Esas No: 2017/4189
Karar No: 2021/7833
Karar Tarihi: 02.12.2021
Danıştay 4. Daire 2017/4189 Esas 2021/7833 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/4189
Karar No : 2021/7833
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... İnşaat Sanayi Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, grup şirketlerinden olan ... Sistem A.Ş'nin borcuna karşılık alacaklı banka lehine verdiği teminat nedeniyle ödemiş olduğu 19.025.011,84-TL'lik tutarın kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak 2015 dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinde ihtirazi kayıtla beyanı üzerine, söz konusu tutar üzerinden tahakkuk eden 3.805.002-TL tutarındaki kurumlar vergisi tahakkuk işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı şirketin taşınmaz ipoteği tesisi suretiyle teminat verilen şirket ile davacı arasında ortaklık ilişkisi bulunduğu ve davacının taşınmaz ipoteğinden kaynaklanan sorumluluğunun ortaklık ilişkisinin sona ermesine rağmen devam ettiğinin adli yargı kararı ile tespit edildiğinin ihtilafsız olduğu, Türk Ticaret Kanununda, ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden sayıldığı ve tüzel kişi tacirin borçlarının ticari olmasının esas olduğu belirtildiğinden, davacı ve bir dönem ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu şirket arasındaki iş ve işlemlerin de ticari iş olarak kabulü gerektiği, bu durumda, teminat ilişkisinden kaynaklanan ve yargı kararı üzerine ödenen tutarın, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin 3. bendi uyarınca, "İşle ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar; ziyan ve tazminatlar" kapsamına girdiği, dava konusu tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun "Ticari iş karinesi" başlıklı 19. maddesi gereğince tüzel kişi tacirin adi iş sahası olmayıp, yaptığı işlemlerin ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş sayılacağı açıktır. Bu itibarla, şirket tarafından başka bir şirketin borcu nedeniyle verilen ipotek sonucunda ipoteğin kaldırılması için ödenen borcun ticari kazancın belirlenmesi bakımından esas olan 193 sayılı Kanunun 40/3. maddesi uyarınca ticari işletmenin sözleşmesine dayandığı, bu nedenle ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği düşünüldüğünden temyize konu kararın bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Safî kurum kazancı" başlıklı 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "İndirilecek giderler" başlıklı 40. maddesinde ise; safi kazancın tespitinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ve işle ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların indirilebileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin 2002 ile 2007 döneminde iştiraki olan ... Sistem A.Ş.'nin borcuna karşılık alacaklı ... A.Ş. lehine ... tarihli ve ... yevmiye numaralı ipotek tesis edildiği, davacı tarafından, mezkûr şirketteki hisselerin 2007 yılında devredildiğinden bahisle, taşınmaz ipoteğinin fekki talebiyle İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davada Mahkemenin ... tarihli ve E:...-K:... sayılı kararı ile, davacının maliki olduğu taşınmazlar üzerinde alacaklı banka lehine fekki banka tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak üzere süresiz ipotek tesis ettirildiği, ipotekin aynı anda birden fazla borcun teminatını teşkil ettiği, taraflarca imzalanan ipoteğe ilişkin resmi senette ipoteğin bankaca bildirilinceye kadar devam edeceğinin kabul edildiği, ilgili banka tarafından dava konusu ipoteğin kaldırılması amacıyla herhangi bir irade ortaya konulmadığı, dolayısıyla ipotek fekkinin somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... tarihli ve E:...-K:... sayılı kararı ile onandığı, bunun üzerine taşınmaz ipoteği nedeniyle alacaklı bankaya ödenen tutar üzerinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameye istinaden dava konusu kurumlar vergisinin tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
Temyize konu Bölge idare Mahkemesi kararı ile hukuka uygun bulunan Vergi Mahkemesi kararında, ipotek ile teminat altına alınan borcun yargı kararı gereğince ödendiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinin 3. bendi uyarınca, "İşle ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar; ziyan ve tazminatlar" kapsamına girdiği, dava konusu tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olsa da, söz konusu ödemenin ipoteğin kaldırılmasını temin etmek amacıyla lehine ipotek verilen şirketin borcunun ödenmesinden ibaret olduğu, yargı kararının ise ipoteğin fekki talebinin reddedilmesine ilişkin olup, borcun ödenmesi gerektiğine dair olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla, diğer şirket borcunun yargı kararı gereğince ödendiğinden bahsetmek mümkün değildir.
Öte yandan, söz konusu ödeme esas itibarıyla davacı şirketin holding bünyesinde bulunan ... Sistem A.Ş. lehine verilen ipotek nedeniyle yapılmış olup, bu şirketteki hisselerin 2007 döneminde devri gerçekleştikten sonra ipotek konusu borcun ödendiği, dolayısıyla yapılan ödemenin davacı şirketin esas itibariyle ticari kazancın sağlanması amacına yönelik olmadığı açık olduğundan ve kanunen kabul edilmeyen gider niteliği taşımadığından söz konusu tahakkukta hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının kaldırılması isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 02/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.