23. Hukuk Dairesi 2016/3710 E. , 2017/1787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 13.10.2014 gün ve 2014/2000 Esas, 2014/6244 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davalı ... vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, müvekkili arsa sahipleri ile davalılardan yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin inşaatı temel üstü ruhsatın anıldığı tarihten itibaren 20 ay içerisinde eksiksiz tamamlayıp teslim etmeyi yüklendiği halde, inşaat ruhsatı almadan, imar yasasına aykırı bir biçimde inşaata başladığını, kaba inşaat halinde işi yarım bıraktığını, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek, taşınmazın 206/306 hissesini yükleniciye devrettiğini, yüklenicinin sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmeden, sözleşme gereği kendisine devredilen arsa payını diğer davalılara sattığını, ihtarname keşide edilmesine rağmen yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, müvekkilleri ile davalı ... arasında yapılan 06.08.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptalini, davalılar adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ... vekili, davacılar ile müvekkili arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmedeki 20 aylık teslim süresi dolmadan, müvekkilinin dava konusu taşınmazı davacıların verdiği vekaletnameye binaen satın aldığını, söz konusu vekaletnamede, vekil tayin edilen... "a dava konusu taşınmazı müvekkiline satması konusunda yetki verildiğini, satışla birlikte taşınmaz mülkiyeti müvekkiline geçtiğinden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hükmünün kalmadığını, kendiliğinden fesholunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı ..., taşınmazı iyiniyetli olarak davalı ..."tan satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalılar ..., ..., ... , ... , ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalılar ... , ... ve ..., davaya cevap vermemişlerdir.Birleşen davada davacılar vekili, davalılardan ..."un yüklenici, diğer davalıların arsa sahibi sıfatıyla aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereği arsa sahiplerinin yükleniciye hisse devri yaptığını, yüklenicinin ruhsatsız olarak inşaata başladığını, müvekkillerinin kaba inşaat halinde aldıkları dairelerin tüm ince işlerini kendilerinin yaptığını, inşaatın zemin aşamasında iken, Belediye tarafından yapı tatil tutanağı düzenlenerek mühürlendiğini, buna rağmen yüklenicinin ruhsatsız olarak inşaata devam edildiğini, arsa sahiplerinin inşaatı durdurabilecekken durdurmadığını, hem davacının hem de davalıların üçünçü sahıslara hisse sattığını, ilgili Belediye tarafından inşaatın yıkım kararının alındığını, yüklenicinin ruhsatsız inşaat yapması ve arsa sahiplerinin de buna göz yumarak menfaat temin etme çabası neticesinde taşınmazdan daire sahibi olmak amacıyla hisse alan müvekkillerinin zarara sokulduğunu ileri sürerek, arsa üzerindeki yapının yıkımını ve fazlaya ait hakları saklı olmak üzere her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL"nin davalılardan tahisilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada diğer davalılar, davalı yüklenicinin işi yarım bırakıp kaçtığını, mağdur olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 19.11.2001 tarih ve 3037 E., 5271 K. sayılı ilamıyla, iptal ve tescili hüküm altına alınan taşınmazın ada, parsel ve sıra numarası ile tarihi ve ayrıca iptal edilen pay oranının gösterilmediği, bu haliyle hükmün infazının olanaksız olduğu gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 28.09.2006 tarih ve 2694 E., 5396 K. sayılı ilamıyla, mahkemece, tapu kaydının iptaliyle yetinildiği, hangi davalı adına ne miktarda payın iptaline karar verildiği açık seçik belirtilmediğinden infazda tereddüt yaratacağı, birleşen davada kal hakkında karar verildiği halde, tazminat talebi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmediği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davada yüklenici ... dışındaki davacılar hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkındaki davanın tefriki ile Tüketici Mahkemesi"ne gönderilmesine dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 19.11.2009 tarih ve 4523 E., 6251 K. sayılı ilamıyla, mahkemece bozma ilamına uyulması durumunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı, usuli kazanılmış hakkın mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği, diğer yandan, HUMK’nın 388 ve 389. maddelerinde kararın hüküm fıkrasında bulunması gerekenhususların açıklandığı, bu maddelere göre, hüküm sonucu kısmında istek sonuçlardan her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, kararın yerine getirilmesi sırasında şüphe ve tereddütler meydana getirerek ilâmın infaz edilmemesi gibi durumlar ortaya çıkacak şekilde verilen hükümlerin, HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri hükümlerine aykırı olduğu, somut olayda mahkemece, kısmen de olsa bozma ilâmı gereği yerine getirilmeden karar verildiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshine karar verildiği halde, hangi davalı adına ne miktarda payın iptaline ve tesciline karar verildiğinin hükümde açıklanmadan, taşınmazın, davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kayıtlarının iptali ile iptal edilen toplam 15720/19584 tutarındaki payın davacılar adına kararda gösterilen oranlarda tesciline karar verildiği, oysa, mahkemece yaptırılan inceleme sonucu sunulan 21.05.2008 günlü bilirkişi raporunda, hangi davalı adına kayıtlı bulunan ne miktarda payın iptali gerektiğinin doğru olarak gösterildiği ayrıca yüklenici ...’un Maliye Hazinesinden ihale suretiyle satın aldığı ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olmayan 44/306 oranındaki hissenin tevsian 2816/19584 oranında bulunduğu açıklanarak, yüklenici üzerinde bırakılması gerektiği bildirildiği halde mahkemece, bu hususun da gözetilmediği, birleşen davada, sözleşmenin konusu olan taşınmaza yapılan yapının kâl’ine karar verildiği halde, istenen tazminatın tahsili istemi hakkında olumlu-olumsuz karar verilmeden yüklenici ... hakkındaki davanın iş bölümü nedeniyle Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemece, istenen maddi tazminatın niteliğinin birleşen davanın davacılarına açıklattırılarak, arsa sahibi davalılarla yüklenici ...’un birlikte sorumlu olmalarını gerektiren tazminat niteliğinde olup olmadığının değerlendirilerek, yıkımına karar verilen yapının yıkım masrafları ile ilgili ise, arsa sahiplerinin yıkım masraflarından sorumlu tutulamayacağı, yıkım masraflarından kusuruyla yıkıma neden olan yüklenicinin sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği belirtilerek, karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davacılardan ..."ın davadan feragat ettiği, kalan davacılardan ... ve ... dışında kalan diğer davacılar ..., ..., ..., ... ve... ın davayı takip etmemeleri nedeniyle bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı ve yasal süre içerisinde yenilenmediğinden davanın bu davacılar yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, asıl davada davacılar ... ve ... yönünden 02.06.2011 havale tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, birleşen dava yönünden, asıl davada davalı-birleşen davada davacı bulunanlar üzerindeki tapunun tümü ile değil bir kısmının iptalinin gerekeceği, bu kişilerin asıl davanın davacıları gibi taşınmazda müşterek mülkiyet hükümlerine tabi hissedar olarak kalacakları göz önüne alındığında ve yıkım talep edilmekle yıkım kararının 3194 sayılı İmar Kanununa göre idareye ait bir görev olduğu anlaşılmakla yıkım talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen davadaki tazminat talebi yönünden ise, davacılar ile davalı arsa sahipleri arasında doğrudan kurulmuş sözleşmesel hukuki ilişkiye dayanan illiyet bağı bulunmadığı, binanın hukuka aykırı yapılmasında toprak sahiplerinin bir kusuru olmadığı, edimini yerine getirmeyen yüklenicinin kusurundan dolayı arsa sahiplerinden tazminat ve yıkım masrafı talep edilemeyeceği, davacıların alım- satım akdinin tarafı olan ve kusuru ile sözleşmenin feshine neden olan yükleniciye karşı, tazminat ve yıkım masraflarını talep hakkı bulunduğu ancak, Yargıtay bozma ilamı üzerine, birleşen davanın davacılarına mahkemece verilen iki haftalık kesin süreye rağmen istenen tazminatın niteliğini ayrıntılı olarak mahkemeye bildirmediğinden birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, davalılar adına kayıtlı bulunan tapunun kısmen iptali ile dosyada mevcut 02.06.2012 tarihli bilirkişi raporundaki hisselere göre davacılar adına tesciline, davacılardan ..., davadan feragat ettiğinden bu davacı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar ... ve ... dışındaki davacılar yönünden davanın HMK"nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı ... vekili temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 13.10.2014 tarihli, 2014/2000 E., 2014/6244 K. numaralı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, asıl davada davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 13,00 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 13.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.