10. Hukuk Dairesi 2011/12377 E. , 2012/1160 K.
"İçtihat Metni"Davacı ve karşı davalı, aksine kurum işleminin iptali ile 506 sayılı Yasa’nın 41. Maddesi kapsamında borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ve karşı davacı kurum ise birleşen davada; sigortalıya yapılan tedavi gideri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin 506 sayılı Yasa’nın 41. maddesine göre tahsilini talep etmiştir
Mahkeme, asıl davanın reddine, birleşen kurum davasının kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve karşı davalı ..... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve.....tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 41. maddesidir. Anılan yasa maddesine göre,işverenin Kuruma karşı parasal sorumluluğunun doğması için,çalışma mevzuatı uyarınca,işçi yönünden sağlık raporu alınması gerektiği halde böyle bir rapor alınmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli bulunmadığı işte sigortalı çalıştırılmış olması,ve sigortalının hastalığının bu işe girişinden önce var olduğunun saptanması veya böyle bir işte çalıştırılması sonucu meydana gelmesi gibi koşulların yanında, ayrıca, bu hastalık nedeniyle Kurumca 506 sayılı Yasanın 32 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş bulunan Hastalık Sigortası hükümleri gereğince masraf yapılmış olması ve nihayet Kurumun bu giderlerine neden olan hastalık olayı ile işverenin anılan rapor alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi arasında uygun illiyet (neden-sonuç) bağlantısı bulunması şartı vardır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle de müfettiş raporu içeriği itibariyle somut olaya baktığımızda, işverenin, dava dışı “.....” olup, yapımını üstlendiği, “........”’nin 13.08.1998’de kapsama alındığı, işe başlama tarihinin 13.08.1998, geçici ve kesin kabul tarihinin ise, 20.09.1999 tarihi olduğu, dava dışı sigortalı.....için anılan işyerinden 10.05.1999-31.08.1999 arası dönemde 111 gün bildirim yapıldığı, söz konusu şirketten düzenlenen 07.09.1999 tarihli vizite kağıdına
istinaden dava dışı sigortalının.......07.09.1999-21.09.1999 arası dönemde yatarak tedavi gördüğü ve kendisine davaya konu edilen 2754,98 TL harcama yapıldığı, bildirime konu işyerinin inşaat işi olup ağır ve tehlikeli işler kapsamında bulunduğu ve sigortalıya ilişkin olarak “işe elverişli ve dayanıklı” olduğuna dair rapor alınmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, çalışma mevzuatı uyarınca, özellikle, 1475 sayılı Yasanın 79. maddesinde de öngörüldüğü üzere,işverenin ağır ve tehlikeli işte çalıştıracağı işçiyi işe alırken sağlık muayenesinden geçirerek, bu “işlere elverişli ve dayanıklı” olduğuna, diğer bir anlatımla, çalışmasına engel, herhangibir hastalığının bulunup bulunmadığına ilişkin rapor almadan işe kabulü ve çalıştırması yasaktır.
Anılan maddedeki yasağın, yani, işverenin, belirtildiği üzere, rapor alma yükümünü yerine getirmeyerek, sözü edilen yasa maddesine aykırı davranışının müeyyidesi ise, 506 sayılı Yasanın 41. maddesinde düzenlenmiş olup, yasaya aykırı davranışının yaptırımının söz konusu olduğu bu halde, kusura dayalı sorumluluk ilkesi yer almamıştır.
Gerçekten de 41. maddenin içeriğine baktığımızda, bu gibi durumlarda “... rapor alınması gerektiği halde, böyle bir rapor alınmaksızın... bünyece elverişli bulunmadığı işte çalıştırılan sigortalının, işe girişinden önce var olduğu tespit edilen... hastalığı için Kurumca yapılan hastalık sigortası masraflarının tümü işverence ödettirilir.” Hükmünün yer aldığı ve kusur indiriminin yapılmayacağı açıkça görülmektedir. Öyleyse, işveren tamamen kusursuz olsa bile, Kurumca yapılan masrafların tümünden sorumlu olacaktır. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde, bu konudaki yükümlülüğün ve uyulmamasının sorumluluğunun işverene ait olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davac........’nın işveren, ya da, işveren vekili sıfatının bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapmaksızın, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı ve karşı davalı ...... avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve karşı davalıya iadesine, 31.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.