17. Hukuk Dairesi 2016/14362 E. , 2019/5911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacı çocuk Muhammed"in yaralanıp işgöremez hale geldiğini, davalı tarafından 15.10.2015 tarihinde 66.441,00 TL. ödenmişse de bu bedelin yetersiz olduğunu ve KTK"nun 111/2. maddesi gereği ibranamenin geçersiz olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 1.000,00 TL. maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafa ibraname karşılığı ödeme yaptıklarını ve poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, ihtirazi kayıt konulmadan imzalanan ibra ve feragat belgesi gereği davacı yanın tazminat talep hakkının bulunmadığını, ibranın iptali için yasal koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davadan önce davacılar vekili tarafından imzalanan 09.10.2015 tarihli ibraname- mutabakatname ve tazminat makbuzu başlıklı belgeyle, tazminat alacağının 66.441,00 TL. olarak belirlendiği ve bu bedelin alındığı, bu hasar nedeniyle doğacak zararın tazmini için açılmış ve açılacak hertürlü davadan vazgeçildiği gerekçesiyle, ibra gereği davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cismani zarara yol açan trafik kazası nedeniyle, işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Kanun"un bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Kanunda belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davaya konu kaza nedeniyle davalı tarafından davacılar vekiline ödeme yapılmış, taraflar arasında 09.10.2015 tarihli ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 28.10.2015 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK"nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süre geçirilmeden ibraya konu tazminatın yetersiz olduğu iddia edilerek davanın açıldığı görülmektedir.
Yasal süre içinde açılan davada, ibranamenin iptali şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda gerekli araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği açıktır. Anılan araştırma kapsamında da, davacı çocuğun kazadaki maluliyetinin belirlenmesi için rapor alınmalı, tazminat hesabı yönünden aktüerya uzmanı bilirkişiden rapor alınmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ibranın iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı dikkate alınmak suretiyle; davalının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre hesaplanan tazminat ile güncel verilere göre hesaplanan tazminat arasında KTK"nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet, ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da; davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilip, davalının daha önce ödediği tazminatın hesap tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle güncellenmiş bedeli, güncel verilere göre hesaplanan tazminattan düşülmek suretiyle sonuç tazminat belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.