünden tarafların tüm temyiz itirazlarının reddine, ek dava hakkında hüküm kurulmadığı anlaşıldığından tarafların bu yöne dair temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmiştir.
2-Hüküm sonucu ile gerekçe arasında aykırılık olması, başka bir deyişle gerekçe hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Diğer taraftan, kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
Nitekim, 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği kanun koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Kanun yolu aşamasında, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı , ... 2011, s.472)
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve bozma gereklerine göre hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Ancak kısa kararda “1-Davanın kısmen kabulü ile,
Mahkemenin asıl dosyası yönünden ,
İskenderun 1. icra müdürlüğünün 2007/1732 takip sayılı dosyası yönünden yapılan itirazın kısmen kaldırılmasına ve takibin 3.710,57 tl ücret alacağı üzerinden devamına,
Bakiyesine yönelik itirazın iptali talebinin REDDİNE,
2-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,”şeklinde hüküm kurulup gerekçeli kararın gerekçesinde, kısa karar hüküm fıkrasıyla çelişki oluşturacak şekilde asıl davanın ve Mahkemenin birleşen 2007/375 esas sayılı davasının kısmen kabulüne karar verildiği ancak 02/11/2021 tarihli son celsede hüküm kısmında Mahkemenin birleşen 2007/375 esas sayılı dosyası yönünden, İskenderun 1. İcra Müdürlüğünün 2007/1220 takip sayılı dosyası yönünden itirazın kısmen kaldırılmasına, 7.778,00 TL kıdem tazminatı, 2.395,09 TL yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 10.173,09 TL bakımından itirazın kaldırılmasına, faiz alacağına yönelik takibe yapılan itirazın iptaline, toplam 910,89 TL kıdem tazminatı işlemiş faizi olduğunun tespitine, bu dosya bakımından takibin toplam 11.083,98 TL üzerinden devamına, bakiyesine yönelik itirazın iptali talebinin REDDİNE karar verilmiş ise de Mahkemenin birleşen 2007/375 esas sayılı dosyası yönünden verilen kararın sehven tutanakta yer almadığı şeklinde açıklanmış olup, bu açıklamalar karar gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmakla bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere gerekçe hüküm çelişkisi başlı başına bozma sebebi olduğundan ve birleşen dosya hakkında hüküm kurulmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.