3. Hukuk Dairesi 2019/656 E. , 2019/2173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve velayet davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 2010 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 2011 doğumlu ... isminde çocuklarının olduğunu, ayrıca dört aylık hamile olduğunu, davalı kocanın alkol alışkanlığının olduğunu, hakaret edip evden kovduğunu, müşterek çocukla birlikte baba evine sığındığını, davalının infak ve iaşesi ile masraflarını karşılamadığını, ev hanımı olduğunu ve herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, kendisi için 400,00 TL, müşterek çocuk ... için 300,00 TL olmak üzere toplam 700.00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini , çocuğun kendisine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı; evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, müşterek haneyi kendi isteği ile terk ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu, davacı kadın ve müşterek çocuğun maddi açıdan katkıya muhtaç oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı için dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL, müşterek çocuk ... için dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve müşterek çocuk..."ün tarafların ayrı yaşadıkları süre boyunca davacı annesine teslimine, velayet talebi yönünden bu aşamada bir değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2015 / 19403 Esas – 2016 / 1232 Karar sayılı ve 08/02/2016 tarihli kararı ile; " ... O halde, mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen esaslar ışığında ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet etmek, ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek olmalı iken, tüm bu hususlar gözardı edilerek davalı tarafın yokluğunda dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir... " gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir .
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş , hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacı ve ortak çocuk yararına aylık 200.00.- er TL tedbir nafakası takdir edilmiş , hükmü sadece davalı yan temyiz etmiş, hüküm hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile davalı yararına bozulmuş, bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise davacı yararına aylık 400.00.-TL, ortak çocuk yararına aylık 300.00.- TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Mahkeme, verilen ilk hükmü sadece davalı temyiz ettiği halde , davalının aleyhine hüküm kurmuştur. Davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.