Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/410
Karar No: 2015/385

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/410 Esas 2015/385 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/410 E.  ,  2015/385 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname :2013/298353
Mahkemesi : Bakırköy 28. Asliye Ceza
Günü : 13.06.2013
Sayısı : 209-737

Hırsızlık suçundan sanık K.. A.."ın beraatine ilişkin, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.07.2012 gün ve 510-787 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 26.02.2013 gün ve 480-3829 sayı ile;
“02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığın kurumun zararını giderip gidermediği sorularak, gidermediğinin tespiti halinde, "şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi ise 13.06.2013 gün ve 209-737 sayı ile;
“...6352 sayılı Yasanın geçici 2/2 nci maddesi "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar" şeklinde düzenleme getirerek kanunun yürürlük tarihi olan 02.07.2012 tarihinden 6 ay içerisinde B.. B.."a verilen zararın tamamen karşılanması halinde açılan ve kovuşturma evresinde olan kamu davalarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini emrettiği, zikrolunan düzenlemenin 05.07.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, TCK"nun 4 üncü maddesi gereğince kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağı, iş bu nedenle yüksek mahkeme bozma kararında sanığa ödemede bulunması için ihtarat çıkarılmamasının hukuki eksiklik olarak gösterilmesinin hukuki dayanağı olmadığı, kaldı ki mahkememizce iş bu kararın 18.07.2012 tarihinde verildiği, iş bu kararın yüksek dairece 26.02.2013 tarihinde incelendiği ve bozma kararı verildiği, kanunun 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 nci maddesindeki altı aylık sürenin ise 05.01.2013 tarihinde sona ermiş olduğu, başka bir anlatımla yüksek dairenin inceleme yaptığı tarihte kanun koyucunun verdiği altı aylık sürenin dolmuş olduğu, dolayısıyla bu sürenin son tarihi olan 05.01.2013 tarihinden sonra sanığın zararı karşılamış olsa dahi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verebilmeye hukuken imkan kalmadığı, hal böyle iken yüksek dairenin sanığın zararı karşılayacağı 6 aylık sürenin sona ermesinden sonra 26.02.2013 tarihinde yaptığı incelemede sanığa zararı karşılaması için 6 aylık yasal süre verilmesi ve zararı karşılaması halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği ihtaratı çıkarılması yönündeki bozmasının 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 nci maddesine aykırı olacağı” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2014 gün ve 298353 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanığa, katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosyada; sanığın beraatine ilişkin verilen ilk hüküm Özel Dairece, 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince, sanığa "süresi içinde doğan zararı giderdiği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği" hususunda bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda yer almayan; "...6352 sayılı Yasanın geçici 2/2 nci maddesi "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar" şeklinde düzenleme getirerek kanunun yürürlük tarihi olan 02.07.2012 tarihinden 6 ay içerisinde B.. B.."a verilen zararın tamamen karşılanması halinde açılan ve kovuşturma evresinde olan kamu davalarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini emrettiği, zikrolunan düzenlemenin 05.07.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, TCK"nun 4 üncü maddesi gereğince kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağı, iş bu nedenle yüksek mahkeme bozma kararında sanığa ödemede bulunması için ihtarat çıkarılmamasının hukuki eksiklik olarak gösterilmesinin hukuki dayanağı olmadığı, kaldı ki mahkememizce iş bu kararın 18.07.2012 tarihinde verildiği, iş bu kararın yüksek dairece 26.02.2013 tarihinde incelendiği ve bozma kararı verildiği, kanunun 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 nci maddesindeki altı aylık sürenin ise 05.01.2013 tarihinde sona ermiş olduğu, başka bir anlatımla yüksek dairenin inceleme yaptığı tarihte kanun koyucunun verdiği altı aylık sürenin dolmuş olduğu, dolayısıyla bu sürenin son tarihi olan 05.01.2013 tarihinden sonra sanığın zararı karşılamış olsa dahi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verebilmeye hukuken imkan kalmadığı, hal böyle iken yüksek dairenin sanığın zararı karşılayacağı 6 aylık sürenin sona ermesinden sonra 26.02.2013 tarihinde yaptığı incelemede sanığa zararı karşılaması için 6 aylık yasal süre verilmesi ve zararı karşılaması halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği ihtaratı çıkarılması yönündeki bozmasının 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 nci maddesine aykırı olacağı" şeklindeki yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.
İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.06.2013 gün ve 209-737 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi