14. Hukuk Dairesi 2017/1666 E. , 2020/8013 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili Hazine ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 181 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, parselin genel yola çıkışı olmadığını, bu nedenle davalı Hazine’ye ait 181 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisi talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “ 181 ada 1 parsel lehine 181 ada 2, 5 ve 70 Nolu parsellerden dosyada bulunan bilirkişi...’in 27/03/2015 tarihli raporuna ekli krokide 3. güzergah olarak belirttiği 2 Nolu parsel için 124,57 m2, 5 Nolu parsel için 147,59 m2, 70 Nolu parsel için 64,46 yerin geçit hakkı olarak tesisine” karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; 27.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait 181 ada 1 parsel sayılı taşınmaz lehine 4 farklı alternatif geçit güzergahı belirlendiği ve mahkemece bunlardan 180 ada 70, 5 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden belirlenen 3. güzergahtan geçit hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar 3 Nolu alternatiften geçit irtifakı tesisine dair hüküm kurulmuşsa da geçit irtifakının 3 farklı taşınmaza yükümlülük getirmesi, fen bilirkişisi tarafından belirlenen 1 Nolu alternatifte ise tek parsele yükümlülük getirdiği gözetilerek yine aynı davalı Hazine’ye ait 180 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan geçit irtifakı tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, aleyhine geçit hakkı tesis edilen 181 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı sorgulamasında malikinin dava dışı ... olduğu anlaşılmış olup adı geçen malike husumet yöneltilmeden mahkemece esas hakkında karar verilmesi de doğru değildir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.