4. Hukuk Dairesi 2017/5073 E. , 2018/4176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/11/2012 gününde verilen dilekçe ile İİK"nun 5. maddesi uyarınca maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 11/07/2017 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de fer"i müdahiller ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/05/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı hazine vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı şirket vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... ve fer"i müdahiller ... ve ..."in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, İİK"nun 5. maddesi uyarınca maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve fer"i müdahiller ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; ... 16. İcra Müdürlüğünün 2011/2835 esas sayılı dosyasında dava dışı alacaklı ve borçlu şirket arasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, mülkiyeti hazineye ait bulunan taşınmaz üzerinde borçlu şirket adına kayıtlı daimi ve müstakil üst hakkının açık arttırma yoluyla satışına karar verildiğini, davacı şirketin ihaleye katıldığını ve üst hakkının 166.000.000.000 TL bedelle davacı şirkete ihale edildiğini, icra müdürlüğü tarafından ihale bedeli ve ferilerinin yatırılması için davacı şirkete süre verildiğini, Katma Değer Vergisi Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca ihaleye konu taşınmaz devrinin KDV"den muaf olduğunun icra müdürlüğüne bildirilmesine rağmen KDV bedeli ödenmediği takdirde ihalenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, yapılan başvuruların reddedildiğini ve bu nedenle KDV bedelini yatırmak zorunda kaldıklarını, 08/10/2012 tarihinde icra müdürlüğüne yeniden yapılan başvurlarının olumlu sonuçlandığını ve KDV bedelinin davacı şirkete 22/10/2012 tarihinde iade edildiğini, davaya konu KDV bedelinin ödenmesi ve geri alınması arasında geçen 55 günlük süre içerisinde yasal faiz getirisinden mahrum kalındığını belirterek, uğranılan zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 11/06/2014 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek istamin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; zarar miktarının tespiti için iki farklı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, alınan ilk bilirkişi raporunda, davacı şirket tarafından muaf olunmasına rağmen ödenen ve 55 gün sonra iadesine karar verilen bedelin, geçen bu süre zarfında yasal faiz getirisinin hesaplandığı, hükme esas alınan 11/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacı tarafından dosyaya sunulan 27/08/2012 tarihli davacı şirket ile dava dışı Akbank A.Ş arasında imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davacının belirtilen tarihte kullandığı kredi için ödeyeceği faiz oranı esas alınarak 55 günlük süredeki faiz getirisinin hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından, muaf olunmasına rağmen ihale bedeli üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedeli müzayaka altında ödenmiş ve davacı şirket, bedelin iade alındığı 55 gün için, yatırdığı bedelin faiz getirisinden mahrum kalmıştır. Burada önemli olan husus, ödenmek zorunda kalınan bedelin nereden ve nasıl temin edildiği değildir. KDV olarak ödenmiş bedel nedeniyle faiz getirisinden mahrum kalınmış olmasıdır. Davacının zararı, mahrum kalınan sürede yoksun kalınan yasal faiz getirisi kadardır. Şu durumda, mahkemece davacı şirketin dava dışı banka ile imzalamış olduğu kredi sözleşmesinde belirlenen faiz oranları esas alınarak mahrum kalınan faiz geliri hesabının yapıldığı 11/06/2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması yerinde değildir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ... ve fer"i müdahillerin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.