Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7406
Karar No: 2017/10542
Karar Tarihi: 12.09.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/7406 Esas 2017/10542 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/7406 E.  ,  2017/10542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili, davaya konu 87 parsel sayılı taşınmazın malikinin vekil edeni olduğunu, ancak taşınmazın ¾ hissesinin .... adında açık kimlik ve adres bilgileri olmayan bir kişi adına tespit edildiğini, bu kişiyi tanıyan ve bilen kimse olmadığını, vekil edeni lehine zilyetlik koşullarının da oluştuğunu açıklayarak, .... adına kayıtlı payın iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine, tapu kaydında sadece .... isminin yazılmış olmasının, kayıt maliki ...."ın bilinmeyen kişi olduğu anlamına gelmeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kayıt malik ...."ı tanıyan ve bilen kimsenin olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nun 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece; her ne kadar yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
    Zira;
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya bir payın koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de TMK.nun 713/2.maddesindeki düzenlemedir. Anılan maddede “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir.
    Kanundaki “…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan…” düzenlemesinden; tapu kaydının hukuki durumunun açık olmaması, Yargıtay İçtihatlarına göre, tapu kütüğündeki bilgi ve belgelerden genel olarak gerekli dikkati gösteren kişilerin malikin kim olduğunu anlayamayacağı haller amaçlanmıştır. Tapu kütüğündeki malik sütununun boş ve açık bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, böyle bir kişinin hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmaması, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. (Yargıtay HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları) . Soyut ve nam-ı mevhum (sanal, mevcut olmayan hayali kişi) bir kişi adına sicil oluşturulmuş olması halinde de, maliki tapu sicilinden anlaşılamayan kişiden söz edilebilir.
    Kayıt malikinin, tanınmıyor, hatırlanmıyor olması, adresinin tespit edilememesi, tebligat yapılamaması, uzun yıllar önce taşınmış ya da ölmüş olması, mirasçılarının belirlenememesi gibi hususlar, o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül (el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerde tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilmez.
    Somut olayda; kayıt maliki ...."ın hissedarı bulunduğu dava konusu 87 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesinden, 87 parselin ¼ hissesinin 1.12.1956 tarih ve 23 sıra nolu tapu kaydı ile davacıya ait olduğu, mütebaki 3 hissesinin ise kaydın geldisi olan eylül 333 tarih ve 4 sıra nolu tapu kaydında kel Hüseyin oğlu ...."in amcası .... müracatına kaldığı anlaşılmakta olup, dosya arasında mevcut olan eylül 333 tarih ve 4 sıra nolu kayıtta da, bu zeytinlik kel Hüseyin oğlu ...."in iken, T.Evvel 341 senesinde ölümü ile karısı Fatma ve amcası ...."a münhasır bulunduğu ifadelerine yer verilmiştir.
    Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, kayıt maliki ...."ın bilinmeyen kişi olduğunun kabulüne imkan bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi