Esas No: 2018/2392
Karar No: 2021/13303
Karar Tarihi: 06.12.2021
Danıştay 6. Daire 2018/2392 Esas 2021/13303 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/2392
Karar No : 2021/13303
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ... Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :
Adana ili, Yumurtalık ilçesi, ... Mahallesi, ... sayılı parselin yanında, kıyıda kalan tescilsiz taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Nazım İmar Planı, 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana, Mersin, Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının ... sayılı paftasındaki Sugözü Sahilinde Enerji Üretim ve Depolama Alanı üzerindeki şematik gösterimin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı, nazım ve uygulama imar planlarının uyuşmazlık konusu alanı kapsayan 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının enerji üretim ve depolama alanlarına dair hükümlerine aykırı olduğu, imar planlarının 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana-Mersin-Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planına da aykırı olduğu, nazım imar planı hükümlerinin sadece uygulama imar planı hükümlerine bağlandığı, nazım imar planı hükümlerinin planların kademelemesi ilkesine aykırı olarak sadece uygulama imar planı hükümlerine bağlandığı, imar planların 2009/10 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına Yönelik Genelgesinin hükümlerini de ihlal ettiği, deniz kaplumbağası yuvalama alanı üzerinde bir kömürlü termik santrale yönelik kazıklı iskele ve kıyı yapıları önerilmesinin açıkça Genelgeye aykırı olduğu, Genelgede belirtilen Sugözü-Akkum kumsalı deniz kaplumbağası koruma alanlarının 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında gösterilmediği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 7. Bölge Müdürlüğünün plan askıdayken yaptığı itirazların da dikkate alınmadığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün imar planlarına ilişkin olarak 10.05.2018 tarih ve 110810 sayılı yazısında Akkum Alt Bölgesi Sugözü Kumsallarının deniz kaplumbağası toplam yuvalamasının %70’inden fazlasınının gerçekleştiği bakir bir kumsal olduğu yönündeki saptamalarının herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmadan bir plan kararı gibi plan notuna olduğu gibi yansıtılmamasının hukuka aykırı olduğu, termik santralın iklim değişikliğine etkisi ve iklim değişikliği ile yaşanan değişimlerin santralın çalışmasına olası olumsuz etkilerinin imar planı yapımı kapsamında dikkate alınmadığı, Çukurova’nın Büyük Ova ilan edildiği belirtilerek termik santral kararının tarımsal verim ve üretim kaybına neden olacak bir plan kararı olduğu, dava konusu İmar Planlarının plan konusu termik santral tesisini tesis bazlı ele aldığı, üst ölçek imar planlarının üst mahkemelerin kararlarında hükmettiği kümülatiflik ilkesine göre değerlendirmediği için planlama ilkelerine ve hukuka aykırı olduğu, termik santralin kara ve deniz kısmına ilişkin planlarının planlama süreçlerinin ayrı ayrı yürütülmesinin doğru bir planlama yaklaşımı olmadığı, bunun sonucunda kara kısmına ilişkin imar planları ile deniz yapılarına ilişkin imar planlarının plan hükümleri arasında tutarsızlıklar olduğu, imar planlarının sadece termik santral alanını paftaya aktardığı, santralin ulaşım ağı ile ilişkisinin, kömür temin edeceği denizel-kıyısal alanlarla ilişkisinin, çevresindeki koruma alanları, yerleşim alanları ve diğer enerji tesisleri ile ilişkisinin kurulmadığı, plan kararlarında da belirtildiği gibi ithal kömür ile işletilecek bir termik santralın kurulmasında kamu yararı bulunmadığı, dava konusu imar planlarının üstün kamu yararı, üstün ekosistem yararı, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir yaşam açısından sakıncaları bulunduğundan iptali gerektiği ileri sürmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Davalı tarafından, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında dava konusu edilen alanın kara kısmında kalan yer için enerji üretim ve depolama alanı tanımı getirildiği, çevre düzeni planının 8.45 sayılı kıyı tesisleri alanları/deniz ulaşımı başlığı altında “bu alanlardaki uygulamalarda bütünleşik kıyı alanları planı’na uyulur” dendiği, 8.45.1 sayılı Limanlar, yat limanları, iskeleler, balıkçı barınakları ve tersaneler başlığı altında ise “bu alanlarda 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmelikleri ile yürürlükteki ilgili diğer mevzuat hükümleri doğrultusunda uygulama yapılacaktır” hükmünün yer aldığı, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan yerlerde de 8.45 sayılı hükmü uyarınca 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve yönetmelikleri doğrultusunda iş ve işlemlerin yürütülmekte olduğu, enerji arzında dışa bağımlılık durumunun azaltılması için enerji üretiminde yerli kaynakların kullanımının etkinliğinin arttırılmasının kamu yararı için zorunlu olduğu, Adana ilinin kuzeyinde yer alan yerli kömür yatakları ile enerji üretilmesinin gerek bölgenin gelişimine gerekse ülkemizin arz güvenliğine katkılar sağlayacağı, Mersin ve Adana illerinin Akdeniz Bölgesinde etkin bir liman bölgesi olması, Ortadoğuya açılan kapı durumunda olması, Yumurtalık-Ceyhan Bölgesinin bir enerji üssü haline gelmesi durumu göz önünde bulundurulduğunda bölgede enerji üretiminin çeşitlenmesinin son derece önemli olduğu, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında 8.36 sayılı Deniz Kaplumbağaları Üreme ve Koruma Alanları başlığı altında yer alan 8.36.1 sayılı “bu alanlarda yapılacak uygulamalarda, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görüşünün alınması zorunludur” hükmü ile 8.36.2 sayılı “bu alanlarda alt ölçekli planlar yapılıncaya kadar plan hükümlerinin “4. Tanımlar” başlığı altında yer alan mesafeler korunacaktır” hükümleri yer aldığı, deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanlarında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda iş ve işlemlerin yürütüldüğü, 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi Bütünleşik Kıyı Alanları Planında kıyı kenar çizgisinin kara tarafına ilişkin mekansal yeni bir plan kararı getirilmediği, nihai ÇED raporunda verilen Arazi Varlığı Haritasında görülebileceği üzere proje sahasının VII. sınıf nadassız kuru tarım arazilerinden ve kahverengi orman topraklarından oluştuğu, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına ve 1/50.000 ölçekli bütünleşik kıyı alanları planına uygun olarak hazırlandığı, termik santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin yasaya uygun biçimde işletildiği, kurulan İnceleme Değerlendirme Komisyonunun çalışmaları neticesinde 14.07.2014 tarihinde davalı Bakanlıkça ÇED Olumlu kararının verildiği, bu kapsamda ÇED Raporunun eki olarak Ekosistem Değerlendirme ve Peyzaj Onarım Planının hazırlandığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış olan Ekosistem Değerlendirme raporunda proje alanında daha önceden farklı araştırmacılar tarafından kaydedilmiş ve koruma altında olan türlerin literatür kapsamında belirlendiği, bu türlerden Caretta caretta (deniz kaplumbağası) ve Chelonia mydas türünün bölgede sıklıkla görülmekte olduğunun belirtildiği, akademisyenler tarafından yapılan bu tespitlerin devamında “Koruma altında olmalarına rağmen, belirtilen canlılar oldukça yüksek hızda hareket etme kabiliyetine sahip olup, inşaat ve işletme sırasında bölgeden ayrılma potansiyeline sahiptir. Söz konusu türlerin bu alanı yalnızca beslenme ve gezinme alanı olarak kullandıkları bilinmektedir. Bu durumda projenin inşaat ve işletme aşamalarından olumsuz etkilenmeleri beklenmemektedir” şeklinde değerlendirmelerde bulunulduğu, davacı ... Vakfının itirazına istinaden mülga Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ÇED ve eki raporların bütünleşik olarak bir uzman heyet tarafından yeniden değerlendirilip telafi edici tedbirleri de içerecek biçimde bilimsel bir değerlendirme raporu hazırlanmasının istendiği, bu doğrultuda 2016 yılı içinde bilimsel bir çalışma yürütüldüğü ve sunulan bilimsel raporda belirtilen tüm önlemlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi koşuluyla termik santral projesinde herhangi bir sakınca görülmediği kanaatine varıldığı; ayrıca Jeolojik ve Hidrojeolojik Değerlendirme Raporunun da hazırlandığı, ÇED Yönetmeliğinde kümülatif etkilerin belirlenmesi şeklinde düzenlenmiş bir alt başlık bulunduğu ve buna uyulduğu, ÇED sürecinde tesis etki alanı ve proje etki alanı yönünde de incelemeler yapıldığı, kümülatif etki çalışmalarında tesis etki alanı içine giren tüm sanayi tesislerinin birlikte değerlendirildiği, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğine göre yapılan kümülatif emisyon çalışmalarına ÇED Raporlarında detaylı yer verildiği, santral alanının bulunduğu çevrenin mevcut kirlilik yükünün tespit edilmesi için yörede gürültü, hava kalitesi, toz ölçümleri, yüzey suyu, yerlatı suyu ve toprak analizlerinin yapıldığı; iklim değişikliği konusunda da uzmanların ÇED sürecinde İnceleme Değerlendirme Komisyonunda yer aldığı, planlama sürecinde ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alındığı, tesisin kara tarafına ilişkin ilave ve revizyon imar planlarında da, deniz tarafında yürütülen plan çalışmalarında da İmar Kanunu ve ilgili Yönetmeliklerde belirtilen mevzuat hükümlerine uyulduğu; deniz ve kara tarafındaki planların ayrı ayrı ele alınmasının ise planlama mevzuatının gereği olduğu, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DAVALI İDARE YANINDA KATILAN ... ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş'NİN İDDALARI: Hunutlu Entegre Termik Santrali için ÇED Olumlu Belgesinin alındığı, ÇED Belgesi kapsamında Eko Sistem Raporu ve Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsalının Sürdürülebilir Kullanımı ve Yönetimi Raporunun bulunduğu, Termik Santral projesi sınırları içinde bulunan orman arazilerinin 22.06.2015 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü İzin ve İrtifak Dairesi Başkanlığının Kesin İzin Olurları ile şirkete tahsis edildiği, Orman İşletme Müdürlüğünden Sondaj ve Sondaj Yolu Kesin İzin Raporunun 12.05.2015 tarihinde alındığı, 01.07.2015 tarihinde yapı ruhsatının ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan da 09.07.2015 tarihinde üretim lisansının alındığı, imar planların üst ölçekli planlara uygun olduğu ve plan kademelenmesi ilkesine uyulduğu, elektrik ihtiyacının karşılanmasının en temel kamu hizmetlerinden olması nedeniyle dolayısıyla işlemde kamu yararı bulunduğu, tesisin sanayi bölgelerine yakın olmasının elektrik iletimi açısından doğru bir yer seçimi olduğunu gösterdiği, erişilebilirlik ve taşıma kolaylığı açısından limanların olduğu bölgede olmasının şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu, tüm izinlerin ve ÇED raporunun alındığı; çevre korumaya yönelik olarak şirket tarafından teknolojik değişiklikler yapılarak önlemler alındığı, ÇED süreci içinde kümülatif etki değerlendirmesinin yapıldığı; davacının iddia ettiği gibi çevrede yapılmakta/planlanmakta olan diğer termik santrallerin göz ardı edilmediği belirtilerek davanın reddi gerektiği belirtilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ :
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden dava konusu imar planlarının mevzuata aykırı olduğundan dava konusu işlemlerin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Adana ili, Yumurtalık ilçesi, ... mahallesi, ... sayılı parselin yanında, kıyıda kalan tescilsiz taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Nazım İmar Planı, 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana, Mersin, Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının ... sayılı paftasındaki Sugözü Sahilinde Enerji Üretim ve Depolama Alanı üzerindeki şematik gösterimin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin ehliyet ve süre itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 21/05/2018 tarihinde revizyon yapıldığı, Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2018/8255 sayısına kayıtlı davada bu planların da iptalinin istenildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 15/05/2020 tarihinde dava konusu planların tümünde revizyon yapıldığı ve bu işlemlerin iptali istemiyle de Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2020/7833 sayısına kayıtlı davanın açıldığı, 04/10/2019 günlü, 30908 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1608 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile planlama alanında “EMBA Özel Endüstri Bölgesi” ilan edilerek yetkili Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca EMBA Özel Endüstri Bölgesi 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama revizyon imar planlarının onaylandığı, yine 05/01/2021 günlü, 3369 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile de ... Elektrik Üretim A.Ş. Adana Özel Endüstri Bölgesi sınırlarının değiştirildiği anlaşılmakta ise de, dava konusu planların tesis edildikleri tarih itibariyle tabi oldukları mevzuata göre hukuka uygunluk denetimine tabi tutulmaları gerektiğinden, işin esası incelendi.
Danıştay Altıncı Dairesi'nce yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda sonuç olarak özetle, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının genelinde koruma kullanma dengesinin gözetildiği ve koruma alanlarının yanı sıra enerji üretim alanı kararının getirilmesinin çevre düzeni planı yaklaşımlarına aykırı olmadığı, ancak uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu kıyıya ilişkin olarak, kaplumbağa yuvalama bölgesi olarak hassas ve korunması gereken bir bölge verisinin plan paftasında bulunmadığı, plan lejandında (gösterim listesi) kaplumbağa yuvalama alanı gösterimi bulunduğu, ancak davaya konu bu bölgede bu gösterimin kullanılmadığı, mülga Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nde “Deniz kaplumbağaları, taraf olduğumuz BERN (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruması) Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmış olup Caretta caretta ve Chelonia mydas türleri ... (... Birliği) Kriterlerine göre “Nesli Tehlikede” statüsündedir” denilmekte olduğu, bu genelgenin EK-2’sinde verilmiş olan Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanarı Koordinat-Uzunluk ve Yuva Sayıları tablosunda ise Yumurtalık bölgesinin de yer aldığı gibi Genelge’de Yumurtalık – 1. Akkum Alt Kumsalı olarak verilmiş olan alanın Hunutlu Termik Santral sahasında bulunduğu, dolayısıyla Hunutlu Termik Santralı’nın nesli tehlikede statüsünde bulunan Caretta Caretta’ların yuvalama alanı olarak belirlenmiş olan Akkum Alt Kumsalına ve dolayısıyla deniz kaplumbağalarına olumsuz etkilerinin değerlendirilmesi gerektiği, genelgenin 12.maddesine göre yuvalama alanlarında enerji tesis yatırımlarına müsaade edilmeyeceği, oysa davaya konu bölgede özellikle bu açıdan korumacı bir plan kararının yer almadığı ve genelgenin göz ardı edilerek kaplumbağa koruma bölgesine ilişkin bir notasyona plan paftasında yer verilmediği, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında davaya konu bu alanda deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanı olarak yer alan Yumurtalık – 1. Akkum Alt Kumsalı’nı da içeren 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nin bir plan altlığı olarak kullanılmadığı, bu alanda planlama kararlarını bu açıdan sınırlayan bir doğal eşik olarak göz önünde bulundurulmadığı, Plan Açıklama Raporunun 56.sayfasında sayılan doğal yaşam alanları içinde 4 adet kaplumbağa yuvalama alanının sıralandığı, ancak bu kapsamda Sugözü ve Akkum alt kumsallarını da içeren Yumurtalık bölgesinin yer almadığı, başka bir ifadeyle planlama bölgesinde bulunan önemli doğa alanları kapsamında Sugözü ve Akkum bölgesi alt kumsallarını da içeren Yumurtalık bölgesinin ilgili genelgede yer almasına rağmen çevre düzeni planında vurgulanmadığı, kümülatif bir yaklaşımın ÇED sürecinde ele alındığı vurgulanmış ise de nazım imar planında daha kapsamlı biçimde çevre kullanımlarla ilişkilendirmenin söz konusu olmadığı, Plan Açıklama Raporunda da böyle bir değerlendirme bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle, bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının 035 sayılı paftasındaki Sugözü Sahilinde Enerji Üretim ve Depolama Alanı kullanım kararında ve alt ölçekli planlarda mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 1/1000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Nazım İmar Planı, 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana, Mersin, Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının ... sayılı paftasındaki Sugözü Sahilinde Enerji Üretim ve Depolama Alanı üzerindeki şematik gösterimin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Adana ili, Yumurtalık ilçesi, ... Mahallesi, ... sayılı parselin yanında, kıyıda kalan tescilsiz taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Nazım İmar Planı, 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana, Mersin, Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının ... sayılı paftasındaki Sugözü Sahilinde Enerji Üretim ve Depolama Alanı üzerindeki şematik gösterimin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Öte yandan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünce 1/1000 ölçekli Revizyon İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli Revizyon İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deşarj Yapıları Amaçlı Nazım İmar Planı değişiklikleri onaylanmış ise de, Bakanlıkça onaylanan revizyon imar planları Dairemiz kararından sonra tesis edildiklerinden sadece dava konusu imar planları incelenmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 9/7/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılmış ve yerine 10/7/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan ve 14.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder" kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, "Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
Yönetmeliğin "Revizyon ve değişiklikler" başlıklı 20. maddesinin 1.fıkrasında, "Çevre düzeni planının ihtiyaca cevap vermediği hallerde veya planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilke ve politikaları açısından plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü etkilemesi halinde çevre düzeni planı bütününde revizyon yapılır. Çevre düzeni planı revizyonu; a) Nüfusun yerleşim ihtiyaçlarının karşılanamaması, b) Planın temel strateji ve politikalarını değiştirecek bölgesel ölçekli yatırımların ortaya çıkması, c) Yeni verilere bağlı olarak, sonradan ortaya çıkabilecek ve bölgesel etkiye yol açabilecek arazi kullanım taleplerinin oluşması, ç) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerde değişiklik olması, durumunda yapılır." düzenlemesine, 2.fıkrasında da, "Çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir. Çevre düzeni planı değişikliklerinde; a) Kamu yatırımlarına, b) Çevrenin korunmasına, c) Çevre kirliliğinin önlenmesine, ç) Planın uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve maddi hataların giderilmesine, d) Değişen verilere bağlı olarak planın güncellenmesine, dair yeterli, geçerli ve gerekçeleri açık olan, altyapı etkilerini değerlendiren raporu içeren teklif ve talepler; idarece planın temel hedef, ilke, strateji ve politikaları kapsamında teknik ve yasal çerçevede değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, bütünleşik kıyı alanları planı, "Kıyıları, etkileşim alanı ile birlikte tüm sektörel faaliyet ve planları, sosyal ve ekonomik konuları da içerecek şekilde bütünleşik bir yaklaşımla ele alan; kıyı alanlarındaki fonksiyon ve faaliyetler ile kıyı alanlarına yönelik hedefler arasındaki uyumu sağlayan; sürdürülebilir gelişme ilkesi doğrultusunda kıyı ekosisteminin korunmasını ve doğal kaynakların kullanımını gözeten; ulaşım türleri ile ilgili kıyıda yapılması gerekli altyapı tesislerini içeren; koruma ve kullanma dengesini sağlayacak biçimde mekânsal hedef, strateji ve eylem önerilerini ve yönetim planını kapsayan, 1/25.000 veya 1/50.000 ölçekte şematik ve grafik planlama diline uygun, plan paftası ve planlama raporu ile bütün olarak stratejik planlama yaklaşımı çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içinde hazırlanan plan", (i) bendinde de, nazım imar planı da, "Mevcut ise çevre düzeni planının genel ilke, hedef ve kararlarına uygun olarak, arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, çeşitli kentsel ve kırsal yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere, varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/5.000 ölçekte, büyükşehir belediyelerinde 1/5000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte, onaylı halihazır haritalar üzerine, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plan" ve (k) bendinde ise uygulama imar planı ise, "Nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak yörenin koşulları ve planlama alanının genel özellikleri, yapının kullanım amacı ve ihtiyacı, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve çevreye etkisi dikkate alınarak; yapılaşmaya ilişkin yapı adaları, kullanımları, yapı nizamı, bina yüksekliği, taban alanı katsayısı, kat alanı kat sayısı veya emsal, yapı yaklaşma mesafesi, ön cephe hattı, ifraz hattı, kademe hattı, ada ayrım çizgisi, taşıt, yaya ve bisiklet yolları, ulaşım ilişkileri, parkları, meydanları, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, gerektiğinde; parsel büyüklükleri, parsel cephesi ve derinliği, arka cephe hattı, yol kotu ve bu kotun altındaki kat adedi, bağımsız bölüm sayısı gibi yapılaşma ve uygulamaya ilişkin kararları, uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/1.000 ölçekte onaylı halihazır haritalar üzerinde, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plan" olarak tanımlanmıştır.
2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nde, deniz kaplumbağalarının, taraf olduğumuz BERN (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması) Sözleşmesi kapsamında koruma altma alındığı, Caretta caretta ve Chelonia mydas türleri .. (... Birliği) Kriterlerine göre “Nesli Tehlikede” statüsünde olduğu, ulusal ölçekte yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde Akdeniz kıyılarında önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanlarının tespit edildiği, bu alanların; Ekincik, Dalyan, Dalaman-Sarıgerme, Fethiye-Çahş Kumsalı, Patara, Kale, Kumluca, Olympos-Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı, Akyatan, Yumurtaklık ve Samandağ kumsalları olduğu, yapılan çalışmalar ile “Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koruma-Kullanma Hükümleri”nin belirlendiği ve denizden karaya doğru dikey olarak I. Koruma Bölgesi, II. Koruma Bölgesi, Tampon Bölge ve Etki Alanı olarak dört bölüm halinde tanımlandığı, bu kapsamda; Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koruma-Kullanma Koşullarında tanımlanan I. Koruma Bölgesi, II. Koruma Bölgesi, Tampon Bölge ve Etki Alam’nda belirtilen kriterlere uyulması, ilgili valiliklerce EK-2’de koordinatları verilen ”Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları”nın Çevre Düzeni Planlarına İşlenmesi ve Plan Hükümlerine “Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koruma-Kullanma Hükümlerinin eklenmesi, Deniz Kaplumbağalarının üreme mevsimi olan Mayıs-Eylül ayları arasında kumsallara her türlü hayvan ve motorlu araç girişinin engellenmesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6. maddesi ile Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13. ve 14. maddesinde tanımlanan (a, b ve c maddelerinde belirtilen) yapılardan, yuvalama kumsallarında kurulu bulunan veya kurulması planlanan sabit iskelelere sadece denize girme ve güneşlenme amacıyla kullanılması, ışıklandırma yapılmaması, gece kullanılmaması, kumsala temas noktasında kum hareketini engellemeyecek düzende ve hazırlanacak tip projeye uygun olacak şekilde planlanması halinde Çevre ve Orman Bakanlığından onay alınması kaydıyla izin verilmesi, turizm alanlarında denizel ortamda oluşturulacak su sporları amaçlı su üstü parkur alanlarında deniz kaplumbağalarının çiftleşme döneminde 1 Nisan-30 Eylül tarihleri arasında kıyı çizgisinden itibaren 1 millik deniz sahası içerisinde her türlü deniz taşıtının saatte 8 milden fazla süratle seyretmesinin engellenmesi ve planlanan su üstü parkur alanlarına Çevre ve Orman Bakanlığından onay alınması kaydıyla izin verilmesi, yuvalama alanlarında yeni kurulacak sanayi tesisleri ve enerji yatırımlarına müsaade edilmemesi, turizm tesisleri ve alt yapı faaliyetleri ile yakın çevresinde planlanan yatırımlar konusunda Çevre ve Orman Bakanlığından uygun görüş alınması, konularında gerekli çalışmaların yapılarak, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve 2872 sayılı Çevre Kanunu çerçevesinde deniz kaplumbağaları ve yaşama ortamlarının korunması açısından yukarıdaki tedbirlerin uygulanması ilgili idarelere dağıtımı yapılarak gereğinin yapılması bildirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu imar planlarına karşı açılan bu davada; Adana İli, Yumurtalık İlçesinde öngörülen Termik Santral alanının, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesinde ve söz konusu madde ile 4856 sayılı Yasanın 2 ve 10. maddeleri uyarınca çıkartılan ve 11.11.2008 tarih ve 27051 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelikte belirtilen tanımlara, çevre düzeni planının niteliğine, bilgi ve verilerin toplanmasına ilişkin esaslara, çevre düzeni planı sınırları içinde kalan alanlarda uygulanacak temel esaslara, planların hazırlanması, hazırlattırılması, incelenmesi ve değiştirilmesine ilişkin idari ve teknik usuller ile 14.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen usullere uygun olup olmadığı, mekansal bütünlük kurulup kurulmadığının sav ve savunmalar göz önünde tutularak planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine uygun olup olmadığının belirlenmesi; uyuşmazlığa konu alanın 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana-Mersin-Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı kapsamında kalıp kalmadığı; Suğözü’nde (Hunutlu) planlanan termik santral alanı, iskele geri sahası ve iskelenin içerisinde yer aldıkları yörenin yerleşim dokusuna, doğal ve kaynak değerlerine, korunması gereken alanlar ile çevresel koşullarına, doğal çevreye yapacağı etkisinin dosyada yer alan bilgi ve belgelerin (Hunutlu Termik Santrali Projesi Ekosistem Değerlendirme Raporu, Jeoloji ve Hidrojeoloji Bölümü Raporu, HTES Projesi ÇED Değerlendirme Raporuna Dayalı Hazırlanan Bilimsel Raporu, Environmental and Social Gap Analysis and Action Plan) belirlenmesi amacıya Naip üye ... tarafından resen seçilen Prof. Dr. ..., Prof. Dr. ... ve Prof. Dr. ...'un katılımıyla mahalinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve tebliğ üzerine itirazlar sunulmuştur.
Bu itibarla, davacının iddiaları, davalı idarenin savunması, müdahilin iddiaları, bilirkişi raporu ve bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Bilirkişi raporunda, dava konusu 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Çevre Düzeni Planının enerji üretim ve depolama alanlarına ilişkin olarak;
Kaplumbağa koruma bölgesine ilişkin bir notasyonun plan paftasında bulunmadığı, plan lejandında (gösterim listesi) kaplumbağa yuvalama alanı gösterimi bulunduğu, ancak davaya konu bu bölgede bu gösterimin kullanılmadığı, oysa mülga Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nde “Deniz kaplumbağaları, hakkında taraf olduğumuz BERN (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruması) Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmış olup Caretta caretta ve Chelonia mydas türleri ... (... Birliği) Kriterlerine göre “Nesli Tehlikede” statüsündedir” denilmekte olduğu, bu genelgenin EK-2’sinde verilmiş olan Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanarı Koordinat-Uzunluk ve Yuva Sayıları tablosunda ise Yumurtalık bölgesinin de yer aldığı gibi Genelge’de Yumurtalık – 1. Akkum Alt Kumsalı olarak verilmiş olan alan Hunutlu Termik Santral sahasında bulunmakta olduğu, dolayısıyla Hunutlu Termik Santralı’nın nesli tehlikede statüsünde bulunan Caretta Caretta’ların yuvalama alanı olarak belirlenmiş olan Akkum Alt Kumsalına ve dolayısıyla deniz kaplumbağalarına olumsuz etkilerinin değerlendirilmesi gerektiği, Genelgenin 12.maddesine göre yuvalama alanlarında enerji tesis yatırımlarına müsaade edilmeyeceği, oysa davaya konu bölgede özellikle bu açıdan korumacı bir plan kararının yer almadığı ve genelge göz ardı edilerek kaplumbağa koruma bölgesine ilişkin bir notasyona plan paftasında yer verilmediği, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının lejand paftasında TS gösterimi ile termik santral alanlarına ilişkin olarak da bir lejand/gösterim maddesinin bulunmadığı, plan üzerinde davaya konu yerde bu gösterimin yer almadığı, öte yandan 1/100.000 ölçekli planın genelliği ve parsel/ada düzeyinde gösterim içermediğinin de hatırlanması gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yine bilirkişi raporunda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında davaya konu bu alanda deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanı olarak yer alan Yumurtalık – 1. Akkum Alt Kumsalı’nı da içeren 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nin bir plan altlığı olarak kullanılmadığı, bu alanda planlama kararlarını bu açıdan sınırlayan bir doğal eşik olarak göz önünde bulundurulmadığı, Plan Açıklama Raporunun 56.sayfasında sayılan doğal yaşam alanları içinde 4 adet kaplumbağa yuvalama alanının sıralandığı, ancak bu kapsamda Sugözü ve Akkum alt kumsallarını da içeren Yumurtalık bölgesinin yer almadığı, başka bir ifadeyle planlama bölgesinde bulunan önemli doğa alanları kapsamında Sugözü ve Akkum bölgesi alt kumsallarını da içeren Yumurtalık bölgesinin ilgili Genelgede yer almasına rağmen çevre düzeni planında vurgulanmadığı tespitlerine de yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunda, çevre düzeni planının geneline ilişkin saptamaların planda koruma-kullanma dengesinin gözetildiği ve koruma alanlarının yanı sıra enerji üretim alanı yönünde bir plan kararının getirilmesinin çevre düzeni planı yaklaşımlarına aykırı olmadığı yönünde olduğu, öte yandan, belirtmek gerekir ki bu genel saptamanın, çevre düzeni planında davaya konu taşınmazın bulunduğu kıyının kaplumbağa yuvalama bölgesi olarak hassas ve korunması gereken bir bölge olduğu verisinin, 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’nde belirtilmesine rağmen, çevre düzeni planında bulunmaması durumu için geçerli olmadığı, plan lejandında (gösterim listesi) kaplumbağa yuvalama alanı gösteriminin bulunmadığı; ancak davaya konu bu bölgede bu gösterimin kullanıldığı, dolayısıyla davaya konu bölgede özellikle bu açıdan korumacı bir plan kararı üretilmemiş olmasının önemli bir eksiklik olduğu, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının bilgi altlığında davaya konu alanın bulunduğu Sugözü ve Akkum bölgesi alt kumsallarını da içeren Yumurtalık bölgesi deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanı olarak yer almadığı, bu alanda planlama kararlarını bu açıdan sınırlayan bir doğal eşik kabulünün söz konusu olmadığı ve bunun sonucunda da kaplumbağa üreme koruma alanı gibi bir konunun Sugözü ve Akkum bölgesinde planlamayı yönlendirmediği belirtilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Bilirkişi raporunda uyuşmazlığa konu alanın enerji depolama alanı olarak belirlenmesinin Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelikte belirtilen tanımlara, çevre düzeni planının niteliğine, bilgi ve verilerin toplanmasına ilişkin esaslara, çevre düzeni planı sınırları içinde kalan alanlarda uygulanacak temel esaslara, planların hazırlanması, hazırlattırılması, incelenmesi ve değiştirilmesine ilişkin idari ve teknik usuller ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen usullere, planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine uygun yapıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyeti, 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi EK-2’sinde verilmiş olan Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koordinat-Uzunluk ve Yuva Sayıları tablosunda Yumurtalık bölgesinin de yer aldığı gibi Yumurtalık – 1. Akkum Alt Kumsalı olarak verilmiş olan alan Hunutlu Termik Santral sahasında bulunmasına rağmen 1/100.000 ölçekli planın genelliği ve parsel/ada düzeyinde gösterim içermemesinin çevre düzeni planı sınırları içinde kalan alanlarda uygulanacak temel esaslara, planların hazırlanması, hazırlattırılması, incelenmesi ve değiştirilmesine ilişkin idari ve teknik usullere aykırı olduğu tespitine varmıştır.
Çevre düzeni planı kararlarının kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan verilerin değerlendirilmesi sonucunda oluşturulması gerektiği, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiği bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin ise plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Diğer bir deyişle, kentsel gelişme; hem mekânsal, hem de mekânsal olmayan (mekânda dolaylı olarak etkileri olan sosyal / kültürel / ekonomik / yerel örgütsel) etmenler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu yaklaşımda, çeşitli karar vericilerin birbirleriyle eşgüdümünün sağlanması önemli bir gerekliliktir.
Çevre düzeni planlarının leke plan olmaları nedeniyle uygulama imar planları gibi değerlendirilmeyeceği gerektiğinde şüphe bulunmamaktadır. Nitekim 3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin (f) bendi uyarınca kentsel asgari standartların, Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda çevre düzeni planı ile belirlenebileceği, uygulamaya ilişkin kararların yörenin koşulları, parselin bulunduğu bölgenin genel özellikleri, yapının niteliği ve ihtiyacı, erişebilirlik, sürdürülebilirlik, çevreye etkisi dikkate alınarak ve ölçüleri verilerek Bakanlıkça belirlenen esaslara göre uygulama imar planında belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararları üretildiği görülmektedir.
Çevre düzeni planı plan paftası, plan notları ve açıklama raporu ile bir bütündür. Dolayısıyla, Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının plan hükümlerinin 7.2.maddesine göre bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, bu planda öngörülen arazi kullanım kararlarına ilişkin sınırların, ilgili idaresince yürütülecek alt ölçekli planlama çalışmalarında, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda kesinleştirileceği, 7.4.maddesinde de, bu plan sınırları dahilinde, bu plan ve plan hükümlerinde yer almayan konularda, halen yürürlükte olan ve bu planın onayından sonra yürürlüğe girecek olan mevzuat hükümleri ve mevzuat değişikliklerinin (kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ) geçerli olduğu ve 7.13.maddesinde ise, bu plan kapsamında kalan alanlarda (özel kanunlara tabi alanlar dahil) bu planın ilke ve stratejileri doğrultusunda yapılacak alt ölçekli planlarda, ulusal mevzuat ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu alanlarda, ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenen koruma kararlarına göre uygulama yapılması gerektiği hükümleri yer almakta olup bu hükümler uyarınca çevre düzeni planı paftalarında yer almayan konuların alt ölçekli planlarda ele alınması ve plan çalışmalarına yön verilmesi gerekmektedir.
Adana Yumurtalık Sugözü (Hunutlu) Entegre Termik Santralı 1/1000 ölçekli ilave ve revizyon uygulama imar planın plan notlarının 3.maddesinde, "Orman Su İşleri Başkanlığının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) ...tarih ve ... sayılı yazısı uyarınca; proje sahası deniz kaplumbağası yuvalama alanı olan Sugözü kumsallarının Akkum alt bölgesinde bulunmaktadır. Akkum alt bölgesi Sugözü kumsallarında yapılan toplam yuvalamanın %70'inden fazlasının gerçekleştiği bakir bir kumsaldır. Bu nedenle bu kumsal çevresinde yapılacak faaliyetlerin deniz kaplumbağalarına etkisi detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Faaliyetin yapılacağı alan yeşil deniz kaplumbağası, chelonia mydasm yuvalama alanı içerisinde olması nedeniyle sahilde kumul alanda her türlü inşaat faaliyetlerinin deniz kaplumbağası çiftleşme, yuvalama ve yavru çıkışı dönemlerini içeren Nisan-Ekim ayları dışındaki aylarda yapılması gerekmektedir. Deniz kaplumbağalarını ve yavrularını etkileyen en önemli etkenlerden birisi de karasal alanda yer alan ışık kaynaklarıdır. Bu nedenle termik santralde düzenlenecek olan ışık kaynaklarının denize bakan taraflarının perdelenmesi ve/veya düşük yoğunluklu sodyum içeren ışık kaynaklarının kullanılması büyük önem taşımaktadır. Bu sayede yumurtadan çıkan yavruların ışık kaynaklarına yönelip hayatlarını kaybetmeleri önlenmiş olacaktır. Yeşil deniz kaplumbağaları yuvalarını ortalama denizden 40-45 m uzaklıkta eğimli bölgelere ve 75 cm kadar derinliğe bırakırlar. Bu nedenle kumsalın altından geçecek herhangi bir boru sisteminin en az 3 m yerin altından geçmesi gerekmektedir. Diğer önemli bir nokta ise kumsaldaki kumul tepeleri ve üzerinde bulunan vejetasyonun bozulmamasıdır. Zira bu tepelikler hayvanların yuva yapmak için özellikle tercih ettiği alanlardır ve vejetasyon ise diğer memeli hayvanların kaplumbağa yuvalarını kolayca bulmasını ve yumurtalarını yemesini önleyen etmenlerdir. Akkum kumsalının ortasında bulunan ve kumsalın kumul rezervinin büyük çoğunluğuna sahip olan kısımda düzleme, kazı vb. faaliyetlerin kesinlikle gerçekleştirilmemesi gerekmektedir. Bu kumul alanın olduğu kısım yuvalama açısından en yoğun alandır. Santralin sıcak su deşarj boru sistemini denizde 25 m veya daha fazla derinlikte olması gerekmektedir. Böylelikle ani su sıcaklığı değişimlerinden meydana gelebilecek olası kaplumbağa ölümlerinin önüne geçilmiş olacaktır. Diğer önemli bir nokta kumsal sınırından itibaren en az 100 m'lik bir alanın tampon bölge olarak korunmasıdır. Söz konusu termik santralinin Amerika ve diğer ülkelerde olduğu gibi yumurtalık yuvalama alanında her yıl düzenli olarak yapılan deniz kaplumbağaları bilimsel çalışmalarına hem maddi hem de manen destek sağlanması ve koruma-kullanma dengesi gözetilerek faaliyetin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İşletme döneminde alanda artacak gemi trafiği nedeniyle ergin kaplumbağa ölümleri ya da yaralanmaları görülebilir. Bu nedenle, çiftleşme döneminden itibaren yavru çıkışlarının tamamlanmasına kadar olan süreçte, operasyonlar mutlak suretle danışman kontrolünde ve danışman önerileri doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. Bu önlemlere karşın oluşabilecek bir yaralanma durumunda tesis bünyesinde bir adet deniz kaplumbağası ilk yardım kabini oluşturulmalıdır. Deniz kaplumbağası yavrularında cinsiyet sıcaklığa bağlı olarak belirlenmektedir.Günümüzde bu canlıların nesillerini tehdit eden faktörlerin başında cinsiyet oranlarındaki değişimler gelmektedir. Bu nedenle yapılacak faaliyetler sırasında kumsal üzerinde gölgelenme gibi kumsal sıcaklığına etki edebilecek faaliyetler gerçekleştirilmemelidir. Buna ek olarak kumul sistem üzerinde mümkün olduğunca çalışma yapılmamalıdır. Alanda gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin tamamı çalışma alanında tecrübesi bulunan ve deniz kaplumbağaları konusunda doktora derecesine sahip uzman denetiminde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca tesis bünyesinde (ilk yardım merkezinde de görev yapacak) deniz kaplumbağasi konusunda lisansüstü eğitim almış bir biyoloğun daimi olarak görevlendirilmesi gerekmektedir." ifadeleri, 4.maddesinde de, " Orman ve Su İşleri Bakanlığı (DSİ 6. Bölge Müdürlüğü) ... tarih ve ... sayılı yazısı uyarınca planlama alani içerisinde yer alan 1. ve 2. numaralı kum dere güzergahları üzerinde yapılaşma düşünülmesi durumunda kuşaklama kanalı yapılarak dere güzergahlarının alan dışına çıkarılması istenmesi halinde, hazırlanacak projelerin adana DSİ Bölge Müdürlüğüne gönderilerek onayının alınması zorunludur. Söz konusu kuşaklama alanının gerçekleştirilmemesi durumunda planlama alanı içerisinde hiç bir şekilde uygulama yapılamaz. Yeni köprü yapımı veya mevcut köprülerin rehabilitasyonu gerektiği takdirde, dere geçiş projeleri yapılarak DSİ’ye onaylatılacak ve DSİ Bölge Müdürlüğü kontrolünde inşâatının gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Olası aşırı yağışlarda oluşabilecek çevre yüzey sularına karşı tüm tedbirler alınacak, yapılar su basman kotu doğal zemin kotundan yeterli yükseklikte uygulanacak, yapılaşmadan dolayı 3. kişilerin görebileceği zarar ziyan hususunda DSİ'den zarar ziyan talep edilmeyecek taşkın zararlarından DSİ sorumlu tutulmayacak olup, su ihtiyacının yeraltı suyundan temin edilmek işletilmesi halinde 167 sayılı yeraltı suları hakkında kanun gereği DSİ’den izln alınacaktır." ifadelerine yer verilmiştir.
Bu haliyle, 1/100.000 çevre düzeni planı plan notları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı plan notları ve 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, inşaat faaliyetlerinin Mayıs ile Eylül ayları arasında yapılmayacağı, termik santral ve iskele arasında kalan alanda soğutma suyunun devrini gerçekleştirecek boruların kumsala zarar vermeyecek ve deniz kaplumbağası yuvalarını önlemeyecek şekilde kumun altında yüzeyin en az 5 metre derinden geçirileceği, kumsalın bu bölümünün bir uzaman nezaretinde yeniden eski haline getirileceği, iskele yapımında deniz kaplumbağalarının yuva yaptığı kumul tepeleri ve üzerindeki bitki örtüsünün zarar görmemesinin sağlanacağı, deniz kaplumbağalarının çiftleşme döneminde 1 Nisan-30 Eylül tarihleri arasında kıyı çizgisinden itibaren 1 millik deniz sahası içerisinde her türlü deniz taşıtının saatte 8 milden fazla süratle seyretmesinin engelleneceği gibi tedbirlerin bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri gidereceği ve olası olumsuzlukları engelleyeceği dikkate alındığına raporun bu kısmının dava konusu işlemi kusurlandırır nitelikte görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda, dava konusu 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana-Mersin-Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planına ilişkin olarak;
1/50.000 ölçekli imar planı paftasında Yumurtalık Lagünlerinin statüsüne sahip koruma alanları kapsamda ele alındığı ve korunacak alan olarak belirlendiği, ayrıca Lagünün güney kısmında deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanının da imar planına işlendiği, dava konu taşınmaz çevresinde bu yönde bir koruma kararının 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi doğrultusunda olması gerekirken bulunmadığı ve baskın kullanım olarak sanayi ve enerji tesisleri bölgesi olarak planlandığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yine Bilirkişi raporunda, 1/50.000 ölçekli bu planın ana kullanım kararları itibariyle üst ölçekli 1/100.000 ölçekli Adana-Mersin Çevre Düzeni Planına aykırılık taşımadığı, 1/50.000 ölçekli bu planda Yumurtalık yerleşiminin kuzeydoğu kısmında kıyı arkası baskın kullanım/sektörün “sanayi ve enerji tesisleri” olarak belirlendiği, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında da bu kesimin bir sanayi ve enerji koridoru olarak öngörüldüğü, Yumurtalık-Ceyhan koridorunda sanayi alanları, endüstri bölgesi, enerji ve depolama alanı öngören 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planındaki bu kullanımlara aykırı olmayan bir kıyı kullanımı söz konusu olduğu vurgulanmıştır.
Raporda, 1/50.000 ölçekli bu planın Plan Açıklama Raporunda davaya konu alanın bulunduğu Sugözü ve Akkum alt-kumsalları “planlama alanındaki deniz kaplumbağası üreme alanlarına ilişkin Dünya Yaban Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan araştırma ve izleme sonuçları” kapsamında belirtildiği; ancak bu bilgiye ve 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi’ne rağmen, söz konusu kumsalların ve bu kapsamda uyuşmazlığa konu alanın yer aldığı Akkum kumsalının korunmasına ilişkin olarak plan kararlarında koruma amaçlı bir yaklaşım benimsenmediği, planı yönlendiren temel bilgi altlığında hassas ve korunması gereken bölge olarak sayılmasına rağmen, planda bu alana özel hiçbir koruma kararının ve önlemin bulunmaması şehir ve bölge planlama ilkeleri ile koruma-kullanma dengesine ilişkin planlama ilkeleri açısından sakıncalı ve çelişkili bir yaklaşım olarak değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Öte yandan, raporda davaya konu alanın 04.10.2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1608 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile “Özel Endüstri Bölgesi” ilan edilmiş olmasının da hassas ve korunması gereken bu bölgede koruma yönündeki plan kararlarının eksikliğinden kaynaklı aynı sakıncaları barındırdığı belirtilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 6.maddesinin 1.fıkrasında, "Mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur." ve 6.fıkrasında da "Bütünleşik kıyı alanları planı, mekânsal planlama kademelenmesinde yer almayan, kıyı ve etkileşim alanına özgü stratejik yaklaşımla hazırlanan ve imar planlarını yönlendiren plandır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Her ne kadar, bilirkişi raporunda dava konusu 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana-Mersin-Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planında bu alana özel hiçbir koruma kararının ve önlemin bulunmaması şehir ve bölge planlama ilkeleri ile koruma-kullanma dengesine ilişkin planlama ilkeleri açısından sakıncalı ve çelişkili bir yaklaşım olarak değerlendirilmiş ise de, 1/100.000 çevre düzeni planı plan notları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı plan notları ve 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, inşaat faaliyetlerinin Mayıs ile Eylül ayları arasında yapılmayacağı, termik santral ve iskele arasında kalan alanda soğutma suyunun devrini gerçekleştirecek boruların kumsala zarar vermeyecek ve deniz kaplumbağası yuvalarını önlemeyecek şekilde kumun altında yüzeyin en az 5 metre derinden geçirileceği, kumsalın bu bölümünün bir uzaman nezaretinde yeniden eski haline getirileceği, iskele yapımında deniz kaplumbağalarının yuva yaptığı kumul tepeleri ve üzerindeki bitki örtüsünün zarar görmemesinin sağlanacağı, deniz kaplumbağalarının çiftleşme döneminde 1 Nisan-30 Eylül tarihleri arasında kıyı çizgisinden itibaren 1 millik deniz sahası içerisinde her türlü deniz taşıtının saatte 8 milden fazla süratle seyretmesinin engelleneceği gibi tedbirlerin bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri gidereceği ve olası olumsuzlukları engelleyeceği dikkate alındığına raporun bu kısmının dava konusu işlemi kusurlandırır nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi kullanım kararı açısından 1/50.000 ölçekli İskenderun Körfezi (Adana-Mersin-Hatay) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ile 1/100.000 çevre düzeni planı arasında bir uyumsuzluk bulunmamaktadır.
Adana İli Yumurtalık İlçesi Sugözü Köyü İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı 1/5000 ölçekli nazım imar planı yönünden ise;
Bu imar planı termik santralin iskele alanına ilişkin davaya konu plan kıyı kenar çizgisinden sonra deniz tarafındaki alanı kapsamaktadır. Plan açıklama raporunda iskelenin 1800 metre uzunluğunda olduğu ve İskele Geri Sahasının yaklaşık 42.560 m2 yüzölçümüne sahip olduğu belirtilmiştir. İskele Geri Sahasının kıyı kenar çizgisinin deniz tarafından yani güneyinden itibaren daha da güneye doğru deniz üzerindeki genişliğinin yaklaşık 390 metre olduğu ve sahilden itibaren iskeleye kadar uzandığı belirtilmektedir. İskele alanının doğusunda yaklaşık 1289 metre uzunluğunda Deşarj Boru Hattı bulunduğu, deşarj boru hattının da doğusunda 1045 metre uzunluğunda Su Alma Botu Hattı bulunduğu açıklaması yapılmaktadır. Plan notları olarak sadece 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı hükümlerinin geçerli olduğu ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmadan uygulamaya geçilemeyeceği belirtilmektedir.
Bu nedenle dava konusu bu plan ile Adana İli Yumurtalık İlçesi Sugözü Köyü İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı birlikte incelenmiştir.
Adana İli Yumurtalık İlçesi Sugözü Köyü İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünden ise;
İmar planının 9 sayılı plan notunda “bu plana konu alan 21 önemli deniz kaplumbağaları yuvalama alanından birisi olan Yumurtalık (Akkum alt kumsalı) içerisinde kaldığından” bazı önlemlerin gerekli olduğu belirtilerek "a. Planlama Alanının Orman ve Su İşleri Bakanlığınının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) 2009/10 sayılı Genelgesi ile koordinatları tanımlanmış olan 21 önemli deniz kaplumbağaları yuvalama alanından Yumurtalık-Akkum alt kumsalı içerisinde bulunmasından dolayı anılan 2009/10 Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesinde belirtilen hususlar ile koruma-kullanma koşullarına uyulması zorunludur. b. İnşaat faaliyetlerinin deniz kağlumbağaları yuvalama sezonu olan Mayıs-Eylül ayları dışındaki aylarda yapılması, c. 2009/10 Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi kapsamında 1. ve 2. Koruma bölgesi sınırları içinde kalan alanda termik santral ve iskele arasında kalan alanda soğutma suyunun devrini gerçekleştirecek boruların kumsala zarar vermeyecek ve deniz kaplumbağası yuvalarını önlemeyecek şekilde kumun altında yüzeyden en az 5 metre derinden geçirilmesi, boruların kumsal altından geçirilmesi esnasında kumsalda mümkün olan minimum alanda çalışılması ve borular yerleştirildikten sonra kumsalın bir bölümünün gerekirse bir uzman desteğiyle tekrar eski haline getirilmesi, d. İskele yapımında deniz kaplumbağalarının yuva yapmak için tercih ettiği kumsaldaki kumul tepeleri ve üzerinde bulunan vegetasyonun zarar görmemesinin sağlanması, e. Deniz kaplumbağalarının üreme döneminde yapılacak sevkiyatlarda iskeleye yanaşma esnasında son derece dikkatli hareket edilmesi, hatta üreme döneminde sevkıyatın mümkün olduğunca azaltılması, f. Uzun dönemde kumsalda oluşabilecek kıyı erozyonunun önlenebilmesi için iskele yapımında kıyı dinamikleri konusunda bir uzmandan görüş alınarak iskele yapılması ve kumsalın kıyı erozyonundan zarar görmemesinin sağlanması, g. İskele ve soğutma suyu sistemlerinin deniz içerisinde kesintisiz bir bariyer şeklinde oluşturulmaması, oluşturulacak sistemin belirli mesafelerinde hem su akıntısının hem de deniz canlılarının bir taraftan diğer tarafa geçişini sağlayabilecek koridorlar içermesi, h. Deniz kaplumbağalarının kıyıya geçişine imkan vermek üzere plana konu iskelenin inşasının kıyı kenar çizgisinin kara tarafında bulunan alanlarla bütünleşecek şekilde yuvalama alanı kumsalına işlem yapılmadan, kumsalın doğal niteliği korunacak şekilde kazıklı sistemle yapılması ve kıyı yapılarına ait uygulama projeleri Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca onaylanmadan önce projelendirme aşamasında 2009/10 Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi uyarınca Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu tarafından uygun görülmesi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) görüşünün alınması gerekmektedir. i. İskele yapılacak alanın planda çift arazi kullanım kararı getirilen (iskele + deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanı 1. Koruma Bölgesi) ve kıyı kenar çizgisi ile kıyı çizgisi arasında kalan bölümünün deniz kaplumbağalarının korunması konulu Orman ve Su İşleri Bakanlığınının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) 2009/10 sayılı Genelgesi uyarınca 1. Koruma Bölgesi olmasından dolayı bu alandan kum çıkarılamaz, kumulların şekli değiştirilemez ve bu alanda dolgu yapılamaz. j. Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan 1. Koruma Bölgesinde yer alan iskele ayaklarının, kaplumbağaların yuvalama alanı kumsalına geçişine imkan vermek üzere bu mesafeler arasında yapılmasının gerekli olması durumunda ve bu plana konu faaliyetlerin inşaası için kıyı yapılarına ait uygulama projeleri Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca onaylanmadan önce projelendirme aşamasında 2009/10 Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi uyarınca Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu tarafından uygun görülmesi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) görüşünün alınması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen süreçlerde alınacak Orman ve Su İşleri Bakanlığının (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) görüşünün olumsuz olması halinde, bu hususun ilgili idare tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bildirilmesi zorunlu olup imar planı iptal edilecektir.” denilmektedir.
Bilirkişi raporunda;
"1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında dava konusu alanda enerji tesisi yönündeki plan kararının 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesine aykırı olduğu; ayrıca 1/50.000 ölçekli planda enerji tesisi yönündeki plan kararının aynı planda davaya konu Sugözü bölgesinin kaplumbağa yuvalama alanı olarak hassas bölge olduğu tespitiyle çelişkili olduğu, dolayısıyla üst ölçekli planlardaki enerji üretim yönündeki genel plan kararı kapsamında Akkum-Sugözü bölgesine ilişkin olarak bu yere özel hüküm ve önlemlerin eksikliği söz konusu olduğu belirtilmiştir.
Bu nedenle 1/100.000 ölçekli Adana-Mersin Çevre Düzeni Planının 2013 onay tarihinde geçerli olan ve kıyı yapılarının, tesis temelli değil toplu halde ilişkilendirilmiş şekilde planlanması gerektiği her tür kıyı şeridi için önemli bir konu olduğu; ancak kaplumbağa üreme alanı açısından hassas bir ekosistem olduğu belirtilen bu bölge için özellikle önem arz etmektedir." tespitleri yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi dava konusu Entergre Termik Santral Alanı ile bunun deniz tarafındaki İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı nazım ve uygulama imar planları üst ölçekli planlarda bu bölge için belirlenmiş olan kullanım kararıyla uyumludur.
Raporda 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında dava konusu alanda enerji tesisi yönündeki plan kararının 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesine aykırı olduğu ifade edilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklamada da belirtildiği gibi plan notlarının birlikte değerlendirilmesinde 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesine uyulacağı belirtildiğinden çevre düzeni planı ile Genelge arasında bir uyumsuzluk söz konusu değildir.
1/50.000 ölçekli planda enerji tesisi yönündeki plan kararının aynı planda davaya konu Sugözü bölgesinin kaplumbağa yuvalama alanı olarak hassas bölge olduğu tespitiyle çelişkili olduğu iddiasına ilişkin ise, enerji depolama alanı ile kaplumbağa yuvalama alanı arasında mekansal bir örtüşmenin söz konusu olmadığı, kaplumbağa üreme alanının korunacağına ilişkin plan notları ile anılan Genelge hükümleri birlikte değerlendirildiğinde bir aykırılığın olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
Mülkiyet sınırı ve mevcut durumdaki uygulama gereği gibi gerçeklikler nedeniyle de olsa, nazım ve uygulama imar planlarının parçacı ve noktasal biçimde tek bir alanda mevzii plan yaklaşımına benzer bir biçimde ele alınmış olmasının planlama ilke ve esasları açısından sakıncalı olduğu, 1/1000 ölçekli planda son derece ayrıntılı çok sayıda plan notu bulunduğu; ancak bunların sadece taşınmaz sınırına ilişkin olup taşınmaz ve termik santral bazında bir uygulama imar planından bekleneceği üzere daha kapsamlı ve çevreyle ilişkileri içerebilecek bir plan notu ve kararı içermediği tespitine yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Planlama alanının yerleşim alanına olan mesafesi ve alanın çevresindeki benzer kullanımlar ile birlikte değerlendirildiğinde, bütüncül olarak ele alınmamasında bir sakınca bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
Kümülatif bir yaklaşımın ÇED sürecinde ele alındığı vurgulanmış ise de nazım imar planında daha kapsamlı biçimde çevre kullanımlarla ilişkilendirmenin söz konusu olmadığı, Plan Açıklama Raporunda da böyle bir değerlendirme bulunmadığı tespiti yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Kümülatif bir yaklaşım ÇED sürecinde ele alındığından bunun dava konusu işlemi kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
Parçacı yaklaşıma ilişkin bir diğer konu ilave ve revizyon imar planları kapsamında planlanan alanın kuzeyine eklenmiş olan yeşil alan özelliğindeki park alanı olduğu, bunun komşuluğunda ne olduğu bilinmediği için parkın işlevinin de belirsiz bırakıldığı tespitine yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
1/1000 ölçekli planda son derece ayrıntılı çok sayıda plan notu bulunduğu, taşınmazın bulunduğu alan ve çevresi dikkate alındığından parçacıl bir yaklaşımdan kaynaklanan mahzurların 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki plan notları ile giderildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, planlanan alanın kuzeyine eklenmiş olan yeşil alan özelliğindeki park alanının planlama ilkeleri bakımından bir sorun teşkil etmediği de açıktır.
Bilirkişi raporunda;
"Bunun yanı sıra taşınmazı çevreleyen taşıt yolunun da parçacı yaklaşım sonucunda sadece tesise hizmet verecek yol gereksinimini karşılamak için yapıldığı görülmektedir. Ancak bu nedenle (ve çevredeki kullanımlar planlanmadığı için) taşıt yolunun tamamen mülkiyet sınırını takip eden ve sonuç olarak ulaşım planlaması kapsamında evrensel standartları sağlamayan, kabul edilemez bir yol güzergahı ortaya çıkartan bir bağlantı olduğunu belirtmek gerekir. 15 metre genişliğinde bir taşıt yolu yol kademelenmesinde görece düşük bir bağlantıdır. İmar mevzuatımıza göre taşıt yolları 10 metreden daha dar olamaz, bu nedenle 15 metre genişlikteki yolun da en düşük kademeler içinde olduğu kabul edilebilir. Düşük kademeli yollarda kurp yarıçapları daha keskin biçimde tasarlanabilir, ancak yine de ulaşım planlamasında 90 dereceye varan açılardan kaçınmak gerekir. Davaya konu planda öngörülen yol bağlantısında bu tür açıların yanı sıra, yer yer görüş mesafesini olanaksız kılan bir güzergah ekseni oluşturulmuştur. Her iki açıdan da trafik güvenliği bakımından sorunlu ve sakıncalı olan, ulaşım planlamasındaki evrensel yol standartlarına uymayan bir bağlantı önerilmiştir." tespitlerine yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Taşınmazın fonksiyonu ve çevresindeki benzer kullanımlar göz önüne alındığında taşıt yolunun salt taşınmaza hizmet verecek bir biçimde oluşturulmasında planlama ilkeleri yönünden kusurlandırıcı görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda;
"Deniz kısmına ilişkin olan iskele ve diğer deniz yapılarının imar planıyla bir araya getirildiğinde günübirlik tesise erişim olsa da, artık kıyıdaki yeşil alanın ve kumsal etkileşim alanının işlevsiz kaldığı görülmektedir. Bu alanların kamusal kullanımı buradaki enerji tesisine hizmet eden iskele ve deniz yapıları nedeniyle artık olanaklı değildir. Kara ve deniz kısmına ilişkin planlar birbirlerini tamamlamamakta, bir bütün oluşturmamakta, deniz yapılarına ilişkin planlar ise kara kısmındaki entegre termik santral planının kıyıdaki kamusal alan kullanımına ilişkin plan öngörülerini işlevsiz kılmakta, bu haliyle planlar 1/50.000 ölçekli planında belirtilen ilkelere de aykırı hale gelmektedir." tespitleri yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Termik santral alanı ile kıyı kullanımı arasında kalan yeşil alanın ve kumsal etkileşim alanının işlevsiz kalmasında deniz kaplumbağaları yuvalama alanı olması nedeniyle bir sorun olmayacağı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
"AdanaYumurtalık (Sugözü) Hunutlu Entegre Termik Santrali 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında plan notlarında “sahilde kumul alanda her türlü inşaat faaliyetlerinin deniz kaplumbağası çiftleşme, yuvalama ve yavru çıkışı dönemlerini içeren Nisan-Ekim ayları dışındaki aylarda yapılması gerekmektedir” ifadesi yer almakta, Adana İli Yumartalık İlçesi Sugözü Köyü İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ise plan notlarında “inşaat faaliyetlerinin deniz kaplumbağaları yuvalama sezonu olan Mayıs-Eylül ayları dışındaki aylarda yapılması” gereği belirtilmiş olup bu konu açısından iki planın birbiriyle çelişmesi ve tutarsız olması önemli bir sorundur ve uygulamada belirsizlik yaratmaktadır." değerlendirmesi yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Anılan imar planları ile 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi birlikte değerlendirildiğinde, deniz kaplumbağalarının çiftleşme döneminde 1 Nisan-30 Eylül tarihleri arasında alanda herhangi bir inşaat faaliyeti söz konusu olmayacağından sözü edilen farklılığın imar planlarını kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
"Entegre Termik Santrali 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında “Akkum kumsalının ortasında bulunan ve kumsalın kumul rezervinin büyük çoğunluğuna sahip olan kısımda düzleme, kazı, vb. faaliyetlerin kesinlikle gerçekleştirilmemesi gerekmektedir” denmekte ve bu kumul alanın olduğu kısmın yuvalama açısından en yoğun alan olduğu belirtilmektedir. Ancak ilgili plan paftasında bu alanın tam olarak nereye geldiği belirtilmemiştir. Bu alan eğer plandaki kumsal etkileşim alanı ise, bunun tam önüne getirilen iskele ve deniz yapılarıyla bu plan hükmünün gereklerine uyulmamış olmaktadır. Bu durumda önceki bölümde belirtilen deniz ve karaya ilişkin planların bütünleşmesi sorunu artacaktır." tespitleri yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Keşif esnasında da görüldüğü gibi termik santral alanı ile deniz kaplumbağalarının üreme alanlarının mekansal olarak örtüşmediği gibi yuvalama alanında herhangi bir inşai faaliyetin söz konusu olmayacağı göz önüne alındığında bu tespitin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
"Entegre Termik Santrali 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında Plan Notlarında “Diğer önemli bir nokta kumsal sınırından itibaren en az 100 metrelik bir alanın tampon bölge olarak korunmasıdır” ifadesi yer almaktadır. Böyle bir ifade sadece plan notu olarak kabul edilemez. Eğer bu yönde bir plan kararı varsa, bu karar plan paftasına işlenir ve plan paftasında 100 metre genişliğinde tampon bölge oluşturulur. Uygulama imar planında ise kumsal etkileşim alanı sınırından itibaren 50 metre genişliğinde park alanı yer almaktadır ve ardından termik santral alanı başlamaktadır. Termik santral alanı için 10 metre sağlık koruma bandı ve 5 metre yapı yaklaşma mesafesinden bahsedilmiştir. Bu durumda kumsal etkileşim alanı arkasında 100 metrelik tampon bölge şartı sağlanmamış olmaktadır ve plan kendi plan notuna uyumsuzdur." değerlendirmesi yer almaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Termik santral alanı ile kumsal alan arasında yeşil alan konumlandırıldığı dikkate alındığında toplamda 100 metreye yaklaşan bir mesafenin bulunmasının imar planlarını kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
"Benzer şekilde İskele, Soğutma Suyu Alma ve Derin Deniz Deşarj Yapıları Amaçlı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da belirsizlik yaratan ve kesin olmayan ifadeler bulunmaktadır. Örneğin “boruların kumsal altından geçirilmesi esnasında kumsalda mümkün olan minimum alanda çalışılması” cümlesinde yer alan mümkün olan minimum alan ifadesi; “borular yerleştirildikten sonra kumsalın bir bölümünün gerekirse bir uzman desteğiyle tekrar eski haline getirilmesi” ifadesinde gereksinime neye göre karar verileceğindeki belirsizlik durumu; “iskeleye yanaşma esnasında son derece dikkatli hareket edilmesi, hatta üreme döneminde sevkiyatın mümkün olduğunca azaltılması” cümlesindeki son derece ve mümkün olduğunca ifadeleri bilimsellikten uzak, ölçümü ve denetimi olanaklı olmayan, bu nedenle de planda ve uygulamada belirsizlik yaratan ifadelerdir." tespitlerine yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Dava konusu imar planı plan notlarında belirtilen bir çok yasa hükmüne ve anılan Genelge hükümlerine uyulacağı açık olup bu hükümlerden uyuşmazlığa konu hassas alanda yapılacak inşai faaliyet ile sevkiyat işlemlerinin anılan yasal sınırlar çerçevesinde yapılacağı ve ilgili idarelerce de denetleneceği dikkate alındığında sözü edilen tespitlerin dava konusu imar planlarını kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
Dava konusu planların uygulaması ile bağlantılı olarak hazırlanan ÇED Raporu ve ekinde 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi doğrultusunda deniz kaplumbağaları yuvalama alanı olarak belirlenen Yumurtalık-1. Akkum Alt Kumsalı ile ilgili olarak önem taşıyan konular kapsamlı bir şekilde ele alınmadığı, Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu görüşünün dava dosyasında yer almadığı, bu eksikliğin bu görüşün alınmamış olmasından kaynaklanıyor olması halinde görüşün alınmamış olmasının planlama sürecini olumsuz etkileyen bir durum ve önemli bir eksiklik olduğu görüşüne yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Deniz kaplumbağaları yuvalama alanı olarak belirlenen Yumurtalık-1. Akkum Alt Kumsalı ile ilgili olarak önem taşıyan konular kapsamlı bir şekilde ele alınmadı, bu manada Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu görüşü alınmadığına yönelik tespitin dava konusu imar planlarını kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
"İskeleye yanaşan gemi ışıklarının minimum düzeyde kullanılmasının gerekliliğinden bahsedilmekte ancak bu gemilerin kumsala çıkmaya çalışan deniz kaplumbağalarını korkutmasına/engellemesine nasıl bir önlem alınması gerektiğinden bahsedilmemektedir.
Diğer yandan, proje kapsamında hazırlanan “Environmental and Social Analysis Action Plan” başlıklı raporunda, projenin inşaat ve işletme aşamalarının fauna üzerindeki etkilerin raporda belirlendiği ve inşaat ve işletme aşamalarında karasal faunayı yok etmemek için olumsuz etkiyi azaltıcı önlemler sunulduğu belirtilmektedir. Ancak bu tür önlemlerin neler olacağı ve ne şekilde uygulanacağı konusunda kapsamlı bir bilgi raporda yer almamaktadır." değerlendirmesine yer verilmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmede;
Gemilerin kumsala çıkmaya çalışan deniz kaplumbağalarını korkutmasına/engellemesine yönelik önlemler ile projenin inşaat ve işletme aşamalarının fauna üzerindeki etkilerin raporda belirlendiği ve inşaat ve işletme aşamalarında karasal faunayı yok etmemek için olumsuz etkiyi azaltıcı önlemlerin 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi hükümleri ve imar planı plan notlarında belirtilen yasal hükümlere göre alınacağı aksi takdirde ilgili idarelerin yetkileri çerçevesinde yapacakları denetimde bu hükmün yerine getirilmesini temin edeceklerinden bu hususun dava konusu imar planlarını kusurlandırmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Keşif avansından artan ...-TL'nin davacıya iadesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 06/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.