Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15814
Karar No: 2012/1204

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/15814 Esas 2012/1204 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/15814 E.  ,  2012/1204 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    17.01.1992 – 18.01.1996 döneminde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine yönelik olarak 22.02.2006 tarihinde açılan davada, askerlik ödevinin yerine getirilmesi amacıyla 1996 yılında işten çıkış yapılıp askerlik dönüşü 1998 yılında yeniden çalışmaya başlanıldığı iddiasının ileri sürüldüğü, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle verilen red kararının temyiz denetimini gerçekleştiren Dairemizce “… davacının anılan dönem yönünden işe giriş bildirgesinin ve bildirimlerinin bulunmadığı, sigortalı olarak tescilinin 01.10.1998 tarihli işe girişi üzerine gerçekleştiği, 01.10.1998 – 31.03.2001 döneminde dava dışı... 01.04.2001 – 01.01.2003 döneminde davalıya ait iş yerlerinde eksiksiz bildiriminin ve adına prim ödemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. … davacı askerlik hizmetini yerine getirmiş ise sevk ve terhis tarihleri belirlenmeli, davacının iddiasının doğrulanması ve askerlik dönüşü makul bir sürede iş yerine girdiğinin saptanması durumunda askerlik süresince hizmet sözleşmesinin askıda bulunduğu kabul edilerek hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı göz önüne alınmalı, işverenlerin Kurum nezdinde bulunan iş yeri dosyaları ile dava konusu yapılan dönemleri içerir dört aylık sigorta primleri bordroları davalı Kurumdan getirtilmeli, bordrolarda bildirimi yapılmış sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde aynı çevredeki iş yerlerinin işverenleri veya çalışanlarının bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, tanık anlatımları arasında çelişki belirdiğinde giderilmeli, davacıyla ilgili tüm belge ve kayıtlar varsa işverenden istenilmeli, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.” görüş ve düşüncesiyle hükmün bozulduğu, 19.12.2006 gün ve 2006/12330 – 16706 sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama aşamasında davacının 21.02.1997 – 22.08.1998 tarihleri arasında askerlik yükümünü yerine getirdiği belirlendikten sonra bu kez 28.12.2007 günü açılan ikinci davada, işten 18.02.1997 tarihinde çıkış yapılmış olmasına karşın, ilk davada maddi hataya dayalı olarak 18.02.1997 tarihinin 18.01.1996 olarak belirtildiği bildirilerek, anılan hatanın bir anlamda düzeltilmesi amacıyla 19.01.1996 - 18.02.1997 dönemine yönelik hizmet tespiti isteminde bulunulduğu anlaşılmakta olup, birleştirilerek görülen davada mahkemece yapılan
    yargılama sonunda, bozma ilamından sonra 18.01.1996 tarihi 18.02.1997 olarak düzeltildiğinden iddianın genişletilmesi yasağına aykırı davranıldığı, işten çıkış günü 18.01.1996 olarak belirtildiğinden davacının askerlik yükümünü yerine getirmeye başladığı 21.02.1997 tarihi esas alındığında aradaki zaman aralığının, hizmet akdini askıda tutan “kabul edilebilir süre” olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın yeniden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği belirgindir.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrası olup, anılan Kanunun 6’ncı maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönündeki düzenleme ile anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri gerektiği açıktır. Bu bağlamda, hak kayıpları ile gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği dikkate alınmalıdır.
    İnceleme konusu dava yönünden, askerlik ödevini yerine getirmek üzere işten çıkıldığı yönündeki iddia ile birlikte değerlendirildiğinde ve özellikle askerlik dönemi dikkate alındığında, ilk davada çalışmanın sona erdiği tarihin 18.01.1996 olarak belirtilmesinin maddi yanılgıya dayalı olduğu, yargılamanın her aşamasında düzeltilebileceği ve bunun iddianın genişletilmesi olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu bakımdan, hak düşürücü sürenin gerçekleşmediği davada yöntemince yapılacak inceleme ve araştırma sonunda elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi yönünde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi