Esas No: 2018/9439
Karar No: 2021/7949
Karar Tarihi: 06.12.2021
Danıştay 4. Daire 2018/9439 Esas 2021/7949 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/9439
Karar No : 2021/7949
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, dava dışı ...Holding A.Ş.'nin 20/01/2017 tarihli yazısı ile haberdar oldukları, ...Holding A.Ş.'den olan alacağına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca uygulanan haciz işlemi ve söz konusu alacaklarının davalı vergi dairesi tarafından ...Holding A.Ş'den tahsiline ilişkin işlemlerin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacı ile 3. Kişi Türkiye Demir Çelik İşletmeleri (...Holding A.Ş) arasında .... Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülen davada verilen hükmün belirlenen miktarda kütük demirin davadışı Türkiye Demir Çelik İşletmeleri (...Holding A.Ş) tarafından davacıya teslimine yönelik olduğu, her ne kadar 6183 sayılı Kanunun 79. maddesinin son fıkrasında menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değerinin ödeneceği hüküm altına alınmış ise de, söz konusu ilamda herhangi bir menkul mal tesliminden ziyade fason imalat bedelinin ödenmesi karşılığında belirlenen miktarda malın teslimi söz konusu olduğundan borcun bu şekilde para alacağına dönüştürülemeyeceği, ayrıca üçüncü kişinin davacı şirkete olan ediminin parasal değerinin 1984 yılı teslimatına ilişkin ilamın infazında dikkate alınan demir kütüklerin evsafı esas alınarak hesaplandığının belirtildiği, fakat davalı idareye yatırılan tutarın neye göre ve nasıl hesaplandığı açıklanmadığı gibi yapılmış herhangi bir somut değer tespiti de bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Usul yönünden; bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı, Bölge İdare Mahkemesinin kararını hiçbir şekilde gerekçelendirmediği, esas yönünden; .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce ...Dış Ticaret A.Ş' ye teslimine hükmedilen 72.000,541 ton kütük demir, diğer bir ifadeyle taşınır malın, ...Holding tarafından fiilen üretim yapılmaması ve elinde de böyle bir malın bulunmaması nedenleriyle, 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca, "menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir." hükmü uyarınca bedele dönüştürülmesinin yasal bir zorunluluk olduğu, üçüncü şahıs ...Holding AŞ. Tarafından fiilen üretime yapılamadığının ve teslimi gereken kütük demirlerin de elinde bulunmadığının bildirilmesi üzerine vergi dairesince ...Holding AŞ'ye yazılan 06/09/2016 tarihli yazı ile haciz bildirisine konu .... Ticaret Mahkemesi'nce aynen teslimine hükmedilen 72.000,541 ton kütük demirin evsafının kararda belirlenmemiş olması ve bu konudaki itirazların Yargıtay tarafından dikkate alınmayarak kesinleşmiş olması karşısında, firmaya olan edimlerinin parasal değerinin 1984 yılı teslimatına ilişkin ilamın infazında dikkate alınan kütük demirlerin bedelinin hesaplanması ve hesaplanan tutarın ek haciz bildirisine konu borcu aşmamak üzere daireleri hesabına aktarılmasının talep edilmiş olmasında da yasal mevzuata aykırılığın bulunmadığı, amme borçlusunun menfaatlerini koruma amacıyla haciz tarihindeki birim fiyatın hem ticaret odasından hem de uzman kişilerin sorulduğu ve gelen birim fiyatlar ile teslimi gereken mal miktarı çarpılmak suretiyle bedel tespit edildiği, ilamın infazının icra müdürlüğü yerine amme alacaklarının takip ve tahsili konusunda icra müdürlüğü ile aynı yetkilere sahip tahsil dairesi tarafından kanuna uygun olarak icra müdürlüğü tarafından aynı yöntemle takip ve tahsil edildiği, mahkeme kararı gereği 1985 yılına ilişkin olarak teslimi gereken kütük demirle ilgili bu güne kadar ilamın infazı konusunda hareketsiz kalan davacının, vergi borcunun tahsili amacıyla vergi dairesince işlem tesis edilmesi üzerine icra takibini başlattığı, söz konusu ilamın infazını sağlayarak malın parasal değeri olan tutarı tahsil etmek ve tahsil dairesinden mal kaçırmak suretiyle amme alacağının tahsil imkanını ortadan kaldırdığı, bu durumun davacı ile ...Holding AŞ.'nin kendi aralarındaki ihtilafa konu bir husus olduğu, idarenin ilk derece mahkemesinin belirttiği şekilde değerlendirme yapmasını gerektirir bir hususun bulunmadığı, dava dışı ...Holding AŞ'nin bu konuda gerekli değerlendirmeyi yaptığı ve tespit ettiği tutarı idare hesabına yatırdığı, ilk derece mahkemesinin idarenin mal teslimine ilişkin alacağı para alacağına çevirmesine imkan bulunmamasını dayanak göstermişse de mal teslimine ilişkin borç, borçlu nezdinde aynen ifası mümkün olmadığından tıpkı 1984 yılına ilişkin teslimi gereken kütük demir borcunun ifasında yapıldığı gibi para borcuna çevrildiği, idare tarafından herhangi bir müdahale olmadan gerçekleşen olgunun ispatının idareden beklenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI Asıl ihtilafın müvekkil şirketin iş sahibi, dava dışı Türkiye Demir Çelik İşletmeleri'nin (...Holding) fasoncu müteahhit olduğu bir fason imalat sözleşmesinden kaynaklandığı, bu sözleşme ile müvekkil şirketin hammadde ve kömür finansmanı yapacağı TDÇİ' nin ise fason ücreti karşılığında sözleşmeye uygun kütük demir imal ederek müvekkil şirkete teslim edeceği, sözleşmenin uygulanması aşamasında çıkan ihtilafın yargıya taşındığı, müvekkil şirketin ...Holding nezdindeki taşınır malları üzerine haciz koyduğu iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğu, müvekkil şirketin ...Holding AŞ'.den olan alacağının menkul mal tesliminine ilişkin olmayıp, bir yapma borcuna ilişkin olduğu, müvekkil şirketin dava dışı ...Holding AŞ'den alacağının niteliğinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eser sözleşmesi olması dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, sözleşmede müvekkil şirketin mal sahibi, TDÇİ'nin ise fasoncu müteahhit olarak gösterildiği, bunun da yapılacak işin kapsamı ve niteliğine göre sözleşmenin 818 sayılı BK'nun 355.-371. maddelerinde düzenlenen eser (istisna) sözleşmesi niteliğinde olduğunu açıkça gösterdiği, Yargıtay içtihatlarında da eser sözleşmesinden yapma borcu doğduğunun belirtildiği, uyuşmazlığa konu .... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:...K:...sayılı kararının hüküm fıkrasının, davanın kısmen kabulü ile KDV hariç 3.143,58 TL fason imalat bedelinin ödenmesi karşılığında kalan kütük demirin davalıdan alınarak davacıya teslimine şeklinde olduğu, hüküm kısmında yer alan "imalat" kelimesinin ham madde işlenerek yapılan her türlü mal, işlenerek yapılan üretim anlamlarına geldiği, ilk aynen ifaya ilişkin ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...tarih E:..., K:...sayılı kararında, taraflar arasındaki dava ve karşılık dava konusu ihtilafın, davacı şirketin iş sahibi, davalı ve karşı davacı Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün müteahhit olarak imzaladıkları eser sözleşmesinin uygulanmasından doğduğunun belirtildiği, bunun da taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin eser sözleşmesi olduğunun bir diğer kanıtı olduğu, sözleşmedeki asıl ürünler imal edilirken ortaya çıkacak yan ürünlerin imalatı ile ilgili hükmün de borcun yapma borcu olduğunu gösterdiği, kamu idaresinin 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında bulunmayan hak, alacak ve menkul malı bu hükmü dayanak göstererek haczetmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay'ın da yapma borcunun haczedilemeyeceğini kabul ettiği, ...Holding AŞ'nin imal etmekle yükümlü olduğu demir kütüklerin tıpkı bir tablo, bir makine gibi yapısal olarak menkul eşya olduğu, ancak bunların imali, boyanması, montajı, telifi gibi işlerin yapma borcunun konusuna girdiği, esas mahkemenin kararında ...Holding AŞ'nin borcunun menkul mal teslimi değil, imalat bedeli karşılığında mal teslimi borcu olduğunun belirtildiği, davalı idarenin mal bedelinin 59.812.289,42 TL olduğunu iddia ettiği, ancak ne Sayıştay raporlarında ne de ...Holding AŞ.'nin ticari defterlerinde böyle bir kayıtın bulunmadığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanun'un 79. maddesi gereğince mal bedelinin tahsil dairesince yapılması gerektiğinin açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, tahsil dairesinin bu hususta hiçbir şey yapmadığı, borçlu ...Holding AŞ'nin uydurduğu bir rakamdan hareket edildiği, şirket alacağı yapma borcuna ilişkin olduğundan yapılan işlemlerin bir sonuç doğurmayacağı ileri sürülmektedir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79. maddesinde; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir.
Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir.
Bu Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58. maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338. maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir. Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Kanunun 79. maddesi incelendiğinde, kamu borçlusunun üçüncü kişi nezdinde mal, alacak ve hakkının bulunup bulunmadığı iddialarına ilişkin ihtilafların çözümünün adli yargının görev alanına bıraktığı ve 7 gün içinde haciz bildirisine üçüncü kişinin itiraz etmesi halinde tahsil dairesince itirazın iptali davasının açılacağı, haciz bildirisine itiraz edilmemesi durumunda üçüncü kişinin yine adli yargıda bir yıl içinde menfi tespit davası açabileceği hükümlerine yer verildiği, kamu borçlusu ile üçüncü şahıs arasında bir alacağın bulunup bulunmadığı hususundaki ihtilafların adli yargıda karara bağlanması gerektiği, haciz bildirisine itiraz etmeyerek alacağı zımnen kabul eden üçüncü kişi konumundaki ...Holding AŞ.'nin borcunun bulunmadığını ispat etmesi gereken taraf olduğu dikkate alındığında, davacı ...Dış Ticaret AŞ.'nin dava açma ehliyeti olmaması nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.