Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2006/4303
Karar No: 2007/3365
Karar Tarihi: 05.11.2007

Danıştay 4. Daire 2006/4303 Esas 2007/3365 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/4303
Karar No: 2007/3365

Temyiz Eden : Sarıgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacı adına muhtelif dönemlere ilişkin vergi ve ceza borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. ... Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanunu'nun 94 üncü maddesinde tebliğ yapılacak kimselerin belirlendiği, nakliyecilik yapan davacının beyanname vermemesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyata ait vergi ve ceza ihbarnamelerinin mükellefin ikametgah adresinde kardeşi imzasına tebliğ edildiği, bu suretle kesinleşen amme alacağının tahsili için dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacının kardeşi ile kırgın olduklarını ve aynı adreste ikamet etmediklerini iddia etmesi üzerine, adresin bağlı olduğu muhtarlığa anılan adreste ikamet edenlerin kimler olduklarının sorulduğu, alınan cevaptan davacının kardeşinin belirtilen adreste ikamet etmediğinin anlaşıldığı, bu durumda, Kanun'un 94 üncü maddesine göre ikametgah adresinde bulunanlardan birine yapılmış bir tebliğden söz edilemeyeceği, dolayısıyla borcun kesinleştiği iddiasıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tebligatın hukuka uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …'nun Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenmektedir.
213 sayılı vergi Usul Kanunu'nun 93 üncü maddesinde tebliğ esasları belirtilmiş, 94üncü maddesinde ise tebliğ yapılacak kimseler düzenlenmiştir. 94 üncü maddenin üçüncü fıkrasında, " Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.
(Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir. ) " denilmektedir. Anılan hükme göre, muhatabın bulunmaması halinde "ikametgah adresinde bulunanlardan" birine tebliğ yapılması yeterli olup, Kanunda, ikametgah adresinde bulunanların o adreste ikamet etmeleri şartı öngörülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden, nakliyecilik yaptığı halde muhtelif beyannamelerini vermeyen davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen tarhiyat yapıldığı ve bu tarhiyata ait ihbarnamelerin davacının bilinen adresinde kardeşine tebliğ edildiği, dava açılmaması üzerine kesinleşen amme alacağının tahsili için dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, tebliğ esnasında davacının ikametgahında bulunan kardeşine yapılan tebligat Kanuna uygun olup," dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını teşkil eden tarhiyata ilişkin vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacı ile aynı adreste ikamet etmediği anlaşılan kardeşine tebliğ edilmesinin kanuna aykırı olduğu, bu nedenle usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığı" yolundaki Mahkeme kararı hukuka uygun görülmemiştir.
Diğer yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58 inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği öngörülmüştür.
İncelenen olayda, faaliyette bulunmadığını iddia eden davacı adına, faaliyette bulunup bulunmadığı ve faaliyeti var ise ne kadar gelir elde ettiği hususları somut olarak araştırılıp tespit edilmeden takdir komisyonunca soyut ifadelerle takdir edilen matrah üzerinden tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, hukuka uygun olarak yapılmayan tarhiyat nedeniyle davacının böyle bir borcunun bulunmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda, faaliyeti olduğu tespit edilemeyen davacı adına yapılan işlemlerde hukuka uygunluk görülmediğinden, ödeme emirlerinin iptaline ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, ... Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına,5.11.2007 gününde esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden,temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği görüşüyle kararın gerekçesine karşıyız.



















Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi