3. Hukuk Dairesi 2017/5782 E. , 2019/2155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının maliki bulunduğu taşınmazı çay bahçesi olarak işletmek üzere 22/04/2005 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, taşınmazın boş olarak kendisine teslim edildiğini ve büfe ( kafeterya) haline getirmek amacıyla taşınmazda imalat ve masraflar yaptığını, taşınmazın kendisi tarafından tahliye edilmesiyle birlikte yeniden üçüncü bir kişiye kiraya verildiğini, yapılan faydalı ve zorunlu masraflar nedeniyle tarafına herhangi bir bedel ödenmediğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini, kiralanana yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masrafların değerinin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/100 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000,00 TL nin imalat tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın 07/04/2005 tarihinde pazarlık usulüyle yapılan ihale neticesinde davacıya 3 yıl süreyle kiraya verildiğini, kira süresinin sona ermesine rağmen davacının kiralananı kullanmaya devam ettiğini, kira sözleşmesi ve şartnamede kiracı tarafından yapılan imalat ve tadilatlar karşılığı bedel ödeneceğine dair herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını, kaldı ki kiralananın kapı, cam ve pencerelerinin davacı tarafından sökülerek götürüldüğünün tespit edildiğini, 4916 sayılı Yasanın 4. maddesi gereği, hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesislerin başka bir işleme gerek kalmaksızın Hazineye intikal edeceğini, yapı ve tesisi yapanların herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunamayacaklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında 22/04/2005 tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiği, taşınmazın boş olarak davacı kiracıya teslim edildiği, taşınmaz üzerindeki yapıların davacı tarafından yapıldığının sabit olduğu, 4916 sayılı Yasanın ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği, davacının yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masrafları isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 75.000,00 TL nin 07/04/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Kiracı tarafından akdi ilişkinin devamı sırasında kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu masrafların, 6098 sayılı TBK"nın 530. maddesi ( 818 sayılı B.K."nın 414. Md. ) kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kiraya verenden istenebilmesi mümkündür. Kural olarak bu gibi faydalı ve zorunlu masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Kiralananın tahliyesi sonunda, kiralayan bunları benimsemiş ve kiracı aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiştir. Kiraya verenin sorumluluğu, faydalı ve zorunlu imalatların imal tarihindeki değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle bulunacak değer kadardır.
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 07/04/2005 tarihli ihale ile taşınmazın 3 yıl süreyle davacıya kiraya verildiği ve kiracıya boş olarak teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu ihale şartnamesi ve kira sözleşmesi incelendiğinde, faydalı ve zorunlu masraflara dair herhangi bir özel düzenlemenin bulunmadığı da görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı kiracı tarafından kiralananda yapılan imalat ve tadilatların, faydalı ve zorunlu ya da lüks nitelikte olup olmadıkları belirtilmediği gibi, belirlenen imalat bedelinden kiracının kullanım süresi ile orantılı yıpranma payının da düşülmediği, dava tarihi itibariyle değerleri hesaplanarak, varsayımsal 2005 yılı itibariyle değerinin tespit edildiği görülmüştür. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile davacının kiralanana yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masrafları isteyebileceği nazara alınarak, kiracı tarafından yapılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun ayrı ayrı belirlenmesi, belirlenen zorunlu, faydalı ve sökülüp götürülemeyecek imalatların yapım tarihi itibariyle ( kira sözleşmesi başlangıç tarihi ) rayiç bedelleri tespit edilip, kiracının kiralananı kullandığı süreyle orantılı olacak şekilde yıpranma payları da düşülmek suretiyle, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.