3. Ceza Dairesi 2019/10017 E. , 2019/9524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın, şikayetçi ..."a yönelik eyleminden hüküm kurulan 5237 sayılı TCK"nin 86/2 maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK"nin 253. ve 254. maddelerinde yapılan değişiklikten önce de uzlaşma kapsamında bulunduğu, şikayetçinin usulüne uygun şekilde yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediği, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 5237 sayılı TCK"nin 151/1. maddesinde tanımlanan “Mala Zarar Verme” suçu olduğu, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, Ankara Batı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2015 tarih ve 2014/338 Esas - 2015/147 Karar sayılı ilamına konu suç yönünden uzlaştırma usulünün uygulanıp uygulanmadığının araştırılması, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresi içinde başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
2) Kabule göre; sanığın denetim süresinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilirken açıklanan hükümde, Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK"nin 34 ve 230. maddeleri ile Ceza Genel Kurulunun 05.05.2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı gereğince mahkemenin gerekçeli kararında iddia, savunma, tanık beyanları ve diğer deliller somut olarak açıklanarak suçun öğeleri, kanıtlandığı kabul edilen olaylar denetime elverişli şekilde gösterilerek ve deliller tartışılarak, mahkemenin ulaştığı sonucun sanık, mağdur, Cumhuriyet savcısı ve diğer okuyan herkesi tatmin edici nitelikte olması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yetersiz gerekçe ile karar verilerek, 5271 sayılı CMK"nin 231/11. ve 232/6. maddelerine aykırı davranılması,
3) Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince, açıklanması geri bırakılan önceki hükümlerin aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, 5237 sayılı TCK"nin 50. maddesi gereğince adli para cezalarına çevrilmelerine karar verilmesi,
4) Sanık ..."un, mağdur ..."e yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükümde silah nedeniyle arttırım yapılırken kanun maddesinin TCK"nin 86/3.e maddesi yerine 86/3.a maddesi olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme kısmen uygun BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 06.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.