
Esas No: 2022/829
Karar No: 2022/1542
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/829 Esas 2022/1542 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/829 E. , 2022/1542 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 34. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Holding A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının aralarında asıl ve alt işveren ilişkisi bulunan davalılar bünyesinde yurt dışı işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini, iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...Ş. vekili, zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, taleplerin yersiz olduğunu ve davanın haksız açıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde ... İnş. Tic. İth. İhr. ve Turz. Ltd. Şti. vekili, hukuki yarar itirazlarının olduğunu, ücret iddiasını kabul etmediklerini, taleplerin yersiz olduğunu ve davanın haksız açıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde ... Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekili, zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, sözleşmenin belirli süreli olduğunu, taleplerin yersiz olduğunu ve davanın haksız açıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenliğe ait web sitesinde tam da davacı işçinin işyeri olarak gösterdiği ... bölgesinde demir çelik fabrikası olduğu, davacıya verilen çalışma kağıdında davacının ...'deki ... Demir Çelik Fabrikası inşaatı projesinde görevlendirildiğinin yazıldığı, her ne kadar dava dosyasında diğer davalılar ile davalı ...'e ait akdedilmiş yüklenici sözleşmesi olmasa da davacının çalışmış olduğu işyerinin davalı ... Holdinge ait olduğu, sadece bu iş için yani ... Demir Çelik Fabrikasının inşaatı için işe alındığı ve bu hususta tanık beyanlarının tutarlı bir şekilde davacıyı desteklediği, davalı ...'in asıl işveren, diğer davalıların alt işveren olduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebeple feshedildiğine dair hiçbir delil sunulmadığı, davalının ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, dolayısıyla davaya konu feshin haksız fesih olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalı İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde ... İnş. Tic. İth. İhr. ve Turz. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... Holding A.Ş. ile İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde ... İnş. Tic. İth. İhr. ve Turz. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı ...Ş. vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında, yıllık izin ücreti talebinin belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”.
6100 sayılı Kanunun 107. maddenin 2. fıkrasında, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği hüküm altına alınmış, madde gerekçesinde de "karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonucu)" belirlenebilme hali açıklanmıştır.
Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin hâkimin takdirine bağlı olduğu durumlarda hukuki imkânsızlık söz konusu olur. Bu durumda davacı alacaklı, hâkimin takdir yetkisini nasıl kullanacağını bilemeyeceği için davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda değildir.
Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır.
Alacağın hangi hallerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir. İş yargılamasında sıklıkla davaların yığılması söz konusu olmakla alacağın belirsiz olma kriterleri her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Diğer yandan, aynı dava dilekçesinde talep yığılması şeklinde bazı alacaklar için belirsiz alacak davası bazıları için kısmi dava açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise, kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.
6100 sayılı Kanunun 107. maddesinin gerekçesinde "Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin yeni hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, baştan tespiti mümkün olan hâllerde bu yola başvurulması kabul edilemez." şeklindeki açıklamayla, alacağın belirli veya belirlenebilir nitelikte olması durumunda, belirsiz alacak davası açılarak bu davanın sağladığı imkânlardan yararlanmanın mümkün olmadığına işaret edilmiştir. Şu halde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değeri belirlenebilir durumda ise, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Burada hukuki yarar eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı olmadığı sonucuna varılmıştır. 7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler şartları olmadığı halde açılan belirsiz alacak davasında davacıya süre verilerek hukuki yarar eksikliğini tamamlama imkânı tanımamaktadır. Dairemizce sözü edilen düzenleme, şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak davasına konu edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar ıslah dilekçesinde yıllık izin ücreti yönünden kısmi dava açılmış gibi ıslah yapılmış ise de, ıslah yoluyla dava türü değiştirilemez. Davacı çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumdadır. Davanın açıldığı tarihte bu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan, belirsiz alacak davasına konu edilemez. Şu halde davacının yıllık izin ücreti yönünden belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince, yıllık izin ücreti talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasında davacının hizmet süresi de uyuşmazlık konusudur.
İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince davacının davalı şirketler nezdinde 02/02/2011-11/06/2013 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir. Dosya içeriğine göre, davacının davalı ... İnşaat Şirketindeki çalışması ile ilgili olarak düzenlenen çalışma belgesinde davacının 02/02/2011 tarihinde Cezayir ülkesindeki inşaat projesinde çalışmaya başladığı belirtilmiş ise de, yurda giriş çıkış kayıtlarından davacının 01/02/2012 tarihinde yurt dışında çıktığı, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davalı ... İnşaat Şirketi tarafından 30/01/2012 tarihinde sigorta girişinin yapıldığı, 2012 yılı öncesinde ise dava dışı bir kısım işverenler tarafından sigortalı çalışmalarının bildirildiği anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle; davacının işe giriş tarihi yönünden dosya kapsamındaki mevcut çelişki giderilerek belirlenecek hizmet süresine göre davacının bu sürenin tamamında davalılar nezdinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kapsamında çalışıp çalışmadığı tespit edilerek sonucuna göre dava konusu alacaklar bakımından davalı ...Ş.’nin sorumluluğuna gidilmelidir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalı ...Ş 'ye iadesine, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.