4. Ceza Dairesi 2016/5542 E. , 2016/13182 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 129/3, 106/1-2. cümle maddeleri uyarınca 1 ay hapis (2 kez) cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Nazilli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/06/2015 tarihli ve 2014/91 esas, 2015/503 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10.02.2016 gün ve 94660652-105-09-15075-2015-Kyb istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/02/2016 günlü, 2016/73168 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle dosya incelendi.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
Dosya kapsamına göre, evvelce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Nazilli 5. Asliye Ceza Mahkemesi”nin 26/06/2015 tarihli ve 2014/91 esas, 2015/503 sayılı kararın 5271 sayılı CMK”nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre, TCK"nın 50, 53/1. maddelerinin yeniden değerlendirilerek cezanın şahsileştirilmesi gerekeceğinden, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.