Hukuk Genel Kurulu 2014/162 E. , 2016/859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.02.2009 gün ve 2008/173 E. 2009/50 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.05.2012 gün ve 2010/7332 E. 2012/7777 K. sayılı kararıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, mahkeme kararı Özel Dairece bozulmuştur.
Mahkemece eski hükümde direnilmiş, direnme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce önsorun olarak usulüne uygun kısa karar kurulup kurulmadığı ve kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı tartışılmıştır.
Bilindiği üzere mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Buna göre hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikârdır.
Hukuk Genel Kurulunun 19.6.1991 gün 323-391 E. K.; 10.09.1991 gün 281-415 E. K.; 25.9.1991 gün 355-440 E. K.; 05.12.2007 gün 981-936 E. K.; 23.01.2008 gün 29-4 E. K.; 05.10.2011 gün 607-604 E. K., 06.03.2013 gün 2012/21-1357 E., 2013/307 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir..
Somut olaya gelince, mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "davalının defterlerini ibraz etmekten kaçındığı dikkate alınarak önceki kararda ısrar edilerek davanın kabulüne" şeklinde kısa karar oluşturulmakla yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar kurulmamıştır.
Her ne kadar Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, talep sonucu ile hükmün tamamen aynı olması durumunda “davanın kabulüne” şeklinde kurulan kısa kararın Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olduğu ve çelişkiden söz edilemeyeceği, somut olayda faiz başlangıcı dışında bu şartın gerçekleştiği ve ön sorun bulunmadığı belirtilmişse de yukarıda açıklanan nedenlerle bu görüş benimsenmemiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 29.06.2016 gününde ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.