10. Hukuk Dairesi 2010/7708 E. , 2012/1173 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, .... sayılı sigorta sicil dosyasının ilk sigorta sicil dosyası olduğunun tespiti ile prim ve gün sayısının hesabında iş bu sicil dosyasının esas alınması istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile, toplanan delillere göre; davacının,.... oğlu, .... 01.04.1957 doğumlu...nüfusuna kayıtlı ... olduğu, davalı ... sigorta sicil numarasına göre, biri 31.06.1971, diğeri, 11.10.1971 tarihli iki adet giriş bildirgesi düzenlendiği, her iki giriş bildirgesinin de Kamber oğlu Yazıhan 1953 doğumlu ....adına tanzim edildiği, her iki giriş bildirgesinin de ... sicil sayılı “.... ve Ortağı Kollektif Şirketi” unvanlı işyerine ait bulunduğu, anılan işyerinden düzenlenen 1971/3. dönem bordrosunda .... adıyla ve davalı ... sigorta sicil numarası üzerinden 01.07.1971-12.08.1971 arası dönemde 41 gün bildirim gösterildiği, kimlik bilgilerindeki farklılık nedeniyle ...741 sicildeki çalışmanın Kurumca davacıya mal edilmediği, Nüfus Müdürlüğü ve Savcılık nezdinde yapılan araştırmaların, davacının kimlik bilgilerine göre hatalı biçimde yapıldığı, beyanlarına başvurulan, üç davacı tanığının, çalışmanın başlangıcı konusunda farklı tarihler bildirdiği, alınan imza inceleme raporunda; giriş bildirgesindeki imzaların, davacıya ait olmadığının belirtildiği, mahkemenin, imza inceleme raporunu gözeterek, davanın reddine hükmettiği anlaşılmaktadır.
Bu tür aidiyet ve tespit davalarında, gerçeğin tam olarak saptanması için tanık sözlerinden ayrı olarak işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır. O halde, bu araştırmanın yönteminin ve izlenecek yolun ne olması gerektiğinin saptanması zorunludur. Bu tür davalarda, öncelikle, iddia sahibinin gerçek nüfus kayıtlarıyla Kurumda ve iş yerinde kayıtlı olan şahsın nüfus kayıtları dikkate alınarak, iş yeri kayıtlarındaki şahsın titizlikle araştırılıp,
tespiti halinde, duruşmaya çağrılmak suretiyle dinlenmesi gerekir. Her ne kadar, işe giriş bildirgesindeki imzaların davacıya ait olmadığı belirtilmiş ise de, zamanla imzaların değişebileceği gözetilerek ve mümkün olduğu takdirde, fotoğraf incelemesi yapılması gereği gözetilmemiştir. Diğer taraftan, iş yeri kayıtlarından, davalı dönemde davacı ile birlikte çalıştığı saptanan bordro tanıklarının, çağırılarak beyanlarına başvurulması ve özellikle çalışmanın başlangıcı ve süresinin açık ve net bir biçimde belirlenmesi gereği yerine getirilmemiştir. Diğer yandan; mahkemece, iş yerinde, davacı sigortalıyı çalıştıran ve kendisini yakından tanıması gereken yetkili kişi, ya da, kişilerin bilgisine başvurularak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine uyulmamıştır.
Mahkemece, açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 31.01.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.