Esas No: 2014/10854
Karar No: 2018/6211
Karar Tarihi: 26.09.2018
Zincirleme basit zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/10854 Esas 2018/6211 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme basit zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre sanık hakkında zimmet suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve davadan haberdar edilmeyen Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddelerinin verdiği yetkiye ve CMK"nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunun 04/07/2006 gün ve 2006/7-187; 2006/179 sayılı Kararı ile yerleşmiş içtihatlarında kabul edildiği üzere, kovuşturmanın genişletilmesinin CMK"nın 229. maddenin 2. fıkrasında yazılı sorunlardan olması nedeniyle Üye ..."nın talebi üzerine “ön sorun” olarak CMK"nın 229/2. maddesi uyarınca oylanması sonucunda kovuşturmanın genişletilmesine gerek olmadığına oy çokluğuyla karar verilerek esasa ilişkin olarak yapılan incelemede;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 61/5. maddesi gereğince anılan Kanunun 247/1, 249, 43 ve 248. maddelerinin bu sırayla tatbiki gerektiği gözetilmemiş ise de, hükmolunacak sonuç cezanın değişmeyecek olması karşısında, anılan husus bozmaya konu edilmemiş, Sarayönü Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2012 gün ve 2012/13 muh. sayılı cevabi müzekkeresinden, tekerrüre esas alınan aynı mahkemenin 30/03/2006 tarih ve 2005/123 Esas, 2006/64 Karar sayılı ilamı ile ilgili olarak HAGB yönüyle bir değerlendirme yapılmadığının belirtilmesi nedeniyle bahse konu kararla ilgili olarak mahallince infaz aşamasında bir karar verilerek sonucuna göre tekerrür hükümlerinin yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüş, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının infaz aşamasında nazara alınması olanaklı kabul edilmiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanarak yüklenen suçu işleyen sanık hakkında 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına," karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan hazine vekili ile sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına mahkemenin sanık hakkındaki uygulama miktarına dair takdiri de gözetilerek "Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanığın anılan Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hükmolunan cezanın yarısından az olmamak üzere takdiren 10 ay 13 gün süreyle ve cezanın infazından sonra işlemek üzere 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına," ibaresinin eklenmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/09/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Konya C.Başsavcılığının 21/12/2011 gün ve 2011/19874 esas sayılı iddianamesiyle özetle ... köyü muhtarı olan sanığın, köyün içme ve kullanma suyunun pompalanması için kurulan pompa tesisinin elektrik faturalarını ödemek amacıyla köy halkından tükettikleri su miktarı esas alınarak toplanan paralardan 2009 yılında 79,00 TL, 2010 yılında 308,00 TL, 2011 yılında 1.441,00 TL olmak üzere toplam 1.828,00 TL parayı zimmetine geçirdiği iddiasıyla açılan kamu davasına ilişkin olarak yapılan yargılama sonunda mahkemece; “sanık savunmaları, tanık beyanları ve mahkememizce doğru kabul edilen Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince bilirkişi heyetinden aldırılan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."ün ... köyü muhtarı olarak görev yaptığı, göreviyle ilgili olarak köyde su parası adı altında topladığı paralardan 2009, 2010 ve 2011 yıllarında toplam 1240,52 TL"yi zimmetine geçirdiği” kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, somut olayda eksik kovuşturma ile karar verilip verilmediği ve suç vasfının isabetli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır:
Dosya kapsamına göre;
Karatay Kaymakamlığının 08/02/2012 gün ve 439 sayılı yazısı ile sanığın 11/06/2009 tarihinde muhtarlık görevine başladığı ve sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Yargılamaya konu olayda iddia, köyün içme ve kullanma suyunun pompalanması için kurulan pompa tesisinin elektrik faturalarını ödemek amacıyla köy halkından tükettikleri su miktarı esas alınarak toplanan paralardan bir kısmının maledinilmesidir.
Sanık aşamalarda suçu kabul etmemiş, müdafii de sanığın daha önceki dönemlere ait köy borcunu dahi cebinden ödediğini, açığın usulsüz defter tutulmasından kaynaklandığını beyan etmiştir.
Sanık ile köy azaları olan tanıklar muhakkik tarafından alınan beyanlarında elektrik faturaları kuyu arızalar tamir bakım vs için ihtiyar heyetince herhangi bir karar almadıklarını ifade etmişlerdir.
Soruşturma aşamasında bilirkişi ... ve yargılama aşamasında bilirkişi ..."den aldırılan raporlar karar için yeterli olmadığından yargılama aşamasında ... köyüne ait 2009 -2010 ve 2011 yıllarına ait gelir ve gider durumunu gösterir defter ve belgeler celp edilerek istinabe suretiyle 07/09/2012 tarihli bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve bu raporlar yeterli görülerek hüküm kurulmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun 4. sayfasında yer alan (C) bendinde köy hesap defterindeki kayıtların incelenmesinde 2010 yılında 49,00 TL eksi bakiye ile yılın kapandığı, sanık tarafından gönderilen faturalar eklenince de 2011 yılı sonu olarak gelir artığı yerine 1.112,52 TL borç bakiyesi verdiği, köyün gelirleri giderlerini karşılamadığından aradaki farkın muhtar tarafından cepten karşılandığı mütalaa edilmiştir.
Soruşturma aşamasında bu iddiaya bağlı ve sınırlı olarak sorgulama ve ön inceleme yaptırılmış ve buna dayalı olarak Karatay Kaymakamlığınca sanık hakkında soruşturma izni verilmiştir. C. Başsavcılığınca bilirkişi ... alınan 19/12/2011 günlü raporda “2009 yılına ait gider faturaları sunulmamış olduğundan giderlerin deftere kaydının kontrolünün yapılamadığı” şeklindeki açıklamadan bu durum açıkça anlaşılmaktadır.
Bilirkişinin ifade ettiği ve dosya içeriğinde bulunmaları nedeniyle incelenmelerinden de anlaşıldığı üzere 2004 yılından itibaren tutulan köy hesap defterinin tasdiksiz olduğu görülmektedir. Tasdiksiz olan defter kayıtlarının birden fazla kişi tarafından tutulduğu, gelir olarak ifade edilen salma makbuzlarından bir kısmının deftere işlenmediği bir kısmının ise hatalı makbuz numarasıyla(087824-087828 arası makbuzlar) işlendiği görülmektedir.
Mahkemece sanığın “köyün gelir ve giderinin kaydına ilişkin aşamalarda birbiriyle çelişkili beyanlarda bulunduğu” kabul edilmiş ise de; sanık C.Başsavcılığında alınan 14/12/2011 günlü beyanında, evraklarında bir yanlışlık olmadığını zimmetine para geçirmediğini köyün kayıtlarını özel idareden emekli ...’nın tuttuğunu beyan etmiş, beyanda geçen kişi olduğu anlaşılan ... 14/12/2011 günü alınan ifadesinde, ... Köyünün katipliğini 15 gündür yaptığını belirtmiştir. Sanık duruşmada alınan savunmasında, “köyün gelir ve giderini vefat etmiş olan İhsan Ün isimli şahsın tuttuğunu” beyan etmiştir. Dosya arasında bulunan Köy Masraf Senedi ve İta Emirlerinin incelenmesinde 31/10/2011 günlü masraf senedinin ... adına 30/07/2009 ve 30/11/2009 günlü masraf senetlerinin ise köy katibi ücreti altında ... adına olduğu ve köy hesap defterindeki yazıların da senetlerdeki yazı örnekleriyle uyumlu olduğu gözlemlenmekte olup, beyanlar arasında çelişki olmayıp işin yapılma tarihlerine ilişkin olarak soru sorulmadan yapılan sorgu biçiminden kaynaklı farklılıklar bulunmaktadır. (Tanık ...’in ifade tarihi 14/12/2011 olmasına, kendi imzası bulunan 300.00 TL’lik 31/10/2011 günlü masraf senedinin ... adına 2011 yılı köy katip ücreti olmasına göre esasen sanığın değil tanığın beyanı dosya ile uyumlu olmamaktadır)
Köy hesap defteri ile salma makbuz koçanının üzerinde Banka hesabı olarak 36994772-5001 numara gösterilmektedir.
Toplam gelir gider hesapları tasdiksiz köy hesap defterine göre yapılmış, bu defterde 2008 yılından banka hesabında 843 TL devir, ...’e 06/01/2009 tarihinde yapıldığı gösterilen 700 TL gider kalemi de sanığın sorumluluk döneminde yer almadığı halde toplam gelir ve gidere dahil edilmiş ve banka hesabında para bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
Köy gider belgelerinin incelenmesinde; çimento, boya, fırça, seramik, batarya, boru vb. gibi çeşitli inşaat malzemeleri, pvc pencere, kiremit, inşaat demiri, çimento, güneş enerjisi ve cami inşaatı için kum nakliyesi bedelleri ile çimento nakliye ve indirme gider belgeleri bulunduğu, bir kısım inşaat işlerine ilişkin olarak işçilik giderine ilişkin herhangi bir belge olmadığı anlaşılmaktadır.
Sanık tarafından bilirkişi kuruluna hitaben düzenlenen bila tarihli, “benim gelir ve giderlerimi bizim katipler tutar onlar hesaplar ona göre benim katiplerimin yapmış oldukları bütçemi köy salma makbuzumu kestiğim halde 121240 noludan 121245 nolu makbuzumu gidere işlememiş her nedense yine 2010 yılına ait 30-10-2010—15 sıra no.lu makbuzumu koymamış 2011 yılına ait 085244 sıra no.lu ve 020265 sıra no.lu makbuzlarımı yazmayıp tekrar faturalarımın içinden 2009 yılına ait 0036239 no.lu faturamı
tekrar yazmış, bilerek ve bilmeyerek mahkemedeyken köy salma makbuzum da yine köy katibi tarafından kesildiğinden ben şu anda suçlu durumda görünüyorum, tarafıma katip hatasından oluşan suçlamada suçumun olmadığını, katip hatası şimdiki köy katibim ... "in de ifadesinin alınmasını istiyorum” şeklindeki köy hesap defterine zımbalanmış olan dilekçenin ekinde yer alan 27/07/2011 tarihli 472.00 TL ve 26/07/2011 tarihli 681.52 TL bedelli faturalar olduğu görülmüştür. (ekte sunulan faturalar hükme esas alınan raporda gider olarak kabul edilmiştir.)
Dairemize yansıyan bir kısım dosyalardan ve iş bu dosyada bir kısım tanık beyanlarından (..., ...) anlaşılacağı üzere, muhtarlık tarafından elektrik bedelini ödemek üzere su parası adı altında maliyet; gelen fatura ile, elektrik ve kuyu bakım giderleri dikkate alınıp belirlendikten sonra toplanmaktadır.
Ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanması olup, gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamakta olduğundan hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, öne sürülen ve olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp tartışılmasının zorunlu olduğuna işaret eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29/01/2008 gün 2007/5-193 esas, 2008/7 sayılı Kararı gözetildiğinde, dosyada bulunan ön inceleme raporlarının da kanıt değeri bulunmakta olup, diğer kanıtlarla birlikte maddi gerçeğe ulaşma yolunda değerlendirilmeleri gerektiği nazara alınmalıdır.
... tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenen 04/11/2011 günlü ön inceleme raporunda sanığın;
2009 yılında içme suyu için 4.099,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 3.420.35 TL ödemede bulunduğu,
2010 yılında içme suyu için 2.308,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 4.200.00 TL ödemede bulunduğu,
2011 yılında içme suyu için 4.655,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 6.607.76 TL ödemede bulunduğu ifade edilmektedir. (ön inceleme raporuna göre toplanan para 11.062.00 TL, elektrik ve masraflar için toplam ödenen para ise 14.228,11 TL olmaktadır.)
Yukarıda açıklanan dosya özetine göre;
Bilirkişinin ifade ettiği ve dosya içeriğinde bulunmaları nedeniyle de incelemeden anlaşıldığı üzere 2004 yılından itibaren tutulan köy hesap defterinin tasdiksiz olduğu ve defter kayıtlarının birden fazla kişi tarafından tutulduğu, köy masraf senedi ve ita emirlerinin incelenmesinde, köy katiplerine yapılan ödemelerin bu hususu doğruladığı, gelir olarak ifade edilen salma makbuzlarından bir kısmının deftere işlenmediği, bir kısmının ise hatalı makbuz numarasıyla (087824-087828 arası makbuzlar) işlendiği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun 4. sayfasında yer alan (C) bendinde köy hesap defterindeki kayıtların incelenmesinde, 2010 yılında 49,00 TL eksi bakiye ile yılın kapandığı, sanık tarafından gönderilen faturalar eklenince de 2011 yılı sonu olarak gelir artığı yerine 1.112,52 TL borç bakiyesi verdiği, köyün gelirleri giderlerini karşılamadığından aradaki farkın muhtar tarafından cepten karşılandığı mütalaa edilmesine göre, giderlerin gelirden fazla olduğu, bunun da kayıtların düzensiz tutulduğunu gösterdiği, köy gider belgelerinin incelenmesinde; çimento, boya, fırça, seramik, batarya, boru vb. gibi çeşitli inşaat malzemeleri, pvc pencere, kiremit, inşaat demiri, çimento, güneş enerjisi ve cami inşaatı için kum nakliyesi bedelleri ile çimento nakliye ve indirme gider belgeleri bulunduğu, bir kısım inşaat işlerine ilişkin olarak işçilik giderine ilişkin herhangi bir belge olmadığı, sanık tarafından bilirkişi kuruluna hitaben düzenlenen bila tarihli dilekçenin ekindeki makbuzlar gider olarak düşülmekle birlikte içeriğinde yer alan sübuta esas hususların araştırılmadığı, gelir gider hesaplarının esas alınarak yapıldığı, tasdiksiz köy hesap defterinin 2008 yılından banka hesabında 843 TL devir, ...’e 06/01/2009 tarihinde yapıldığı gösterilen 700 TL gider kalemi de sanığın sorumluluk döneminde yer almadığı halde toplam gelir ve gidere dahil edildiği ve banka hesabında (Köy hesap defteri ile salma makbuz koçanının üzerinde ... nolu banka hesabı ifadesinin yer aldığı) para bulunup bulunmadığının ve köy su abone defterinin olup olmadığının tespit edilmediği, bu nedenle de bilirkişi raporlarının ve toplanan kanıtların hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı nazara alındığında;
Y. 5.CD., 28/06/2018 gün ve 2016/8450 Esas; 2018/4902 Karar, Y. 5.CD., 11/07/2018 gün ve 2016/11386 Esas; 2018/5253 Karar, Y. 5.CD., 12/04/2018 gün ve 2015/12299 Esas; 2018/2839 Karar sayılı içtihatlarında da açıklandığı üzere; sanığın görev süresi itibarıyla köyün tüm gelir ve giderlerinin karşılaştırılarak zimmetinde kalan paranın bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmekte olup maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılabilmesi gerekmektedir.
Y. 5.CD., 23/01/2015 gün ve 2013/6487 Esas; 2015/1573 Karar sayılı içtihadında belirtildiği şekilde; köy su abone defterinin bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise defterde adı geçen köy halkından diğer kişilerin ödemeye ilişkin beyanlarına başvurulması,
Sanık tarafından bilirkişi kuruluna hitaben düzenlenen bila tarihli dilekçede bilirkişi tarafından esas alınan giderler dışında bir kısım giderlerin işlenmediğinden bahsedilmesi, köy gider belgelerinin incelenmesinde; çimento, boya, fırça, seramik, batarya, boru vb gibi çeşitli inşaat malzemeleri, pvc pencere, kiremit, inşaat demiri, çimento, güneş enerjisi ve cami inşaatı için kum nakliyesi bedelleri ile çimento nakliye ve indirme gider belgeleri bulunması, bir kısım inşaat işlerine ilişkin olarak işçilik giderine ilişkin herhangi bir belge olmaması karşısında;
Y. 5.CD., 24/05/2016 gün ve 2014/4393 Esas; 2016/5209 Karar sayılı içtihadında belirtildiği şekilde; sanığın köye ait yaptığı tüm masraflara ilişkin gerek köy tüzel kişiliğinde gerekse de sanığın kendisinde bir belge olup olmadığının araştırılması,
Y. 5.CD., 19/10/2017 gün ve 2014/8154 Esas; 2017/4436 Karar ve Y. 5.CD., 28/09/2017 gün ve 2014/8023 Esas; 2017/4099 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği şekilde; öncelikle sanıktan sorularak masraflara dair başkaca fatura veya herhangi bir belge bulunması halinde dosyaya temininin sağlanması,
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun 4. sayfasında yer alan (C) bendinde köy hesap defterindeki kayıtların incelenmesinde 2010 yılında 49,00 TL eksi bakiye ile yılın kapandığı, sanık tarafından gönderilen faturalar eklenince de 2011 yılı sonu olarak gelir artığı yerine 1.112,52 TL borç bakiyesi verdiği, köyün gelirleri giderlerini karşılamadığından aradaki farkın muhtar tarafından cepten karşılandığı mütalaa edilmesi nedeniyle Y. 5.CD., 02/10/2015 gün ve 2013/10887 Esas; 2015/14750 sayılı Kararında işaret edildiği üzere; sanık tarafından köyün ihtiyaçlarının giderilmesi için kendi cebinden yapılan harcamaların olup olmadığının miktarlarıyla birlikte araştırılması, köye ait banka hesaplarına ilişkin ekstrelerin getirtilip gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bu kapsamda zimmetinde köye ait para bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak Y. 5.CD., 05/07/2018 gün ve 2016/9655 Esas; 2018/5146 Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere; bilirkişi raporunda belirtilen gelir-gider farkının kayıtların özensiz tutulmasından kaynaklanabileceği ve sübutu halinde bu eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği de değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de
Ceza Genel Kurulu 27/03/2018 tarih ve 2016/5-557; 2018/124; Ceza Genel Kurulu 02/07/2014 tarih ve 2013/5.MD-540; 2014/339 sayılı kararlarında da ifade edildiği üzere, zimmet suçunu düzenleyen TCK’nın 247. maddesinde kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder. Köyün içme ve kullanma suyunun pompalanması için kurulan pompa tesisinin elektrik faturalarını ödemek amacıyla köy halkından tükettikleri su miktarı esas alınarak toplanan paralardan bir kısmının maledinildiğinin iddia edilmesine, sanık ile köy azaları olan tanıklar muhakkik tarafından alınan beyanlarında elektrik faturaları kuyu arızalar tamir bakım vs için ihtiyar heyetince herhangi bir karar almadıklarını ifade etmelerine göre; Y. 5.CD., 20/12/2016 gün ve 2014/7764 Esas; 2016/9771 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; 442 sayılı Köy Kanununun 37/4. maddesinde köy işlerinde harcanacak paranın ihtiyar meclisi kararı ile toplanacağının düzenlenmiş olduğu da nazara alınıp öncelikle, köylüden paraların anılan maddeye uygun olarak alınan karar uyarınca toplanıp toplanmadığının tespit edilmesi, söz konusu tahsilat işlemine ilişkin köy ihtiyar heyeti kararının bulunduğunun saptanması halinde, bu karara dayalı olarak toplanıp sanığın uhdesinde kalan paraların zimmet, aksi halde ise hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde zimmet suçundan hüküm kurulması, isabetsizliklerinden ötürü bozma kararı verilmesi gerekmektedir.
Mevcut delillerin hüküm kurmaya elverişli olduğu, suç tarihinden itibaren geçen süre nazara alındığında, belirtilen konularda yapılacak araştırmaların usul ekonomisine aykırı olacağı ve yargılamanın uzaması dışında bir fayda sağlamayacağı sonucuna ulaşılıp ve uyuşmazlığın esasına geçilmesi yönünde bir kabulde bulunulduğu takdirde ise;
Yargılamaya konu olayda iddia, köyün içme ve kullanma suyunun pompalanması için kurulan pompa tesisinin elektrik faturalarını ödemek amacıyla köy halkından tükettikleri su miktarı esas alınarak toplanan paralardan bir kısmının maledinilmesi olmasına, 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesi hükmüne, Dairemize yansıyan bir kısım dosyalardan ve iş bu dosyada bir kısım tanık beyanlarından (..., ...) anlaşılacağı üzere, muhtarlık tarafından elektrik bedelini ödemek üzere su parası adı altında maliyet; gelen fatura ile elektrik ve kuyu bakım giderleri dikkate alınıp belirlendikten sonra toplanmakta olmasına, ... tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenen 04/11/2011 günlü ön inceleme raporunda sanığın; 2009 yılında içme suyu için 4.099,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 3.420,35 TL, 2010 yılında içme suyu için 2.308,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 4.200,00 TL, 2011 yılında içme suyu için 4.655,00 TL topladığı, fatura ve gecikme cezası bedeli ile pompa arıza gideri olmak üzere toplam 6.607,76 TL ödemede bulunduğunun ifade edilmesine ve buna göre de ön inceleme raporuna gözetildiğinde toplanan para 11.062,00 TL, elektrik ve masraflar için toplam ödenen para miktarının ise 14.228,11 TL olması nazara alındığında sanığın yüklenen suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinin isabetsiz olduğu kabul edilerek bozma kararı verilmesi gerektiğinden aksi yöndeki çoğunluk görüşüne iştirak edilememiştir.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.