Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/11200 Esas 2012/1012 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/11200
Karar No: 2012/1012

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/11200 Esas 2012/1012 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/11200 E.  ,  2012/1012 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı, işkazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya yaptığı yardımların 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve .......arafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1) Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (......) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirler ile harcama ve ödemelerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı kısmına hükmedilmesi gerekirken, gerçek zarar tavan değeri gözetilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2) Konunun hükme esas alınan kusur raporu yönünden incelenmesinde ise;
    Davalı işverene ait tekstil boya işyerinde boya makinası operatörü olarak çalışan sigortalının, 129 kg ağırlığındaki boya bidonunu arkadaşlarının yardımıyla kaldırarak, tek başına boya makinasına dökmesi sırasında dengesini kaybetmesi
    üzerine bidonun yere düşmesi neticesinde gözüne boya sıçraması sonucu iş kazasının meydana geldiği, Makine mühendisi bilirkişi raporunda; kazanın oluşunda, işverenin % 100 oranında kusurunun bulunduğu, belirtilerek sigortalıya kusur yüklenmediği, mahkemece, anılan rapora dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; anılan Yasal düzenleme çerçevesinde kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre, hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda raporda tartışılması gerekir.
    Somut olayda, tanıkların bidonu kaldırmak için kullanılan kriko adlı aparatın işyerinde mevcut olduğunu, ancak, kullanılmadığını, gözlüklerin de verilmesine rağmen, diğer vardiya çalışanı işçilerin, yanlarında götürmeleri sebebiyle, kullanılmadığını belirttikleri anlaşılmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa uygun bulunmadığı, giderek, hükme esas alınacak nitelikte bulunmadığı açıktır.
    Mahkemece yapılacak iş, olayın oluşuna uygun aralarında kimya mühendisi bilirkişinin de bulunacağı iş güvenliği uzmanı bilirkişi kurulundan kusur raporu alarak, varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.