Esas No: 2016/9423
Karar No: 2017/2977
Karar Tarihi: 12.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/9423 Esas 2017/2977 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."dan aldığı 9.000 TL"lik borca karşılık 10.500 TL ödemek şartıyla boş bir senedi imzalayarak davalıya verdiğini fakat davalının bu senedin bedeli kısmına farklı kalemle 45.000 TL yazarak müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin borcun 10.500 TL"lik kısmını kabul edip kalan kısmına borçlu olmadığını belirterek itiraz ettiğini, davalı ..."nın açmış olduğu itirazın iptali davasında müvekkili ilinde bulunmasına karşın köydeki evindeymiş gibi muhtara tebligat yapıldığını ve bu sebeple söz konusu davayı müvekkilinin kaybettiğini, aynı sebeple karara karşı kanun yolu süresini de kaçırdığını ve kararın kesinleştiğini, diğer davalı ... yönünden ise; bu davalının babası olan müvekkilinin, 25.000 TL borcu sebebiyle aynı bedelde bir senet imzalayarak verdiğini, bu senede teminat olarak ise müvekkiline ait tarlanın diğer oğlu olan tapuda devredildiğini, borcun ödenmesi halinde söz konusu tarlanın müvekkiline geri verileceğine dair bu hususları açıklayan taraflar arasında bir sözleşme yapıldığını, söz konusu tarlanın davalı ... tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde satışının istenmesi üzerine icra takip dosyasındaki alacağın davalı ..."dan diğer davalı ..."ın temlik aldığını, bu durumda temlik alan ..."ın iyiniyetli 3. kişi olmadığını ileri sürerek davaya konu senet sebebiyle davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenmiş ya da ödenecek olan bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili olan ..."ya davaya konu senedin tamamen doldurulup verilmediğini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delil ile kanıtlamak zorunda olduğunu, diğer müvekkili olan ..."ın ise iyiniyetli 3. kişi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonuncunda, TTK"nun 680. maddesi uyarınca açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğu, davaya konu senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille ispatının gerektiği, senet metnindeki yazı veya imzaların farklı kalemlerle yazılmış olmasının senedin geçerliliğini etkilemeyeceği, davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı ve son olarak yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı ... tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/475 esas sayılı dava dosyasında açılan itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmiş ve karar 19.02.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda ... hakkında açılan davanın kesin hüküm nedeniyle, diğer davalı ..."ın ise alacaklı sıfatı bulunmaması sebebiyle pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru olmamış, sonuç itibariyle doğru olan mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/son maddesi uyarınca belirtilen gerekçeler doğrultusunda gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12/04/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.