
Esas No: 2022/887
Karar No: 2022/1856
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/887 Esas 2022/1856 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/887 E. , 2022/1856 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ve dahili davalı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti.'ye karşı açtığı asıl davada, davalı şirkette arıza bakım onarım elemanı olarak işe başladığını, davalı şirketin 01.06.2010 tarihinde hiç bir gerekçe göstermeden ve ihbar koşullarına uymadan haksız ve kötü niyetli olarak işine son verildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, giyim ve çocuk yardımı alacaklarının tahsilini istemiş, ... Elk. Dağ. A.Ş.'ye karşı açtığı birleşen mahkemenin 2011/217 esas sayılı dava dosyasında, davalı şirketten kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, giyim ve çocuk yardımı alacaklarının tahsilini istemiş, birleşen mahkemenin 2020/365 esas sayılı dava dosyasında da davalı ... Elk. Dağ. A.Ş.'den bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarlarda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının asıl işveren ... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından ihale edilen ve işletmesi kendilerince yerine getirilen işyerinde çalıştığını, söz konusu işletmenin özelleştirilmesi sonucunda ... Genel Müdürlüğü'nü devralan ... Holdingin işletmeyi kendisinin işletmeye başladığını, davalı şirketin işyerini terk etmek zorunda kaldığını, ancak davacının iş akdini sona erdirmeyerek davacı işçiyi işletmesini kendilerinin yapmakta olduğu bir başka işyerinde görevlendirdiğini, bu görevlendirme yapılırken taraflar arasında akdedilmiş olan iş sözleşmesinde yer alan davacı işçinin taahhüdüne göre işlem yapıldığını, davacıya görevlendirme yazısının gönderilmiş olmasına rağmen davacının yeni işyerinde göreve gelmediğini ve işyerini devralan ... Holding bünyesinde çalışmaya başladığını, sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, davalı ...Ş.'nin %100 oranındaki hissesinin ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş.’ye satılarak özelleştirildiğini, davacının davalı şirketten elektrik dağıtım şebekelerinde arıza, onarım ve bakım işleri hizmet alımı ihalesi ile iş alan diğer davalı şirkette çalıştığını, davalı şirketin asıl işveren değil ihale makamı olduğunu, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemenin ilk kararı Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi'nin 26.05.2014 tarih ve 2014/4002 esas, 2014/11292 karar sayılı ilamı ile feshin haklı olup olmadığı hususunun araştırılması yönünde bozulmuş, bozmadan sonra mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 27.04.2017 tarih ve 2017/11893 esas, 2017/9909 karar sayılı ilamı ile; feshin haklı olup olmadığı konusunda inceleme yapılarak, davalı alt işveren şirketin kendi dönemi ile sorumlu olup olmayacağı da gözönünde bulundurulup talebin değerlendirilmesi gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmasına ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen 2011/217 esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2020/365 esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve dahili davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ve dahili davalı vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut uyuşmazlıkta; davacı, 22.10.2010 tarihinde açtığı asıl davada her bir alacak için 200,00 TL olmak üzere kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, giyim ve çocuk yardımı alacaklarını ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti.'den talep ettiği, 04.04.2011 tarihinde açtığı mahkemenin 2011/217 esas sayılı ek davada ise aynı alacaklar ve her bir alacak için 200,00 TL'yi bu kez ... Elektrik Dağıtım A.Ş.'den talep ettiği ve asıl dava dosyası ile birleştirildiği, mahkemenin birleşen 17.08.2020 tarihinde açtığı 2020/365 esas sayılı ek davada ise 5.564,00 TL kıdem tazminatı, 1.757,00 TL ihbar tazminatı, 630,00 TL yıllık ücretli izin alacağını sadece davalı ... Elk. Dağıtım A.Ş.'den talep ettiği diğer davalı ... Müh. San. Tic. Ltd.'den bu miktarlar yönünden talebi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı, kıdem tazminatı alacağı yönünden davalı ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti.'den asıl davada 200,00 TL talepte bulunmuş olup açtığı ek davada bu şirketten talepte bulunmadığından, mahkemece, davalı ... Müh. Şirketi kıdem tazminatı alacağının 200,00 TL'lik kısmından sorumlu tutulması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak alacağın tamamından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturduğundan hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-4857 sayılı İş Kanunu’nun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını taşıyan 59. maddesine göre, “iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar”. Belirtilen düzenlemede iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılmamış olan yıllık izin sürelerine ait ücretin “ücret” niteliği özellikle vurgulanmıştır.
İş Kanunu’nun 32. maddesinin 6. fıkrasına göre iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Aynı maddenin 8. fıkrasına göre ise, ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126.maddesinin 3.bendine göre, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davaların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmişti. Yargıtay da anılan düzenleme uyarınca yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu kabul etmekteydi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra anılan Kanunda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/3 hükmüne yer verilmediği gerekçesiyle yıllık izin ücretinin Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımına tabi olacağı ileri sürülmüştür. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesinin gerekçesinde hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalışanların “dönemsel edimler” niteliğindeki ücret alacaklarının aynı maddenin 1. bendi kapsamına girmesi nedeniyle 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126. maddesinin 3. bendindeki hükmün ayrıca düzenlenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147.maddesinin 1.bendine göre, “Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler” beş yıllık zamanaşımına tabidir. Yıllık ücretli izin dönemsel edim niteliğinde olup, buna ait ücret hakkında da anılan hüküm uygulanmalıdır. Nitekim 12.10.2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi ile İş Kanunu’na eklenen ek 3. maddede de yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıkça düzenlenmiştir. Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihi ile İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihi arasında Dairemiz yıllık izin ücretinin 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu görüşünü benimsemiş ve buna göre uygulama yapmış ise de; Dairemizin Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesi ile birleşmesi sonrasında, konu yeniden tartışılarak ücretli izin alacağında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih ile İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönemde de yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresi beş yıldır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... Elk. Dağıtım A.Ş vekili, açılan davaya karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Yıllık izin ücreti alacağında zamanaşımı süresi beş yıl olup, beş yıllık zamanaşımı süresi fesih tarihinden itibaren başlar. Davacının iş sözleşmesi 01.06.2010 tarihinde sona vermiş, davacı ... Elk. Dağıtım A.Ş'den izin ücretini ilk olarak birleşen 04.04.2011 tarihli ve 2011/217 esas sayılı dava ile 200,00 TL olarak talep etmiş, 630,00 TL'yi talep ettiği (birleşen) 2020/365 esas sayılı ek davasını ise 17.08.2020 tarihinde açmıştır. Davacı, 2020/365 esas sayılı ek davasını beş yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açtığından, ... Elk. Dağıtım A.Ş'nin davacının yıllık izin ücreti alacağının 200,00 TL'lik kısmından sorumlu tutulması ve ek dava ile istenen kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.