4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8122 Karar No: 2018/4169 Karar Tarihi: 15.05.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8122 Esas 2018/4169 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/8122 E. , 2018/4169 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 29/08/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... yönünden husumet nedeniyle davanın reddine; diğer davalı yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan ...’nın tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, adam öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... yönünden husumet nedeniyle davanın reddine; diğer davalı yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalılardan ...’nin müvekkilinin kardeşi, diğer davalının ise yeğeni olup, taraflar arasında önceye dayalı husumet bulunduğunu; 02/05/2005 tarihinde davalılardan ...’nın, müvekkilini kesici aletle vurmak suretiyle öldürmeye teşebbüs ettiğini; diğer davalının ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığını, davalılar hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda mahkumiyetlerine karar verildiğini beyan ederek, müvekkilinin bu nedenle uğradığı maddi ve manevi zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalılardan ... aleyhine diğer davalının yasal temsilcisi sıfatıyla eldeki davanın açıldığı gerekçesi ile anılan davalı yönünden talebin husumet nedeniyle reddine; diğer davalı yönünden öldürmeye teşebbüs eyleminin kesinleşen ceza mahkumiyeti ile sabit olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde adı geçen davalı ...’nın, olay tarihinde onsekiz yaşından küçük olan davalı ...’nın yasal temsilcisi olarak gösterildiği ve 26/02/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında da davacı vekilinin, anılan davalının yaşının küçük olması nedeniyle velayeten ...’yı dava dilekçesinde gösterdiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde aile başkanının sorumluluğuna ilişkin herhangi bir ifade de yer almadığı gözönüne alındığında; davanın ...’ya karşı açıldığı; babası olan ...’nın ise yasal temsilci sıfatıyla hasım olarak gösterildiğinin kabulü gerekir. Şu durumda mahkemece, davada taraf olmayan ... yönünden hüküm tesisi ve adı geçen lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir. Hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.