8. Hukuk Dairesi 2017/3665 E. , 2017/10603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı, 01/06/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 08/07/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 17.707,08 TL Bir ,Üç ve Dört numaralı dükkanların 2015 yılı Haziran ayı kira bedeli, 2.010,00 TL genel yönetim giderleri aidat bedeli, 224,93 TL elektrik yansıtma bedeli, 3.589,56 TL KDV bedeli olmak üzere toplam 23.531,57 TL alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile Bir ,Üç ve Dört numaralı depoların diğer depolar ile birlikte 01/06/2015 tarihinde alacaklıya teslim edilmek istenmesine rağmen alacaklının depoların hasarlı olduğundan bahisle teslim almaktan kaçındığını bu nedenle borçlarının bulunmadığını belirterek borca itiraz etmiştir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HMK"nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Somut olayda; taraflar arasında akdedilen 01/06/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile 6 adet toplam 7.760,00 m2 deponun kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar 3. maddesinde kiracının depoyu aldığı gibi geri temiz teslim edeceği kararlaştırılmıştır.
Davalı kiracı 04/06/2015 tarihinde Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2015/30 d.iş sayılı dosyası ile kiralanan depolarda hasar bulunup bulunmadığını tespit ettirmiş, davacı alacaklı ise 11/06/2015 ve 22/06/2015 tarihlerinde noter aracılığıyla dava konusu Bir ,Üç ve Dört numaralı depoların boşaltıldığı ,kapılarının kilitli ve davalı borçlu şirkete ait mühür ile mühürlü olduğunu tespit ettirmiştir.
Yukarıda izah edilen hususlar dikkate alındığında davalı kiracının taşınmaza ait anahtarların teslim edildiğini yazılı delil ile kanıtlaması gerekmekte olup davalı borçlu buna ilişkin yazılı bir belge ibraz edemediği gibi davacı alacaklı tarafından yaptırılan tespitlerde de kapıların mühürlü olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda taşınmazların usule uygun olarak kiraya veren alacaklıya teslim edildiği kabul edilemez. Mahkemece anılan hususlar üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.