23. Hukuk Dairesi 2015/6750 E. , 2017/1809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili; davalının kooperatif üyesi olduğunu, ödemesi gereken aidat alacağını ödemediğinden icra takibi başlattıklarını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazların iptali ile takibin asıl alacak ve aylık %10 faizi ile devamını, davalının %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili; asıl davanın reddini, birleşen dava da davanın kabulü ile 14.398,84 TL’nin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren ticari faizle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden davacının davalıdan alacağının olmadığı gerekçesiyle, davasının reddine, kötüniyet tazminatında bulunmuşsa da alacak-borç ilişkisi yargılama aşamasında belli olduğundan bu talebin reddine, birleşen dava yönünden davacının davalı kooperatife yaptığı işlerin karşılığının ödenmediği gerekçesiyle, davacı ..."ın davasının ( .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/1182 Esas) kısmen kabulü ile; 14.098,84 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl dava da davacı-birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl davanın davalısının birleşen davasını 30.09.2011 tarihinde 1.000,00TL üzerinden açtığı ancak 08.12.2014 tarihinde talebini ıslah ederek 14.398,84 TL’ye çıkardığı, gerek HUMK gerekse HMK’nın yürürlükte olduğu tarihe göre 14.398,84 TL olan alacak miktarının Asliye Hukuk Mahkemesi görev alanına girdiği, bu nedenle ıslah tarihi itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevinin sona erdiği, mahkemece birleşen dava tefrik edilerek usulden red kararı verilmesi gerekirken, yargılamayı devam ettirerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.