11. Hukuk Dairesi 2018/3523 E. , 2019/5408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2015/258 E. - 2017/151 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 03/05/2018 tarih ve 2017/1614 E. - 2018/477 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının tanınmış 2004/02152, 2004/17890, 2004/02150 sayılı, 35, 36, 37, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflarda tescilli “KANYON”, “KANYON ŞEKİL”, “KANYON LEVENT” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan "CANYON RANCH LİVİNG KAPLANKAYA+ŞEKİL" ibareli, 2013/47201 sayılı, 36. sınıftaki bir kısım mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna iltibas ve tanınmışlık hukuki sebebine dayanılarak yapılan itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK"nin 2015-M-4089 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas yaratacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davalıya ait "CANYON RANCH" esas unsurlu markaların dünya çapında tanındığını, davalı şirketin bu ibare üzerinde müktesep hakkının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, başvuru kapsamındaki tüm hizmetler itiraza mesnet markaların kapsamlarında yer aldıklarından tanınmışlığın somut olaya bir etkisinin bulunmadığı, müktesep hak koşullarının davalı şirket lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nin 2015-M-4089 sayılı kararının iptaline, 2013/47201 sayılı davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı TPMK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, markalar arasında ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK"dan alınmasına, 16/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.