11. Hukuk Dairesi 2018/4125 E. , 2019/5419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/07/2017 tarih ve 2016/411 E- 2017/318 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1650 E- 2018/508 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “sahibinden” esas unsurlu ve tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "sahibiburada" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2015/34439 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa sahibinden ibaresini tescilli ticaret unvanı, marka ve alan adı olarak kullandığını, www.sahibinden.com alan adlı internet sitesinin 2000 yılında kullanıcıların hizmetine sunulduğunu, günümüzde siteye ortalama 80.000 yeni ilan girdiğini, 5 milyon aktif ilan, aylık 33,5 milyon tekil kullanıcı ve 4 milyardan fazla sayfa görüntüleme sırasıyla Türkiye’nin en çeşitli ve kapsamlı ilan portföyüne sahip e-ticaret platformu haline geldiğini, dolayısıyla sahibinden ibaresinin ayırt edici nitelik kazanmış itibarlı bir marka olduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararları çerçevesinde sahibinden markasının tanınmışlığının kabul edildiğini, yine davacı markalarının seri marka niteliğini haiz olduğunu, davalının 2015/34439 sayılı “sahibiburada” markası ile davacı markası arasında benzerlik bulunduğunu, emtia listelerinde benzer emtialar olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 2016-M-8637 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, sahibinden ibaresinin tescilli olduğu emtialar bakımından zayıf marka olduğunu, üretilen ürünün ya da hizmetin kaynağına işaret ettiğini, bu bağlamda sahibinden kelimesinin her duyulduğunda davacıyı çağrıştırmayacağını, dava konusu işaretlerin anlamsal olarak farklı olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını ve tanınmışlığın da somut olaya etkisinin olmadığını, kötüniyete ilişkin delil bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı markalarının aynı KHK"nın 8/4 maddesi kapsamında tanınmış marka oldukları, ancak dava konusu marka başvurusunun kapsamındaki bütün hizmetler redde mesnet gösterilen markaların kapsamında aynen yer aldığından, davacı markalarının tanınmış olduğu kabul edilse dahi bu durumun sonuca etkili olmadığı, davacının “sahibinden” ibareli markasının tanınmış marka olmasının benzerlik ve iltibası artıran bir unsur olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı marka başvurusunun kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2016-M-8637 sayılı kararının iptaline, davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum tarafından temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 16/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.