17. Hukuk Dairesi 2016/19299 E. , 2019/5906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı şirkete davalı kurum tarafından tebliğ edilen 10.01.2012 tarih 23.811.873 sayılı haciz yazısına iş yoğunluğu nedeniyle cevap verilemediğini, haciz bildiriminin tebliğ tarihi itibariyle dava dışı borçlu ... ile ticari ilişkilerinin sonlandırıldığını ve borcunun bulunmadığını, borçluya ödeme yapılan çeklerin en sonuncusunun 05.01.2012 tarihinde teslim edildiğini, davacının ödemesini yapmadığı bir senedi bulunduğunu, ancak senedin kimde olduğunun tespit edilemediğini, cirosu kabil olan senet dışında borçluya borcu bulunmadığını, süresi içerisinde menfi tespit davası açıldığını belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı vekili, dava dışı borçlu ... "ın borçlarını ödememesi sebebiyle hakkında takip yapıldığını, borçlu ... "ın Minacan İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti."nde bulunan hak ve alacakları üzerine haciz konulması için 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince 86.000,00 TL tutarındaki haciz bildirisinin 10/01/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, süresinde cevap verilmediği için 29/12/2011 tarihli haciz bildirisini gönderdiklerini, 86.000,00 TL asıl alacak ile tebliğ tarihinden itibaren 31/10/2012 tarihine kadar işleyen gecikme zammı ve masraflar olmak üzere toplam 92.740,21 TL talep edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının SGK"ya gönderdiği yazıda 20/07/2012 vadeli 10.000,00 TL bedelli senet ile ilgili olarak bu miktarı davalı kuruma ödeyebileceğini beyan ettiği gözetilerek 10.000,00 TL ile birlikte davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ..."a karşı 38,57 TL borcunun kaldığı anlaşıldığından
toplam 10.038,57 TL"lik kısım yönünden sübuta ermeyen davanın reddine, geri kalan 75.961,43 TL ve ferileri yönünden davacının kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm davalı SGK Başkanlığı vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı İdare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa"nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış ve davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup, davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir. Davalı aleyhine yargılama masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı HMK"nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı İdare vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. ve 5. bentlerinin hükümden tamamen çıkarılarak, yerlerine 3. bent olarak “Davacının yapmış olduğu toplam 806,55 yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" ve 5. bent olarak “Davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.