11. Hukuk Dairesi 2018/4042 E. , 2019/5421 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.02.2015 tarih ve 2014/341-2015/60 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “FORM” asıl unsurlu bir çok tanınmış tescilli marka ve tasarımının olduğunu, davalının 2012/6590 numaralı 30 ve 35. sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren “FORMUKO SAĞLIĞINIZ BİZE EMANET+ŞEKİL” ibare ve biçimli marka tescil başvurusunun müvekkilinin markalarından belirgin şekilde farklı olmadığını, davalının marka başvurusunun ilanı üzerine iltibas ve tanınmışlık ile tasarım hakkına tecavüz vakıasına dayalı olarak başvurunun reddi talebiyle davalı Kurum nezdinde yaptıkları itirazın öncelikle markalar dairesi ve nihaî olarak da YİDK tarafından 2014-M-9794 sayılı kararla reddedildiğini, 30 ve 35/6. sınıf ürün ve hizmetler bakımından hukuka aykırı Kurum kararının iptalinin gerektiğini ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2014-M-9794 sayılı kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğüyle sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, davacının markaları ile davalı başvurusundaki işaretin aynı veya benzer olmadığını, form ibaresinin 556 sayılı KHK’nın 7/c maddesi anlamında vasıf bildirici mahiyette olduğunu ve anılan kararnamenin 12. maddesi uyarınca üçüncü kişilerce kullanımının engellenemeyeceğini, bıraktığı izlenim itibarı ile başvuru konusu işaretle davacı marka ve tasarımlarının ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadıklarını, herhangi bir karıştırma ihtimalinin olmadığını, davalının kötüniyetle başvuru yaptığını gösterir kanıt bulunmadığını, itirazın kabulü için 556 sayılı KHK"nın 8.maddesindeki koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı başvurusunun asıl ve ayırt edici unsurunun “FORMUKO” ibaresi olduğu, başvuru konusu işaretin davacı markalarının esas unsuru olan “FORM” ibaresini içerdiğinin ilk bakışta anlaşılamadığı, “FORM” ibaresinin ayırt ediciliği düşük ve içerdiği emtiaların vasfını bildiren bir ibare olduğu, bu tür markalarda iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklikte dahi bertaraf edilebileceği, iltibas değerlendirmesinde önce işaretlerin sonra mal ve hizmetlerin benzerliği gibi bir sıralama yerine her ikisinin bir arada ve birbirine nitelik olarak etkisi gözetilerek yapılması gerektiği, buna göre somut vakıada davacının “FORM” ibareli markalarıyla davaya konu “FORMUKO SAĞLIĞINIZ BİZE EMANET+ŞEKİL” ibareli başvuru markasının biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzer olmadığı, zira markaların bütün olarak korunup değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği, davalının başvuru markasının kapsamındaki 30. ve 35. sınıf ürün ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin bu ürün ve hizmetleri satın almak için ayırdığı zaman ile dikkat ve özen gözetildiğinde bu iki işareti karıştırmayacakları; öte yandan davacının “FORM” ibareli markasının bisküvi ürünleriyle ilgili olarak beli bir bilinirliği olmasına rağmen işaretlerin farklı olması karşısında, davalı başvurusunun 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetlerde tescili halinde, davacıya ait bisküvi ürünleri sektöründeki tanınmışlık yahut bilinirlikten haksız biçimde yararlanma sağlanacağının düşünülemeyeceği, nitekim davacı markasının sınırlı biçimde bisküvi ürünleri sektöründe elde ettiği tanınmışlık yahut bilinirlikten doğan imajın 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetlere transferinin de mümkün olmadığı, davalının başvurusuna konu işaretin davacı markalarına yönelik bir kötüleme içermediği, onu karartacak bir unsur ve algılama da yaratmadığı, tüm bunların yanında bir tasarımın görsel anlatımında marka unsurunun bulunmasının tasarım hakkı sahibine marka hakkı sağlamayacağı, kaldı ki davalı marka tescil başvurusunun konusu olan işaretin, davacının tasarımının belirgin biçimde benzeri olduğunun söylenmesinin de mümkün olmadığı, esasen davacı vekilinin davalı markasının biçimine değil, içerisinde “FORM” sözcüğünün bulunmasına itiraz ettiği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.