Esas No: 2022/1053
Karar No: 2022/1831
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1053 Esas 2022/1831 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1053 E. , 2022/1831 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı şirket vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirkette ustabaşı olarak çalıştığını, davalı şirketin maaşlarını, fazla mesai ve harcırahları da ödemediğini, yıllık izin hiç kullanmadığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davacının davalı ve davalının şirketi olan ... Makine Kazan Çelik Konst. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'nde olmak üzere ustabaşı olarak çalıştığını, söz konusu işyerini önceleri şahıs olarak faaliyet gösterdiğini daha sonra ise şirket olarak devam ettiğini, davalı tarafın maaşları düzenli olarak ödemediği ve harcırahları da ödemediğini, davalı tarafın ... dışında bir başka yerde çalıştırmak üzere göndermek istediklerini, davacının önceki çalışmış olduğu işlerin ücretini ve fazla mesai ücretinin ödenmesini istemesi üzerine davalı tarafından işyerinden kovulduğunu iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2016/22047 Esas 2020/2556 Karar sayılı ilamı ile ''.... Mahkemece fesih yönünden gerekçe oluşturulmadan karar verilmesi Anayasa ve HMK'nın 297.inci maddesine aykırıdır…. Somut uyuşmazlıkta davacının işten ayrıldığı tarih 13.09.2010 tarihi olup ibra tarihine bakıldığında çalışırken düzenlendiği anlaşılmıştır. Çalışırken alınan ibraname kural olarak geçersizdir. İbrada miktar olması halinde işçinin kabulü ya da bankaya ödeme halinde içerdiği miktarlar açısından makbuz niteliğinde kabul edilebilir. Dosyadaki ibranameler soyut olup miktar içeren kısımlar ise bankaya ödenmediğinden ve davacı tarafça kabul edilmediğinden tamamen hükümsüzdür. İbraya değer verilemez. Bu nedenle davacının ibraya dayalı reddedilen alacaklar açısından yeniden değerlendirme yapılmalıdır… Davada birden fazla davalı olup buna göre hüküm kurulması gerekirken hükmedilen hak ve alacakların "davalıdan" denilerek hüküm altına alınması HMK.'nın 297/2 maddesine aykırı olup infazda tereddüde yol açacağının gözetilmemesi hatalıdır… Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin de infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.'' gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak bilirkişi raporları doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297’nci maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün kapsamı” başlıklı 297’nci maddesinde:
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Açıklanan hükümle getirilen bu biçim koşulları yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Başka bir anlatımla kanunun amacı hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Görülmektedir ki, uyuşmazlıkların çözümünde yargıya düşen en önemli görevlerden birisi de açık ve net çözümler bulmak; anlaşılabilir, tutarlı kararlarla kamu düzeni ve barışının sağlanmasına hizmet etmek olmalıdır. Tarafların çözüm aramak için geldikleri yargısal makamların açık ve net hükümlerle üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile getirilen ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemenin nihai amacı da budur.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece bozma öncesi kararda asıl dava davalısı ... Makina Kazan Çelik Konst. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti., birleşen dava davalısı ... gösterilmiş hükümde ise birden fazla davalı olduğu halde hangi davalının sorumlu olduğu açıklanmadan “davalıdan” denilerek hüküm kurulmuştur. Bozma sonrası verilen ve şu an incelemesi yapılan kararda ise karar başlığında birleşen davadan hiç bahsedilmeyerek davalı olarak sadece ... yazılarak karar başlığı oluşturulmuş, hüküm ise, asıl ve birleşen dava yönünden ve birden fazla davalı olduğu belirtilmediği halde “davalılardan müşterek ve müteselsilen” denilerek kurulmuştur.
Mahkeme tarafından yapılacak iş öncelikle davalının/ davalıların kim olduğunu açıkça ortaya koymak ve bu şekilde davalıyı/ davalıları saptayıp karar başlığında doğru şekilde göstermek, davalı taraf usulüne uygun belirlendikten sonra davalılar arasındaki hukuki ilişkiler saptanıp davacının hüküm altına alınan her bir alacak kaleminden hangi davalının / davalıların hangi gerekçeyle ve ne miktarda sorumlu tutulduğu belirtilerek karar oluşturmaktır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.