Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/9684
Karar No: 2021/7938
Karar Tarihi: 06.12.2021

Danıştay 4. Daire 2019/9684 Esas 2021/7938 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9684
Karar No : 2021/7938

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...

2- ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ...Gümrük Müşavirliği Anonim Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin 2011/1 ila 12 dönemlerine ait katma değer vergileri ve bu vergilere bağlı vergi ziyaı cezaları, gecikme faizleri, yargı harçlarına ilişkin kısımları ile ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacının 27/09/2012 tarihinden itibaren asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olması, ödeme emirlerinin dava konusu edilen kısımlarına ait amme alacağının ise davacının kanuni temsilci olduğu tarihten daha önceki dönem olan 2011 yılına ait olması karşısında, davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı yani kanuni temsilci olmadığı döneme ait amme alacağından, diğer bir ifadeyle, davacının kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşan amme alacağından kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olamayacağından, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen 2011 yılına ait amme alacağı için salt anılan dönemde yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 2 sayılı ödeme emrinin dava konusu edilen kısımları ile 3 sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 2. satırında yer alan haksız çıkma zammına ilişkin olarak; borcun dayanağı olan ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ...sayılı ödeme emrinin 2. satırında yer alan 2011/4 dönemi haksız çıkma zammının, .... Vergi Mahkemesinin E:...sayılı dosyasında dava konusu yapıldığı, anılan Mahkemece ...tarih ve K:...sayılı "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği, karar gerekçesinde ise, haksız çıkma zammının, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı "ret" kararına dayandığı ve karar henüz kesinleşmediğinden idarece haksız çıkma zammının düzeltilerek işlemden kaldırıldığının belirtildiği görüldüğünden, asıl borçlu şirket açısından kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen 3 sayılı ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 3 ve 4. satırlarında yer alan yargı harçlarına ilişkin olarak; davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 27/12/2017 tarihli, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ise 11/01/2018 tarihli olduğu dikkate alındığında, amme alacağının öncelikle asıl borçlu olan şirketten takip edilmesi daha sonra kanuni temsilciden takip edilmesi gerektiği halde, asıl borçlu için takip yolu tüketilmeksizin doğrudan kanuni temsilcinin takip edilerek amme alacağının tahsil edilmeye çalışıldığı görüldüğünden, dava konusu ...sayılı ödeme emrinin bu kısımlarında da hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu ...sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan yargı harcı ile ...sayılı ödeme emrine ilişkin olarak; her ne kadar Vergi Mahkemesi kararında, vergi alacaklarının dönem itibarıyla davacının şirketi temsile yetkili olduğu 25/09/2012 tarihinden önceki tarihlere ait olduğundan, vergi alacaklarının başkalarının iş ve eylemlerinden (sahte belge kullanma fiilinden) kaynaklandığı ve söz konusu bu fiillerin işlenmesinde davacının kusuru bulunmadığından, amme alacaklarının davacıdan tahsil edilmeye çalışılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, vergi ödevleri arasında yer alan, vergi borçlarının ödenmemesi nedeniyle, amme alacaklarının vade tarihlerinde kanuni temsilci sıfatı olan davacının sorumlu olduğu dikkate alındığında, usulüne uygun olarak kesinleşen ve asıl borçlu şirket için takip yolları tüketilen amme alacaklarının vadelerinde şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan kanuni temsilci sorumluluğu kapsamında tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, dava konusu ...sayılı ödeme emrinin 2 ila 4. satırlarında yer alan amme alacakları yönünden davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, dava konusu ...sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağı ile ...sayılı ödeme emri yönünden davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Amme alacağının doğduğu dönemde kanuni temsilcilik sıfatının bulunmadığı, vergi ödevlerinin yerine getirilmemesinin söz konusu olmadığı, asıl borçlu şirket hakkında usulüne uygun şekilde takip ve malvarlığı araştırmasının yapılmadığı, takip konusu borcun henüz kesinleşmediği, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Malvarlığı araştırması sonucu asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla, uyuşmazlık döneminde ilgili şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dayanak 2 nolu ihbarnamelerin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olmayan davacının, söz konusu döneme ilişkin re'sen tarhiyata konu vergi borçları nedeniyle sorumluluğundan bahsedilemeyeceği açık olup, dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağı ile 2 sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, bu kısımlara ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, 3 sayılı ödeme emrinin 2 ila 4. satırlarında yer alan amme alacaklarına ilişkin hüküm fıkrasının ise gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 2 ila 4. satırlarında yer alan amme alacaklarına yönelik hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
Dava dosyası ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; dava konusu ödeme emirleri içeriği asıl borçlu şirket adına 2011/1 ila 12 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2016/14121, K:2019/8773 sayılı kararıyla; yine anılan vergi borcunun tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davaların reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararlarının kaldırılması istemiyle yapılan istinaf başvurularını reddeden ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin, ...tarih ve E:..., K:...sayılı, ...tarih ve E:..., K:...sayılı, ...tarih ve E:..., K:...kararlarının, Danıştay Dördüncü Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2018/2231, 3287, 3288, K:..., ..., ...sayılı kararlarıyla bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Vergi Dava Dairesince, anılan bozma kararları üzerine oluşan hukuki durum dikkate alınarak, dava konusu ...sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağı ile 2 sayılı ödeme emri hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 2 ila 4. satırlarında yer alan amme alacaklarına yönelik hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu ...sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağı ile ...sayılı ödeme emrine yönelik hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un, uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de, ödeme emrine karşı böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni temsilcilerin ödevi" başlıklı 10. maddesinde ise, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye'de bulunmayan mükelleflerin Türkiye'deki temsilcileri hakkında da uygulanır. Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan mevzuat hükmüne göre, kanuni temsilcinin şirket borçlarından dolayı sorumluluğuna gidilebilmesi için amme alacağının usulüne uygun olarak takip edilmesine rağmen şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilememiş olması ve kanuni temsilcinin vergisel ödevlerini yerine getirmemesinin kusurundan kaynaklandığının ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri içeriği vergi borcunun, asıl borçlu şirket tarafından 2011 yılında gerçekleştirildiği ileri sürülen sahte fatura kullanma fiilinden kaynaklandığı, davacının ise söz konusu dönemlerde kanuni temsilcilik sıfatını haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olmayan davacının, söz konusu döneme ilişkin re'sen tarhiyata konu vergi borçları nedeniyle sorumluluğundan bahsedilemeyeceği açık olup, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, ...sayılı ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağı ile ...sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, diğer kısımlara ilişkin hüküm fıkrasının ise belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi