10. Hukuk Dairesi 2010/11969 E. , 2012/1331 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile, davalılardan ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26.ve 87. maddeleridir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 87.maddesi hükmünde tanımlandığı üzere taşeron; bir işte ya da bir işin bölüm veya eklentilerinde asıl işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3.kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde yada bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise,
bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş yada işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Dava konusu somut olayın incelenmesinde ise, sigortalının inşaatın 2. katında tavan kalıplarını sökerken 9 metreden aşağı düşerek vefat ettiği, iş kazasının davalı .....ihaleyle aldığı inşaat işyerinde gerçekleştiği, ceza dosyasının kesinleşmediği, ceza dosyasında hükme esas alınan raporda, işveren vekili şantiye şefi, davalı ..."nın 2/8, ustabaşı ..."nın 2/8, sigortalının kusurunun, 4/8 olarak belirlendiği, kesinleşip kesinleşmediği araştırılmayan tazminat dosyasında, asıl işveren .....% 30, taşeron ..."nın % 30, şantiye şefi ..."nın % 10, sigortalının ise % 30 kusurlu olduğu belirlenmiş, Mahkemece, tazminat dosyasındaki kusur raporu hükme esas alınmıştır.
Mahkemece, davalılar arasında yukarıda anlatılan şekilde asıl işveren taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı, ceza dosyası da gözetilerek yeterince araştırılmamıştır. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; ceza davasının kesinleşmesi beklenerek, davalılar arasındaki ilişkiyi belirlemek ve aralarında asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığının bulunmadığı kanaatine varıldığı takdirde, yeniden zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleştiği iş kolunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ile, davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ferhat Taşçı"ya iadesine 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.