10. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/15663 Karar No: 2012/1125
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/15663 Esas 2012/1125 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2011/15663 E. , 2012/1125 K.
"İçtihat Metni"
Dava, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan toplam 1.264.732.281 TL‘lik sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde 948.549.210 TL’nin tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle toplam 701,83 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; 21.09.2010 günlü karar davacı Kurum tarafından temyiz edilmiştir. Hükmün davacı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2010 yılı için (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.430 TL olarak değiştirmiştir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının tespitinde alacağın tamamı gözetilmesi; tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenlemegereğince) HUMK"nun 427. maddesi hükmü gereğidir. Somut olayda yerel mahkemece reddedilen alacak tutarı, alacağın tamamı da gözetildiğinde, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna baş vurulması miktar itibariyle mümkün değildir. Hal böyle, olunca davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 30.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi .