Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3619
Karar No: 2016/13200
Karar Tarihi: 07.10.2016

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3619 Esas 2016/13200 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/3619 E.  ,  2016/13200 K.

    "İçtihat Metni"



    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a ve 125/1. maddeleri uyarınca üç kez 3 ay hapis ve üç kez 2 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair (kapatılan) Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2010 tarihli ve 2008/682 esas, 2010/279 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a (üç kez)ve 125/1 (üç kez) maddeleri uyarınca üç kez 3 ay hapis ve üç kez 2 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51/1. maddesine göre hapis cezalarının ertelenmesine dair,İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2014 tarihli ve 2013/384 esas, 2014/30 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2016 gün ve 26318 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “ Dosya kapsamına göre:
    1-Gerek iddianame anlatımında, gerekse soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan delillere göre sanığın tek bir eylemi ile birden fazla kişiye hakaret ettiği,aynı şekilde tek bir eylem ile birden fazla kişiyi tehdit ettiği,bu itibarla sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43/2.maddesi uygulanmak suretiyle hakaret ve tehdit suçlarından verilecek cezanın arttırılması yerine mağdur sayısınca suçun oluştuğu kabul edilerek sanığın aleyhine olacak şekilde üç defa hakaret ve üç defa tehdit suçundanmahkumiyetine karar verilmesinde,
    2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195.maddesindeki istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkumiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden,savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir " denilmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, (kapatılan) Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2010 tarihli kararıyla, hapis cezaları ile cezalandırılmasına, koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle, mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2014 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği,temyiz edilmeksizin 17/02/2014 tarihinde kesinleşen bu kararın kanun yararına bozma konusu yapıldığı anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    a- Sorgusu yapılmayan sanık hakkında cezalandırılmasına dair kurulan mahkumiyet hükmünün, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurup doğurmayacağına,
    b- Tehdit ve hakaret eylemlerinin birden fazla mağdura karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle TCK"nın 43/2-1.maddelerinin uygulanması yerine mağdur sayısınca hükümler kurulmasına dair hukuka aykırılıklara ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    1- Sanığın savunması alınmadan mahkumiyet hükmü kurulması hususunun değerlendirilmesi,
    5271 sayılı CMK’nın 191. maddesinde duruşmaya başlanmasına ilişkin kurallar ile sanığın sorgusunun nasıl icra edileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, anılan Kanunun 193/1. maddesinde ise, kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanunun ayrık tuttuğu hallere ise 5271 sayılı Kanun’un 193/2 ve 195. maddelerinde yer verilmiştir.
    CMK’nın 195. maddesindeki düzenlemeye göre, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmesi halinde, sanık gelmese de duruşma yapılabilecektir, ancak maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki, suçun yaptırımın adli para cezası veya müsadereden ibaret bulunması, ikinci koşul ise, sanığa gönderilecek davetiyeye gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarının yazılmış olmasıdır.
    193. maddenin 2. fıkrasında ise, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler yüz yüze yargılama ilkesinin istisnasını oluşturmakta ise de, somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği yargılama sırasında sanığın sorgusu yapılmış olması kaydıyla, deneme süresi içinde yeniden suç işlediğinin ihbarı üzerine yapılan yargılamada, duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine karşın duruşmaya katılmaması halinde, önceki savunması ile yetinilerek, hüküm kurulabilecektir.
    Somut olayda;sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen yargılama sırasında da savunmasının alınmadığı anlaşılmıştır.
    Bu itibarla, CMK’nın 193/1. maddesinde yazılı olup, savunma hakkı yanında yargılama yönteminin temel ilkelerinden olan “doğrudan doğruyalık, vasıtasızlık ve yüzyüzelik” ilkelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarına da yönelik bulunan; "hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamaz" hükmüne uyulmayarak, sanığın isnat edilen suçlardan mahkemece sorgusu yapılıp, savunması alınmadan, mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
    2- Özel içtima hükmü olan TCK"nın 43/2.maddesinin uygulanmaması hususunun değerlendirilmesi,
    5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi
    olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır.( Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
    İncelenen somut olayda; sanığın, annesi ve iki kız kardeşine elinde satır olduğu halde “sizi öldürürüm,or....pular “ demesi biçiminde tek bir fiille gerçekleştirdiği iddia ve kabul edilen eylemlerinde,, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Adalet Bakanlığı"nın istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında, İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2014 tarihli, 2013/384 esas, 2014/30 sayılı kararının, CMK’nın 309.maddesi uyarınca Kanun Yararına BOZULMASINA,
    2- Savunma hakkının kısıtlanmasıyla ilgili bozma nedenine göre CMK"nın 309. maddesinin 4/b fıkrası gereğince, mahkemesince yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasına, 07/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi