Esas No: 2022/750
Karar No: 2022/1838
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/750 Esas 2022/1838 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/750 E. , 2022/1838 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılara ait çelik konstrüksiyon üretimi işyerinde imalatçı kaynak operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti. hakkındaki davanın davacının çalışmalarının kayden ... Demircilik San. Ltd. Şti. nezdinde geçtiği gerekçesiyle husumet yönünden reddine karar verilip ... Demircilik San. Ltd. Şti. hakkında ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarihli 2016/32432 esas, 2020/4070 karar sayılı ilamı ile “Davacı vekili tarafından aynı şirketlere karşı açılan davalarda davalı şirketlerin cevap dilekçelerinde şirketlerin grup şirketi olup organik yapılarının aynı olduğunu aynı yerde çalıştıklarını dile getirdikleri tespit edildiğinden, birlikte istihdam ve organik bağın araştırılması yönünden ticaret sicil kayıtları ile şirket ana sözleşmelerinin getirtilerek faaliyet konuları ile merkez ve şube adreslerinin araştırılarak aynı işi yapıp yapmadıkları ve birlikte istihdam edilen işçiler olup olmadığı veya asıl işveren, alt işverenlik ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile ... Dış Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumet yönünden reddinin hatalı olduğu, fazla mesai alacağı yönünden ise davacı tanığı ...’un davalılara ait işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarıyla belirlenerek hem de emsal bilirkişi raporlarındaki aynı işi yapan işçiler için yapılan hesaplamalar göz önünde bulunarak davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı:
Direnme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.10.2021 tarihli 2021/(22)9-177 esas, 2021/1267 karar sayılı kararında: Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, 20.05.2020 tarihli tensip tutanağı ile bozma kararı doğrultusunda eksiklikleri gidermek üzere taraflara kesin süre verilmesine ve bozma kararında yazılı esaslara göre hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verildiği, davacı vekili Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde yer alan davalı şirketlere ait ilanlar ile davacı tanığının davalılar aleyhine açtığı dava sonucunda verilen gerekçeli kararı sunduktan ve bozma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alındıktan sonra 06.10.2020 tarihli duruşmada direnme kararı verildiği, bu maddi ve hukukî olgulara göre, Mahkemece Özel Daire bozma kararı uyarınca dosya içerisine alınan belgelere ve fazla çalışma ücreti alacağı yönünden bozma kararındaki esaslara göre hesaplama yapılmak üzere alınan bilirkişi raporuna dayanılarak direnme adı altında verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası toplanan yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu ve temyiz incelemesinin Özel Daireye ait olduğu gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün değildir. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunduğu gerekçesi, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.
Somut olayda davacı vekili tarafından aynı şirketlere karşı açılan davalarda davalı şirketlerin cevap dilekçelerinde şirketlerin grup şirketi olup organik yapılarının aynı olduğunu aynı yerde çalıştıklarını dile getirdikleri tespit edilmiştir. Bu nedenle birlikte istihdam ve organik bağın araştırılması yönünden ticaret sicil kayıtları ile şirket ana sözleşmelerinin getirtilerek faaliyet konuları ile merkez ve şube adreslerinin araştırılarak aynı işi yapıp yapmadıkları ve birlikte istihdam edilen işçiler olup olmadığı veya asıl işveren, alt işverenlik ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile ... Dış Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumet yönünden reddinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma sonrası dosyadaki ticaret sicil kayıtlarından davacıların çalıştıkları işyeri olan ...ki Fabrikanın ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti.’ye ait olduğu, davalılar arasında organik bağ ile birlikte istihdam koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca davacı vekili 24/03/2016 tarihli karar duruşmasında dava dilekçesindeki fesih tarihini 31/05/2014 olarak beyan etmelerinin maddi hataya dayandığını, fesih tarihinin 21/05/2012 olup, son 1 yıl iznini ve bu fesih tarihine göre son 4 aylık ücreti talep ettiklerini açıklamıştır.
Mahkemece direnme adı altında verilen kararda Sosyal Güvenlik Kurumu kaydına göre davacının davalı ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti. nezdinde herhangi bir çalışması bulunmayıp, 02.06.2012- 31.05.2014 tarihleri arasındaki çalışması ... isimli dava dışı bir şirkette gerçekleştiğinden, dava dilekçesinde de davacının anılan dava dışı şirketle birlikte istihdam edildiğine veya dava dışı ... Şirketi ile davalılar arasında organik bağı olduğuna dair herhangi bir talep olmadığından, talep, iddia olmayan bir konuda mahkememizin araştırma yapması mümkün olmadığı gibi, bu araştırmanın ... ve ... Şirketleri hakkında açılan davada esası değiştirmesi de mümkün bulunmadığından, böyle olunca da ... Dış Tic. Paz. Ltd Şirketi hakkında husumetten red kararı verilmesinin dosya içeriğine uygun olduğu açıklanarak davacının düzeltme talebi dikkate alınmayıp fesihten sonraki dönem dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Yukarıda izah edildiği üzere davacı ve arkadaşlarının ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti.’ye ait Elmadağdaki fabrikada çalıştıkları davacılardan bazılarının giriş -çıkış kaydı yapılarak her iki davalı şirkette sigorta kaydının bulunduğu, bazılarının ise davacı gibi ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti.’ne ait aynı fabrikada ... Ltd. Şti. işçisi olarak çalıştırıldığı, birlikte istihdam koşullarının oluştuğu anlaşıldığından her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekirken ... Dış Tic. Paz. Ltd. Şti. hakkında davanın husumet yönünden reddi isabetsiz olmuştur.
3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 5 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığından fazla çalışma yapmadığı değerlendirilmiştir. Davacı tanığı ...’un beyanı hangi 6 yıl davacı ile birlikte çalıştığının belli olmadığı gerekçesiyle hükme esas alınmamıştır. Davacı tarafından dosyaya sunulan emsal bilirkişi raporlarında da tanıklarca Cumartesi günü saat 16.00’ya kadar çalışıldığı beyan edilmiştir. Hem tanığın davalılara ait işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarıyla belirlenerek hem de emsal bilirkişi raporlarındaki aynı işi yapan işçiler için yapılan hesaplamalar göz önünde bulunarak davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken reddinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı üzerine; bozma sonrası yapılan araştırma sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda aynı işi yapan emsal işçilerin dosyaları ile davacı tanığı beyanları birlikte değerlendirilerek tanık ...’un çalışma süresinin 23.12.2006-21.07.2014 tarihleri arasında olduğu, davacının ise 01.06.2001-21.05.2012 tarihleri arasında olduğu aynı işi yapan emsal işçiler yönünden ağırlıklı kabuller dikkate alındığında hafta içi 08.00-18.00, Cumartesi günü 08.00-16.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesiyle haftalık 7 saat fazla mesai yapılığı değerlendirilerek fazla mesai alacağı hesaplanmıştır.
Mahkemece aynı işi yapan işçilerin dosyalarında emsal hesaplamalar dikkate alınmayarak ayrıca tanık ...’un zabıttaki “davalı iş yerinde mesai sabah 08:00 'da başlıyor akşam 18:00 'de bitiyordu. Cumartesi ve Pazar günleri hafta tatiliydi ancak işler yoğun olduğundan mesaiye geliyor ve akşam 16:00 'a kadar çalışıyorduk. Yine hafta içleri de işler yoğun olduğunda günde iki saat fazla mesaiye kaldığımız oluyordu ayda ortalama 80-90 saat fazla mesai yapıyorduk," şeklindeki beyanı göz ardı edilerek işler yoğun olduğunda beyanının hesaplamaya elverişli olmadığı, tanığın davası bulunduğu, dava dilekçesinde davacının imalatçı-kaynak operatörü olarak çalıştığının yazılı olduğu dosyaya ibraz edilen aynı davalılar hakkındaki karar ve bilirkişi raporlarındaki davacıların ise: imalatçı kalfası, kesim operatörü, imalatçı ustası olarak çalıştıkları yazılı olup, davacı gibi imalatçı- kaynak ustası olarak çalışan başka bir davacı bulunmadığı gerekçesiyle fazla mesai talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacların hepsi aynı işyerinde kesim, kaynak, montaj işi yapmış olup bunların hepsi imalat işçiliğidir.
Açıklanan nedenlerle emsal dosyalar ve tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde, bozma sonrası alınan rapora göre fazla çalışma yapıldığı sabit olduğundan talebin kabulü yerine yazılı gerekçeler ile reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.