15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2454 Karar No: 2016/2391
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/2454 Esas 2016/2391 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı iş sahibi, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itiraz etmiş, bunun yanı sıra eksik-ayıplı iş bedelinin ve gecikme cezasının tahsili ile geç teslim nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep ederek dava açmıştır. Mahkeme, her iki davayı birleştirmiş ve asıl davada davalının mahsup itirazını dikkate alarak kısmen kabul etmiş, birleşen davanın tefrikine karar vermiştir. Ancak, eksik-ayıplı işler bedelinin asıl davadaki yüklenici alacağından mahsup edilerek birleşen davaya ilişkin tefrik kararı verilmesi hatalı bulunmuştur. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Mahkeme Kararı'nın temelini oluşturan kanun maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166. maddesidir.
15. Hukuk Dairesi 2015/2454 E. , 2016/2391 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi; birleşen dava ise eksik-ayıplı iş bedelinin ve gecikme cezasının tahsili ile geç teslim nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın tefrikine dair verilen karar, davacı-birleşen dosyanın davalısı yüklenici vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Asıl davada davacı yüklenici, 09.05.2009 tarihli sözleşme konusu pasaj inşaatı ince işlerini ve davalı iş sahibinin talebiyle sözleşme harici ilave işleri yaparak davalıya teslim ettiğini, ancak davalının bakiye iş bedeli alacağını ödemediği iddiasıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı ile %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi cevabında eksik-ayıplı işler bedelinin mahsup edilmesini talep etmiş, birleşen ....Esas sayılı davasında ise 09.05.2009 tarihli sözleşmeye dayanarak eksik-ayıplı iş bedelinin ve gecikme cezasının tahsili, geç teslimden dolayı uğradığı zararın tazmini istemiyle 09.09.2014 günü harçlandırdığı dilekçesiyle dava açmıştır. Mahkemece her iki dava birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda asıl davada davalı iş sahibinin mahsup itirazı nazara alınarak davacı-birleşen dosyanın davalısı yüklenicinin alacağından eksik ve ayıplı işlerin tutarı mahsup edilerek davalı-birleşen dosyanın davacısı iş sahibinin icra takibine itirazının 402,61 TL üzerinden kısmen iptâli ile takibin bu meblağ üzerinden devamına; davalı iş sahibinin yüklenici aleyhine aynı mahkemenin 2014/371 Esas sayılı dosyasında açtığı birleşen davanın da tefrikine karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı HUMK"nın 45 ve karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 166. maddesi uyarınca kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması durumunda, aralarında bağlantı bulunduğu varsayılır. Somut olayda, her iki davanın konusu ve tarafları yönünden aralarında bağlantı bulunduğu gibi her iki uyuşmazlığın da 09.05.2009 tarihli aynı sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. O halde mahkemece asıl ve birleşen davanın birlikte görülerek mahsup yapılmaksızın her iki davadaki taleplerin ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle hem asıl hem de birleşen davada ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, aynı zamanda birleşen davanın da konusu olan eksik-ayıplı işler bedelinin asıl davadaki yüklenici alacağından mahsubu yapılarak birleşen davanın tefrikine karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı-birleşen dosyanın davalısı yüklenici yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı yüklenicinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine. gününde oybirliğiyle karar verildi.