22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/27276 Karar No: 2020/2909 Karar Tarihi: 19.02.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/27276 Esas 2020/2909 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İcra inkar tazminatı talebinin reddiyle biten bir alacak davası sonrasında davalı tarafından temyiz talep edilmiş. Yargıtay, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı düzeltmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık borcun varlığına dair olduğundan likit alacak olmadığına hükmedilmiştir. İcra inkar tazminatı alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, hak tartışması varsa icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği ve işlemiş faiz isteği için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilerek HUMK m. 438/7 gereği karar düzenlenmiştir.
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/27276 E. , 2020/2909 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez. Somut olayda, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, davacının icra takibine konu olan alacakları talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ihtilaflı olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur. Bu husus bozma sebebi ise de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm sonucunun “2” numaralı bendinin silinerek yerine, “2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” şeklindeki bendin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.