16. Ceza Dairesi 2018/3121 E. , 2019/2165 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek
2)...-28.04.2016
3)...-12.08.2016
4)...-25.08.2016
Hüküm : Sanıklar ..., ..., ... için; TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/6-9, 63,
Sanık ... için; TCK"nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/6-9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanıklar ... ve ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanılardan ..."in çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği, yine TCK"nın 20. maddesine göre ""ceza sorumluluğu şahsi olup kimse bir başkasının fiilinden sorumlu olamayacağı"" nazara alındığında sanık ..."in eşinin FETÖ/PDY bağlı şirketlerde çalışmasının sanığın mahkumiyetine esas alınamayacağı, suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olması karşısında sanık ..."in suç tarihi olarak ""22.04.2016"" yerine gerekçeli karar başlığında “2013-15.07.2016”, sanık ..."in suç tarihi olarak ""28.04.2016"" yerine gerekçeli karar başlığında “2013-15.07.2016”olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, ayrıca tüm dosya kapsamı gözetildiğinde sanık ..."in bylock kullanıcısı olduğunu gösterir ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanıklara ilişkin kurulan mahkumiyet hükümlerinde tekerrür uygulamasına dair kısımlarından “maddesi yollaması ile aynı yasanın 58/6” ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanık ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı ancak;
a) Dosya kapsamı nazara alındığında ilk önce İstinaf daha sonra Temyiz aşamalarında sanığın vermiş olduğu dilekçelerinde etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini ve ayrıntılı beyanda bulunacağını ifade etmesi karşısında, TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıktan faydalanma şartları açıkça anlatılmak suretiyle, beyanının teferruatlı olarak alınması, gerekirse ismini verdiği şahıslarla ilgili kolluk marifetiyle araştırma yapılıp teşhis yöntemine başvurulması, verdiği bilgilerin sanığın örgütte geçirdiği süre ve konumu itibariyle yeterli olup olmadığı da değerlendirilerek, sanık hakkında TCK"nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Kabul ve uygulamaya göre de;
1)Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Sanığın çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesi,
3)Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “12.08.2016” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “2013-15.07.2016” olarak gösterilmesi,
4)TCK"nın 20. maddesine göre ""ceza sorumluluğu şahsi olup kimse bir başkasının fiilinden sorumlu olamayacağı"" nazara alındığında sanığın eşinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün gizli haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olması ve Bank Asya"da hesabının bulunması sanığın mahkumiyetine esas alınamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA,
3)Sanık ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;
a)Dairemizin 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı, sanığın örgüt içerisindeki konum, durum ve faaliyetleri nazara alındığında eyleminin TCK"nın 314/2 maddesinde yazılı "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yine eylemlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk dikkate alındığında hakkında üst sınıra yakın bir şekilde ceza belirlenerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülürek örgüt yöneticiliğinden mahkumiyetine karar verilmesi,
b)Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan ""25.08.2016"" tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “2013-15.07.2016” olarak gösterilmesi,
c)TCK"nın 20. maddesine göre ""ceza sorumluluğu şahsi olup kimse bir başkasının fiilinden sorumlu olamayacağı"" nazara alındığında sanığın eşinin Bank Asya"da hesabının bulunması sanığın mahkumiyetine esas alınamayacağının gözetilmemesi,
d)Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.