22. Hukuk Dairesi 2013/38251 E. , 2014/4371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade kararı Dairemizin 23.06.2013 tarihli 2013/9407 esas, 2013/15725 karar sayılı kararıyla iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği ve bu nedenle davacının iş güvencesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle bozularak ortadan kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı avukatı tarafından kararın maddi hataya dayalı olarak verildiği gerekçesiyle maddi hatanın düzeltilmesi istemiyle talepte bulunulmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi:
Somut olayda öncelikle iş sözleşmesinin fesih mi yoksa ikale yoluyla mı sona erdirildiğinin tespiti gerekmektedir. Davacı 18.10.2012 tarihli ikaleyi davalıyla yapmıştır. Bu ikale uyarınca imza tarihinde davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakları ödenmek koşuluyla sözleşmenin 31.10.2012 tarihinde sona erdirileceği kararlaştırılmıştır. Davacının 22.10.2012 tarihli ikaleden döndüğüne dair beyanı ikalenin bozulması için yeterli değildir. Ancak ikalenin imzalanmasından sonra fakat sözleşmenin sona erdirileceği tarihten önce davacının iş sözleşmesinin haklı neden iddiasıyla davalı işverence feshedildiği görülmektedir. Şu halde davacının iş sözleşmesi fesih ile sona erdiğinden maddi hataya dayalı dairemizin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde ortopedi uzmanı olarak çalıştığını, davalı işyeri yöneticisinin 18.10.2012 tarihinde kendisini odasına çağırarak artık kendisi ile çalışmak istemediklerini eğer gösterdikleri belgeleri imzalar ise tazminatlarını ödeyeceklerini, aksi halde iş sözleşmesinin tazminatsız olarak feshedileceğini belirttiğini, hak kaybına uğramamak için bu belgeleri okumadan imzaladığını, belgeleri okuyup içeriğini anladığında ise davalı işverene yazılı olarak başvurarak çalışmaya devam etmek istediğini belirttiğini, bu bildirimi alan davalının bu defa da 23.10.2012 tarihinde eski ve yeni yöneticiler, çalışanlar ve genel olarak vakıf hakkında ihbar ve isnatlarda bulunulması, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda uymayan davranışlarda bulunulmuş olması iddialarıyla iş sözleşmesini feshettiğini, tüm bu iddialarının yersiz olduğunu belirterek müvekkilinin işe iadesine ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacıya iddia ettiği gibi baskı yaparak iş akdinin zorla sonlandırmasına ilişkin bir belge imzalatılmadığını, davacının iki arkadaşı ile birlikte işyerinde iş arkadaşları ve yöneticileri hakkında asılsız ve onur kırıcı iddiada bulunduklarını, bu durumun tespiti için davalı işyeri tarafından inceleme yaptırıldığını ve iddiaların asılsız çıktığının, davacı ile karşılıklı mutabakat ile iş sözleşmesinin feshedilmesi konusunda 18.10.2012 tarihinde anlaşmalarına rağmen 22.10.2012 tarihinde davacının mutabakat ile fesihten vazgeçtiğini belirtmesi üzerine 23.10.2012 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II. maddesi uyarınca davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin yöneticiler, çalışanlar ve genel olarak Vakıf hakkında asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunulmuş olması sebep gösterilerek feshedildiği, ispat yükü üzerinde olan davalının feshin haklı ya da geçerli nedene dayandığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre davacının iş arkadaşı hakkında bir takım yolsuzluk iddiasında bulunduğu görülmektedir. Davacının iş sözleşmesinin feshi de buna dayanmaktadır.
Davacının eylemi neticesinde işyerinde güvensizlik ortamı olduğu ve çalışma barışının bundan etkilendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının iş sözleşmesinin feshi geçerli nedene dayandığından davacının işe iade isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hatalı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 28.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.