10. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/5385 Karar No: 2021/2315 Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5385 Esas 2021/2315 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir hizmet tespiti davasında, davalı kurumun sair temyiz itirazları reddedilerek, çalışma süresinin tespiti konusunda hizmet akdine tabi geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davanın kamu düzeni ile ilgili olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, davacının doğum yaptığı dönemde çalışıp çalışmadığının araştırılmaması nedeniyle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddeleri belirtilmiş ve anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulmuştur.
10. Hukuk Dairesi 2020/5385 E. , 2021/2315 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozmasına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre,davalı Kurum’un sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Davalı işverene ait işyerinde 19.09.1994–05.05.2005 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. İnceleme konusu davada, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin gerek 28.03.2013 günlü 2012/13998 Esas -2013/6146 Karar sayılı, gerekse 15.03.2016 günlü 2016/1790 esas 2016/4342 karar sayılı her iki bozma ilamında da davacının doğum yaptığı dönem belirlenip bu dönemde çalışmasına ara verip vermediği hususunun araştırılması konusunda ibareler bulunduğu, bozma ilamlarına uyulmasına karşın, bozma gereklerinin yerine getirilmediği ve yapılan araştırmanın eksik olduğu anlaşılmıştır. Davacının mevcut nüfus kaydından talep tarihleri içerisinde 19.02.1997 tarihinde doğum yaptığının tespit edilmesine ve davacı vekilince de davacının 10.02.1997 ile 10.03.1997 tarihleri arasında doğum iznine ayrıldığının belirtilmesine rağmen ısrarla bu husus araştırılmadan karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece bu husus araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.