Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/5847
Karar No: 2021/13302
Karar Tarihi: 06.12.2021

Danıştay 6. Daire 2020/5847 Esas 2021/13302 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/5847
Karar No : 2021/13302


DAVACI : … Odası
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU :
01.03.2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2.maddesinde yer alan "millet bahçeleri" tanımı ve 21.05.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilan edilen Millet Bahçeleri Rehberinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Kararın içeriğinde belirtilen iddialarla dava konu işlemin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Kararın içeriğinde yer verilen hususlarla davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ......'IN DÜŞÜNCESİ: Dava, 01.03.2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2.maddesinde yer alan "millet bahçeleri" tanımı ve 21.05.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilan edilen Millet Bahçeleri Rehberinin iptali istemiyle açılmıştır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin dava konu 4.maddesinin 1.fıkrasının (vvvv) bendinin 4.alt bendi olarak eklenen bentte, "Millet bahçeleri: Halkı doğa ile buluşturan, rekreaktif gereksinimleri karşılayan, afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek, yer seçimi, alan büyüklüğü, fonksiyonları ve tasarımı gibi hususların Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak Millet Bahçeleri Rehberinde belirlendiği büyük yeşil alanları ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır.
İmar planlarında yeşil alan olarak belirlenmeyen bir alanın millet bahçesi olarak belirlenmesinin hukuken mümkün olmadığı, uyuşmazlığa konu düzenlemede millet bahçelerinin büyük yeşil alanlar olarak tanımlandığı, bu nedenle yapılaşma yönünden Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19.maddesinde belirlenen sınırlamaya tabii oldukları açıktır.
Anılan yönetmeliğin millet bahçeleri tanımına ilişkin aynı düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E:2019/13676 sayılı dosyasında açılan davada, 18/09/2019 tarih ve E:2019/13676 sayılı karar ile dava konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulması isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/02/2020 tarih ve YD İtiraz No: 2019/1297 sayılı kararla reddedilmiştir.
Bu durumda, dava konusu düzenlemede imar mevzuatına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlığın Millet Bahçeleri Rehberine ilişkin kısmına gelince;
Dava konusu rehberde millet bahçelerinin imar planlarında park alanı, rekreasyon alanı yahut ağaçlandırılacak alanda kalan bölgelerde yapılabileceği düzenlendiğinden bu alanlarda hangi yapıların ne oranda inşa edilebileceği Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinde belirlenen yapı sınırlamalarına tabi olduğu, anılan rehberde millet bahçeleri alanında yapılanma imkanı getirilen yapıların zikredilen Yönetmelik maddesindeki yapı sınırlamalarına uygun olduğu ve rehberde inşa edilebilecek bu yapıların millet bahçesi alanı sınırı içerisinde %10'u geçemeyeceği düzenlemesinin de park ve rekreasyon alanlarında inşa edilebilecek yapılar yönünden anılan Yönetmelikte getirilen yapılaşma oranı sınırlarını aşmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
21.05.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilan edilen Millet Bahçeleri Rehberinin ve bu rehberin dayanağı olan 01.03.2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2.maddesi ile değiştirilen Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (vvvv) bendinin 4.alt bendindeki "Millet bahçeleri: Halkı doğa ile buluşturan, rekreaktif gereksinimleri karşılayan, afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek, yer seçimi, alan büyüklüğü, fonksiyonları ve tasarımı gibi hususların Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak Millet Bahçeleri Rehberinde belirlendiği büyük yeşil alanları ifade eder." şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle 18.07.2020 tarihinde bakılan dava açılmıştır.


İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir." hükmüne,
Aynı Kanunun "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapılar bu Kanun hükümlerine tabidir." hükmüne,
Yine, "Genel esas" başlıklı 3. maddesinde ise, "Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (vvvv) bendinin 4.alt bendi olarak eklenen "Millet bahçeleri" tanımına ilişkin kısmı yönünden;
"Millet bahçeleri: Halkı doğa ile buluşturan, rekreaktif gereksinimleri karşılayan, afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek, yer seçimi, alan büyüklüğü, fonksiyonları ve tasarımı gibi hususların Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak Millet Bahçeleri Rehberinde belirlendiği büyük yeşil alanları ifade eder." şeklindeki düzenlemenin iptali istenilmektedir.
Dava dilekçesinde; Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğindeki dava konusu düzenleme ile yargısal denetiminin imkansız hale geldiği, büyük yeşil alanlar olarak tanımlanan Millet bahçelerinde yapılaşma öngörüldüğü, yapılaşmaya ilişkin herhangi bir standardın bulunmadığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde öngörülen sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin standartlar ve asgari alan büyüklüklerinin dışında tanımlandığı iddia edilmektedir.
Savunmada; Millet bahçelerinin büyük yeşil alanlar hüviyetinde olduğu, yapılaşmanın sınırlı olduğu belirtilerek dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmektedir.

Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Dava konusu düzenlemede millet bahçelerinin özü itibariyle büyük yeşil alanlar olduğu ifade edildiğinden imar planlarında yeşil alan olarak belirlenmeyen bir alanın millet bahçesi olarak belirlenmesinin hukuken mümkün olmadığı açıktır.
İmar planlarında yeşil alan olarak belirlenen yerlerde inşa edilebilecek yapıların türleri ile oranlarının ise Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19.maddesinde belirlendiği, bu kapsamda millet bahçelerinde yapımına izin verilecek yapıların anılan maddedeki sınırlamaya tabii oldukları tartışmasızdır.
Öte yandan, anılan yönetmeliğin millet bahçeleri tanımına ilişkin aynı düzenlemenin iptali istemiyle TMMOB Mimarlar Odası tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı Danıştay Altıncı Dairesinin E:2019/13676 sayılı dosyasında açılan davada, 18/09/2019 tarih ve E:2019/13676 sayılı karar ile dava konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulması isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/02/2020 tarih ve YD İtiraz No: 2019/1297 sayılı kararla reddedilmiştir.
Bu itibarla, dava konusu düzenlemede imar mevzuatına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Uyuşmazlığın Millet Bahçeleri Rehberine ilişkin kısmına gelince;
Dava dilekçesinde; "Rehber"in şehircilik ilkeleri ile planlama esasları görmezden gelinerek hazırlandığı, imar mevzuatına aykırı olduğu, ileri sürülmektedir.
Savunmada; Dava konusu rehberin Türkiye'de inşa edilecek tüm millet bahçeleri için uygulama birliğinin sağlanması için hazırlandığı, yer seçimi, tasarım gibi detaylara ilişkin hususların imar planları ile belirleneceği, hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmektedir.

Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Anılan rehberde millet bahçelerinin imar planlarında park alanı, rekreasyon alanı yahut ağaçlandırılacak alanda kalan bölgelerde yapılabileceği düzenlendiğinden bu alanlarda hangi yapıların ne oranda inşa edilebileceği Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinde düzenlendiğinden anılan hükümlerin bakılan davada uyuşmazlığı açığa kavuşturacağı değerlendirilmektedir.

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, "Park alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; 1) Açık havuz/süs havuzu, açık spor ve oyun alanı, genel tuvalet, pergola, kameriye, 2) 1000 m2 ve üzeri parklarda ahşap veya hafif yapı malzemelerinden yapılmak, kat adedi 1’i, yüksekliği 4.50 metreyi ve açık alanları dâhil taban alanları toplamda %3’ü, her birinin alanı 15 m2’yi geçmemek kaydıyla çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesi ile oyun alanlarına en az 10 metre mesafede olmak ve etrafı çit ve benzeri ile kapatılmak koşuluyla trafo, 3) Tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark, 4) 10.000 m2 üzerindeki parklarda, açık alanları dâhil taban alanları, (2) numaralı alt bentte belirtilenler de dâhil toplamda %3’ü geçmemek üzere muvakkat yapı ölçülerini aşmayan mescit ile trafik güvenliği alınarak kamuya ait 112 acil ambulans istasyonu yapılabilir." düzenlemesine,

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde,
"Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; 1) Bodrum katlar dâhil yapı inşaat alanı toplamda %5’i, her biri için muvakkat yapı ölçülerini aşmayan çok amaçlı salon, mescit, lokanta, kahvehane, çay bahçesi, büfe, 2) (Değişik:RG-25/7/2019-30842) Açık otopark ile tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması ve rekreasyon alanı ihtiyacı için Otopark Yönetmeliği ekindeki en az otopark miktarları tablosu dikkate alınarak belirlenecek miktarı aşmamak kaydıyla kapalı otopark, 3) (Değişik:RG-25/7/2019-30842) Toplam kullanım alanı, rekreasyon alanının %5’ini geçmemek üzere güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları ve çocuk oyun parkları, 4) Tuvalet, çeşme, pergola, kameriye, mangal, piknik masası, yer alabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 1. ve 2. alt bendi yönünden;
Park alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; 1) Açık havuz/süs havuzu, açık spor ve oyun alanı, genel tuvalet, pergola, kameriye, 2) 1000 m2 ve üzeri parklarda ahşap veya hafif yapı malzemelerinden yapılmak, kat adedi 1’i, yüksekliği 4.50 metreyi ve açık alanları dâhil taban alanları toplamda %3’ü, her birinin alanı 15 m2’yi geçmemek kaydıyla çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesi ile oyun alanlarına en az 10 metre mesafede olmak ve etrafı çit ve benzeri ile kapatılmak koşuluyla trafo yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin E:2017/4783 sayılı dosyasında, görülen uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınması gereken, içerisinde Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin park alanında inşa edilebilecek yapıları düzenleyen 19.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinin 1,2,3 ve 4.alt bendinin ve piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarında yapılabilecek tesislere ilişkin düzenlemeler getiren 19.maddeninin 1.fıkrasının (ç) bendinin 2. ve 3. alt bendinin de dahil olduğu anılan Yönetmeliğin bir kısım düzenlemelerinin iptali istemiyle davacı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan davada, dava konusu yönetmelik hükümlerinin kısmen yürütmesinin durdurulmasına, kısmen yürütmenin durdurulması isteminin reddi yolunda verilen Dairemizin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararı ile bu karara karşı taraflarca yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı itirazların kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin verilen kararın incelenmesi gerekmektedir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararıyla, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği Ek-2 tabloda belirtilen asgari alan büyüklüklerinin azaltılmasının hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle, aktif sosyal donatı alanlarının (park, yeşil alan vd) metrekare büyüklüklerinin azalmasına sebebiyet verecek herhangi bir kullanıma (açık/süs havuzu, çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesi vd) izin verilemeyeceği, bu kapsamda, 10.000 m²'den küçük park alanlarında metrekare büyüklüklerinin azalmasına sebebiyet verecek herhangi bir kullanıma izin verilemeyeceğinden Yönetmeliğin uyuşmazlığa konu 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 1. ve 2. alt bentlerinde imar mevzuatına uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu hükümlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı kararında ise,
"Dava konusu Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin, 01.06.2013 tarih ve 28664 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 12'inci maddesi ile değiştirilen 14'üncü maddesinin birinci fıkrasının "Sosyal ve kültürel tesis alanları" başlıklı alt 2. bendinde yer alan; “a) yeşil alanlar”, “ab) parklar” maddesinde;
"ab) Parklar: İmar planı ile belirlenmek ve mevcut ağaç dokusu dikkate alınarak tabii zemin veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü olması ve standartları sağlaması kaydıyla otopark ve havuz ile açık spor ve oyun alanı, umumi hela, 1 katı, h=4,50 m.’yi ve taban alanı kat sayısı toplamda 0,03’ü geçmemek, sökülüp takılabilir malzemeden yapılmak kaydıyla; açık çay bahçesi, büfe,pergole, kameriye, muhtarlık, güvenlik kulübesi, sporcu soyunma kabinleri, taksi durağı, trafo gibi tesislerin yapılabildiği, kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçlarının karşılandığı alanlardır." hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 29/06/2016 tarih ve E:2013/6220 sayılı kararıyla, anılan düzenlemede yer alan "...1 katı, h=4,50 m.’yi ve taban alanı kat sayısı toplamda 0,03’ü geçmemek, sökülüp takılabilir malzemeden yapılmak kaydıyla; açık çay bahçesi, büfe, pergole, kameriye, muhtarlık, güvenlik kulübesi, sporcu soyunma kabinleri, taksi durağı,.." ibarelerine yönelik olarak;
Plan kararı ile belirlenen park kullanımının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak, yukarıda sayılan tüm kullanımların "park" kullanımı ile bütünleşebileceği hususunda Dairemizin çekincesi bulunmamaktadır. Ancak fıkra metni incelendiğinde, ne parkın büyüklüğü ne de hitap ettiği yerleşim birimi ölçeği yönünde bir kriter belirlenmediği, bu durumun özelikle mahalle ölçeğinde konumlandırılan ve zaten sınırlı yüzölçüme sahip "park" alanlarının, orantısız bir şekilde daralması ve asli fonksiyonundan uzaklaşması sonucunu doğurabileceği açıktır.
Bu durumda, fıkra metnindeki bu karmaşanın çözümü için, öncelikle sözkonusu tesislerin yapımının mümkün olduğu alansal ya da fonksiyonel büyüklüğe sahip nitelikteki park kavramının ortaya konulması, akabinde ancakıkra metnindeki bu karmaşanın çözümü için, öncelikle sözkonusu tesislerin yapımının mümkün olduğu alansal ya da fonksiyonel büyüklüğe sahip nitelikteki park kavramının ortaya konulması, akabinde ancak park alanının ihtiyacı çerçevesinde ve park alanının baskın kullanımını bertaraf etmeyecek şekilde yapımının mümkün olduğu hususunun, somut kriterleri belirtilerek fıkra metnine işlenmesi gerekirken, mevcut haliyle eksik düzenlendiği anlaşılan fıkra hükmünde "...1 katı, h=4,50 m.’yi ve taban alanı kat sayısı toplamda 0,03’ü geçmemek, sökülüp takılabilir malzemeden yapılmak kaydıyla; açık çay bahçesi, büfe, pergole, kameriye, muhtarlık, güvenlik kulübesi, sporcu soyunma kabinleri, taksi durağı,.." ifadesi yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Anılan karara yapılan itiraz, İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/09/2017 tarih ve YD İtiraz No: 2017/910 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Yukarıda belirtilen yargı kararının gerekçesi değerlendirildiğinde, park alanları içerisinde, bu kullanım ile bütünleşik biçimde, parkı kullananların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla çeşitli tesislerin yapımının mümkün olduğu açık olmakla birlikte, parkların orantısız bir şekilde daraltılmasının önlenmesi amacıyla bu yapıların yer alabileceği park alanları ile söz konusu yapıların park içerisinde kaplayacakları alana yönelik somut kriterlerin ortaya konulması gerekmektedir.
"Uyuşmazlık bu açıdan incelendiğinde, dava konusu düzenleme ile parklarda çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesi gibi tesislerin yer alabilmesi öngörülmüş olmakla birlikte, bu tesislerin yapımı ancak belli yapılaşma koşulları ile 1000 m2 ve üzeri park alanlarında mümkün kılınmıştır.
Bu doğrultuda, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 2. alt bendi uyarınca, park alanlarında yapılması mümkün olan çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesine yönelik yargı kararı ile öngörülen somut kriterlerin oluşturulduğunun kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 1. alt bendinde yer alan park alanları içerisinde yapımı mümkün olan açık havuz/süs havuzu, açık spor ve oyun alanı, genel tuvalet, pergola, kameriye gibi yapıların, tanımı gereği kentte yaşayanların dinlenme ihtiyaçları için ayrılan park alanlarının ayrılmaz bir parçası olduğu ve bunların, park tanımı içerisinde, park ile bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, söz konusu kullanımların 10.000 m2'den küçük park alanlarının daraltılmasına sebebiyet vereceği yönündeki Daire gerekçesine katılmak hukuken mümkün görülmemiştir.
Bu durumda, kullanıcıların ihtiyaçlarının karşılanması açısından kamu yararına yönelik olarak tesis edildiği ve yargı kararının gereğinin yerine getirildiği anlaşılan park alanları içerisinde açık havuz/süs havuzu, açık spor ve oyun alanı, genel tuvalet, pergola, kameriye ile 1000 m2 ve üzeri parklarda belli koşullar ile çay bahçesi, büfe, muhtarlık, güvenlik kulübesi yapılmasına yönelik düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 1.,2. (trafo dışında kalan kısım) alt bentleri yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, davalı idarenin itirazının kabulü ile Yönetmeliğin bu kısmının yürütmesinin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir."
Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 3. alt bendi yönünden;
"Park alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; Tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararıyla, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 3. alt bendinde, tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabileceği belirtilmiş ise de, ticari olmayan kamu kullanımına açık otopark yapılmasında bir sakınca bulunmamakla beraber, düzenleme ortaklık payından karşılanan park alanlarının ayrılmaz bir parçası olan zemin altının ticari olarak faaliyet gösterilebilecek otopark kullanımına izin veren düzenlemede imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle dava konusu hükümlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı kararında ise,
"Söz konusu Yönetmelik maddesi ile park alanlarında tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabileceği öngörülmüştür.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği eki plan gösterimlerinde ayrı lejantlarla gösterilen, farklı fonksiyonlara karşılık gelen, ulaşım başta olmak üzere sosyal ve teknik altyapıya getireceği yük birbirinden farklı olan kullanımların, yer seçimi kararlarının imar planı kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Bu doğrultuda, otopark ve park kullanımları da birbirinden farklı nitelikte kullanımlar olup, "otopark" Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde teknik alt yapı alanları içerisinde sayılarak, ayrı bir lejant olarak gösterilmiştir.
Öte yandan, öngörülen park kullanımının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak içerisinde kendi ihtiyacının karşılanabileceği ölçüde otopark yapılması mümkündür.
Ancak düzenleme incelendiğinde, ne parkın büyüklüğüne ne de park içerisinde ayrılacak otoparkın vasfı ve miktarına yönelik bir ayrıma yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, parkın ihtiyacının karşılanması amacıyla öngörülebilecek otopark ihtiyacını aşacak nitelikte, kamunun genel otopark ihtiyacının karşılanmasına yönelik imar planında ayrı bir kullanım kararı olarak yer alması gereken "otopark" alanının park alanlarında yapılmasına imkan sağlayan dava konusu düzenlemede bu yönüyle imar mevzuatına uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 3. alt bendi yönünden davalı idare itirazının yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir."

Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin 4. alt bendi yönünden ise;
"Park alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; 10.000 m2 üzerindeki parklarda, açık alanları dâhil taban alanları, (2) numaralı alt bentte belirtilenler de dâhil toplamda %3’ü geçmemek üzere muvakkat yapı ölçülerini aşmayan mescit ile trafik güvenliği alınarak kamuya ait 112 acil ambulans istasyonu yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararıyla, dava konusu maddenin 4.alt bendinde, 10.000 m² üzerindeki parklarda, açık alanları dâhil taban alanları, toplamda %3’ü geçmemek üzere muvakkat yapı ölçülerini aşmayan mescit ile trafik güvenliği alınarak kamuya ait 112 acil ambulans istasyonu yapılabileceği belirtilmiş olup yukarıda yapılan açıklamalar ışığında park alanlarının park amacına halel getirmeyecek ölçüde (% 3) mescit ve trafik güvenliği sağlanmak suretiyle 112 acil ambulans istasyonu yapılmasında imar mevzuatına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.
"Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı karar ile reddine karar verilmiştir."

Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 2. alt bendinde;
"Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; Açık otopark ile tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararıyla, Yönetmeliğin 19.maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendin 2.alt bendinde, tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabileceği belirtilmiş olup zemin altında kapalı otopark yapılabilmesinin belli şartlara ve standartlara bağlandığı hükümde imar mevzuatına aykırlık görülmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı kararında ise,
"Söz konusu Yönetmelik maddesi ile piknik ve eğlence alanlarında (rekreasyon alanları) tabii veya tesviye edilmiş toprak zemin altında kalmak üzere, ağaçlandırma için TSE standartlarında öngörülen yeterli derinlikte toprak örtüsünün sağlanması kaydıyla kapalı otopark yapılabileceği öngörülmüştür.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği eki plan gösterimlerinde ayrı lejantlarla gösterilen, farklı fonksiyonlara karşılık gelen, ulaşım başta olmak üzere sosyal ve teknik altyapıya getireceği yük birbirinden farklı olan kullanımların, yer seçimi kararlarının imar planı kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Bu doğrultuda, otopark ve rekreasyon kullanımları da birbirinden farklı nitelikte kullanımlar olup, "otopark" Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde teknik alt yapı alanları içerisinde sayılarak, ayrı bir lejant olarak gösterilmiştir.
Öte yandan, öngörülen rekreasyon kullanımının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak içerisinde kendi ihtiyacının karşılanabileceği ölçüde otopark yapılması mümkündür.
Ancak düzenleme incelendiğinde, ne rekreasyon alanının büyüklüğüne ne de bunun içerisinde ayrılacak otoparkın vasfı ve miktarına yönelik bir kritere yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, rekreasyon alanının ihtiyacının karşılanması amacıyla öngörülebilecek otopark ihtiyacını aşacak nitelikte, kamunun genel otopark ihtiyacının karşılanmasına yönelik imar planında ayrı bir kullanım kararı olarak yer alması gereken "otopark" alanının rekreasyon alanlarında yapılmasına imkan sağlayan dava konusu düzenlemede bu yönüyle imar mevzuatına uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 2. alt bendi yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı itirazının kabulü ile Yönetmeliğin bu kısmının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir."

Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 3. alt bendinde;
"Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Bu alanlarda encümen kararıyla; Güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları ve çocuk oyun parkları yer alabilir." hüküm altına alınmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12/07/2018 tarih ve E:2017/4783 sayılı kararıyla, "Dava konusu düzenlemede imar mevzuatına aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/05/2019 tarih ve YD İtiraz No:2019/342 sayılı kararında ise,
"Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği eki plan gösterimlerinde ayrı lejantlarla gösterilen, farklı fonksiyonlara karşılık gelen, ulaşım başta olmak üzere sosyal ve teknik altyapıya getireceği yük birbirinden farklı olan kullanımların, yer seçimi kararlarının imar planı kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Bu doğrultuda, "piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları" ve "spor alanları" kullanımları da birbirinden farklı nitelikte kullanımlar olup "spor alanları" Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde ayrı bir lejant olarak gösterilmiştir.
Öte yandan, plan kararı ile belirlenen piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak, kullanıcıların ihtiyacına yönelik güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları kullanımlarına rekreasyon alanları içinde yer verilmesinin mümkün olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Ancak fıkra metni incelendiğinde, ne parkın büyüklüğü ne de hitap ettiği yerleşim birimi ölçeği yönünde bir kriter belirlenmediği, bu durumun piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarının, orantısız bir şekilde daralması ve asli fonksiyonundan uzaklaşması sonucunu doğurabileceği açıktır.
Bu durumda, piknik ve eğlence (rekreasyon) ihtiyacının karşılanması amacıyla öngörülebilecek güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları kullanımları aşacak nitelikte, kamunun genel spor alanı ihtiyacının karşılanmasına yönelik imar planında ayrı bir kullanım kararı olarak yer alması gereken "spor alanı"nın piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarında yapılmasına imkan sağlayan dava konusu düzenlemede bu yönüyle imar mevzuatına uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 3. alt bendi yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı itirazının kabulü ile Yönetmeliğin bu kısmının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir."
İncelenen dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile Dairemizin E:2017/4783 sayılı dosyasının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, dava konusu rehberde millet bahçelerinin en az 15.000 m2 alana sahip büyük yeşil alanlar olarak tanımlandığı, bu nedenle yapılaşma yönünden Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19.maddesinde belirlenen sınırlamaya tabii olduğu, anılan rehberde millet bahçeleri alanında yapılanma imkanı getirilen yapıların (mescit, açık spor ve oyun alanı, çocuk oyun parkı, genel tuvalet, çay bahçesi, büfe, çok amaçlı salon, lokanta, kıraathane, otopark vd.) zikredilen Yönetmelik maddesindeki yapı sınırlamalarına uygun olduğu, ayrıca rehberde inşa edilebilecek bu yapıların millet bahçesi alanı sınırı içerisinde %10'u geçemeyeceği düzenlemesinin de park ve rekreasyon alanlarında inşa edilebilecek yapılar yönünden mezkur Yönetmelikte getirilen yapılaşma oranı sınırlarını aşmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19.maddesinde park ve rekreasyon alanlarında inşa edilme imkanı getirilen otopark ve spor alanları yönünden yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, anılan kararın bu kısmının gerekçesine bakıldığında; otopark alanı yönünden, kamunun genel otopark ihtiyacının karşılanmasına yönelik otopark alanının bu alanlar içinde yapılamayacağı ancak öngörülen rekreasyon kullanımının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak içerisinde kendi ihtiyacının karşılanabileceği ölçüde otopark yapılmasına cevaz verildiği, dava konusu rehberde ise, millet bahçeleri alanının büyüklüğü de belirlendiğinden alanın gereksinim duyacağı otopark ihtiyacının belirlenebileceği açık olup bu oranın üstünde genel otopark yapılamayacağı sabittir. Spor alanları yönünden ise, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanlarının konumu ve büyüklüğüne bağlı olarak, kullanıcıların ihtiyacına yönelik güreş, tenis, yüzme, mini golf, otokros, gokart ve benzeri spor alanları kullanımlarına rekreasyon alanları içinde yer verilmesinin mümkün olduğu hususunda kuşku bulunmadığı, ayrıca, dava konusu rehberde millet bahçeleri alanının büyüklüğü de gösterildiğinden bu yeşil alanların orantısız bir şekilde daralması ve asli fonksiyonundan uzaklaşması sonucunu doğurmayacağı ortada olup dava konusu rehberde yapımına izin verilen bu tesislerin de anılan Yönetmelikteki yapı sınırlamalarına uyumlu olduğu görülmektedir.
Öte yandan, dava konusu millet bahçeleri rehberi ile millet bahçelerinde inşa edilebilmesi imkanı getirilen yapıların yer seçimi, alansal büyüklüğü, yapılaşma koşulları, tasarımı gibi hususların söz konusu alanda yetkili belediye meclislerince onaylanacak 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile belirlenmesi gerektiği açık olup bu imar planlarına karşı dava açılması durumunda anılan hususların şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve imar mevzuatı yönünden yargısal denetiminin yapılacağı tabiidir.



KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 06/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



MÜDAHALE İSTEMİNE REDDİNE DAİR KARAR

TMMOB Şehir Plancıları Odası vekili Av. … tarafından, 01.03.2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2.maddesinde yer alan "millet bahçeleri" tanımı ve 21.05.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilan edilen Millet Bahçeleri Rehberinin iptali istemiyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına karşı açılan davada, TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi) vekili Av. … tarafından verilen ve davacı yanında davaya katılma istemini içeren başvuru incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemelari Kanununun 66. maddesinde; üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının ve müdahale dilekçesinin incelenmesinden, müdahale isteminde bulunanın bakılan davaya müdahil olmak yerine ayrı dava açma olanaklarının bulunduğunun anlaşılması karşısında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, 2577 sayılı Yasanın 31. maddesi ile atıf yapılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde müdahale istemi için öngörülen "hak ve menfatlerinin davanın neticesine bağlı olma" koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından müdahale isteminin reddine, 06/12//2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi