11. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1701 Karar No: 2019/2524 Karar Tarihi: 12.03.2019
Resmi belgede sahtecilik - iftira - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1701 Esas 2019/2524 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/1701 E. , 2019/2524 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftira HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca “ tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “ bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” ek fıkra hükmüne aykırı olarak yokluğunda verilen kararın sanığın dosyadaki bilinen en son adresi olan...adresine Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebligat yapılması yerine doğrudan sorgu adresi ile aynı olan mernis adresine 7201 sayılı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebligat işlemi geçersiz olup sanığın hükmü yasal süresinde temyiz ettiğinin kabulü ile yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK’nin 267/2. maddesinde öngörülen düzenlemenin, iftira suçunda ilgili kişiye yüklenen eylemin maddi eser ve delillerine ilişkin olduğu, somut olayda, sanığın başkasına ait kimlik bilgileri ile düzenlemiş ancak kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesi ve nüfus cüzdanını, soruşturma sırasında, kendisine aitmiş gibi ibraz etmesinin, aynı Kanunun 268. maddesinde tanımlanan suçun maddi ögesini oluşturduğu gözetilmeden, sanığa verilen cezanın bu gerekçe ile artırılması, ayrıca sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 269. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı halde TCK’nin 269/2. maddesi gereğince cezasından indirim yapılması, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere sanığın daha önce bir kez tanınmış olan atıfetin genişletilmesi suretiyle hakkaniyete aykırı, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacak biçimde önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı anlaşıldığından bu hususlar bozma nedeni yapılmamış, adli emanetin 2011/170 sırasında kayıtlı suça konu belgelerle ilgili mahallinde karar verilebilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezaları artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ile derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 12.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.