5. Ceza Dairesi 2014/10543 E. , 2018/6139 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet verme
HÜKÜM : Rüşvet vermeye teşebbüs suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre rüşvet suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...... avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK"nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin rüşvet suçundan açılan kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp Kurumunun 13/10/2008 tarihli raporuna göre olay günü 2.28 promil alkollü olduğu anlaşılan sanığın kullandığı araçtan şüphelenen jandarma trafik timinde görevli katılanların sanığı durdurarak gerekli işlemleri yapmak için evraklarını istedikleri, sanığın ilgili evrakları vermek istemediği, katılanların araçla ilgili gerekli sorgulamaları yaptıkları sırada sanığın katılan ..."a hitaben ""kardeş bakar mısın, bu işi aramızda halledelim, devriyeyi çağırmana gerek yok, 100 TL sana 100 TL diğer arkadaşına vereyim bu iş kapansın, beni de bırakın evime gideyim"" demek suretiyle rüşvet teklif ettiği iddia ve kabul edilen olayda, suç niteliğinin tayini bakımından, sanığın kendisini... olarak tanıtıp bu isim adına sahte kimlik ibraz ettiği de nazara alınarak, olay günü sanık hakkında trafik cezası işlemi uygulanıp uygulanmadığı,uygulanmış ise kesinleşip kesinleşmediği hususları araştırılmadan, bir idari işlem uygulanmış ise kesinleşmiş onaylı örneği dosya arasına alınmadan, 5237 sayılı TCK"nın, 05/07/2012 günü yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır." denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin, yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı bir hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda eylemin kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması nedeniyle aynı Yasanın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.