
Esas No: 2022/1175
Karar No: 2022/2062
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1175 Esas 2022/2062 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1175 E. , 2022/2062 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dilekçede, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 1998 yılında öğrenci iken yılın belli dönemlerinde birkaç yıl sonra sürekli çalışmaya başladığını, 23.12.2004 tarihinde işe girip sürekli bir şekilde 01.12.2009 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin davalıya ait işlerinde sabah saat 08.00'den yaz-kış döneminde akşam 20.00, 23.00, 24.00'a kadar çalıştığını, en erken akşam 21.00, 22.00 gibi işten ayrıldığını, haftada bir gün tatil yapabildiğini, genel tatillerde ise dini bayramlarda yılda sadece iki gün izin alabildiğini, müvekkilinin çalıştığı süre içerisinde yıllık ücretli izin hakkını da kullanamadığını, maaşlarını gecikmeli aldığını, 930,00 TL maaş almakta iken işveren işten çıkarttığını, resmi kayıtlarda ise zaman zaman asgari ücret olarak gösterildiğini, 240,00 TL maaş alacağı kaldığını, işverenin tek taraflı olarak ve haklı bir gerekçesi olmadan iş sözleşmesini haksız bir şekilde feshettiğini, ayrıca muhasebe ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na da müvekkili hakkında kendi rızasi ile ayrılmıştır diye yanlış bilgi verildiğini ve işsizlik maaşınında almasının engellendiğini, iş akdi haksız olarak feshedilen müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı haklarının bugüne kadar ödenmediği gibi fazla çalışma ücreti, hafta tatili, genel tatil ücretleri ile yıllık ücretli izin hakkına ilişkin alacağınında bu güne kadar davalı işveren tarafından ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile, yapılan hesaplamalarına göre 930,00 TL net ücret üzerinden; 2.045,19 TL net ihbar tazminatının (8 haftalık), 6.415,51 TL kıdem tazminatının (brüt maaş üzerinden), 1.302,00 TL 3 yıl kullanmadığı yıllık için ücretinin, 2.852,00 TL yıl boyunca yılda sadece 2 gününü kullandığı ulusal bayram ve genel izin ücretinin, 11.569,20 TL işten ayrılmadan önce iki yıllık fazla mesai ücretinin, 1.108,00 TL işten ayrıldıktan sonra 2 aylık sigorta işsizlik maaşı alacağı toplam 25.292,70 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekilinin davaya karşı cevaplarını ve delillerini bildirir cevap dilekçesi dosya içerisinde mevcut olup dilekçesi ile şirketin temerrüde düşürülmeden davanın açıldığını, şirketin muhtelif zamanlarda tazminatlara ilişkin ödemeler yaptığını, davacının herhangi bir alacağının kalmadığını, fazla mesai genel tatil ve yıllık izin ücretlerinin çalışmış olduğu dönemlerde davacıya verildiğini belirterek, dilekçesindeki gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kısmen kabul kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairemizin 23/11/2020 tarihli 2017/18954 esas 2020/16294 sayılı kararı ile bozularak Mahkemenin 2021/19 esasına kaydedilmiştir. Mahkemece, 13/04/2021 tarihli celseye davacı vekilinin katılmadığı mazeret dilekçesi de sunmadığı belirtilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili Av. ...'in sunduğu 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile; ekli vekaletname uyarınca davacı ... vekili olarak davaya kabulüne karar verilmesini, dosyanın 13/04/2021 tarihli duruşmada işlemden kaldırılmasına ilişkin verilmiş olan kararın taraflarınca dilekçenin sunulduğu tarihte öğrenildiğini, davacı vekili Av. ... ... 1. Noterliğinin 348 yevmiye sayılı ve 30/01/2017 tarihli azilnamesi ile azledildiğini, azilnamenin 03.02.2017 tarihinde vekile tebliğ edildiğini, bozma ilamı sonrasında duruşma günü, azledilmiş olan vekile 01/03/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, azledilen vekil tarafından müvekkiline bilgi verilmediği gibi tebligatın da Mahkemeye iade edilmediğini ayrıca söz konusu duruşmaya karşı tarafın mazeret bildirdiğini, davayı takip etmediklerine ilişkin açık bir beyanda bulunmadıklarını ileri sürerek hatalı ara karardan dönülerek yeniden duruşma günü verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı tarafın bozma öncesi 2012/627 esas sayılı dosyada yapılan yargılama sırasında 18/11/2014 tarihli celsede takip edilmeyen davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, işlemden kaldırılan dosyanın süresi içerisinde 19/11/2014 tarihinde yenilendiği ve yargılamaya devam edildiği, dosyanın bozma sonrası yapılan 13/04/2021 tarihli ilk duruşmasında davacı vekiline duruşma gün ve saatini bildiren davetiyenin usulüne uygun şekilde yapılmasına rağmen davacı vekilinin duruşmaya katılmadığı ve mazeret dilekçesi de sunmadığı bu nedenle, 13/04/2021 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davanın basit yargılama usulüne göre yürütülen davalardan olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken sehven dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca; vekil ile takip edilen davada, vekilin azli hâlinde vekâlet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılacağından ve azil halinde azil eden tarafın davayı takip etme yükümlülüğü bulunduğundan davacı vekilinin 13/04/2021 tarihli ara karardan rücu edilmesi talebinin reddi gerektiği gerekçeleriyle 18/11/2014 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinden sonra 13/04/2021 tarihli celsede ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir
Gerekçe:
Davacı asil, bozma öncesi gerekçeli kararın tebliğ ve temyiz aşamalarından sonra 30.01.2017 tarihinde vekili olan Av. ...’ı ... 1. Noterliği’nin 00348 yevmiye nolu azilnamesi ile azil etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 81. maddesinde “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” düzenlemesine, 83. maddesinde ise; “Vekil ile takip edilen davada, vekilin azli hâlinde vekâlet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Vekilin azlinin mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için azlin dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi zorunludur. Azledilen vekile durum bildirilmiş olsa bile vekalet veren azli mahkemeye bildirmedikçe azil; mahkeme ve karşı taraf için hüküm ifade etmez. Mahkeme ve karşı taraf usul işlemlerini azledilmiş vekile karşı yapmaya devam ederler. Vekilini azletmiş olan taraf ondan sonraki duruşma gününü öğrenip o gün duruşmaya gelmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından azil durumunun daha önce mahkemeye bildirilmediği dikkate alındığında mahkemece bozma sonrası tebligatın azledilen vekile yapılmış olmasının usulsüz olduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır. Ne var ki; davacı tarafın katılmadığı 13.04.2021 tarihli celseye davalı vekili de katılmamış ancak mazeret bildirmiştir. Bu durumda dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi koşullarının somut olayda bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 2. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmüne, 320. maddesinin 4. fıkrasında; "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Kanun'un “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, Anayasa’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O halde, 6100 sayılı Kanun'un 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilecektir.
Duruşmaya taraflardan ikisi de gelmemiş ve fakat bunlardan biri mazeret bildirmiş ise; Mahkemece önce mazeretin geçerli olup olmadığına karar verilmelidir. Mahkeme, mazereti kabul edecek olursa yeni duruşma günü belirleyerek tarafa bildirir. Mazereti kabul etmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece verilen kısmen kabul kararı davalının temyizi üzerine Dairemizce 23.11.2020 tarihinde bozulmuştur. Bozma kararı ile bu karar sonrası düzenlenen tensip zaptı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, tensip zaptında duruşmanın 13.04.2021 tarihinde saat 10.55 de yapılacağı belirtilmiştir. Davalı vekili 13.4.2021 tarihinde saat 10.48 de ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesindeki duruşmaları nedeniyle duruşmaya katılamayacağını belirterek mesleki mazeretinin kabulü ile gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece saat 13.05 de alınan celsede davalı vekilinin sunduğu mazeret dilekçesi görünüp okunarak dosyasına konulduktan sonra davacının mazeretsiz duruşmaya gelmediği belirtilerek davalının mazeret dilekçesi hakkında bir değerlendirme yapılmadan davacı ve davalı tarafından takip edilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereği yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Oysa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde tarafların duruşmaya gelmemeleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini beyan etmeleri durumunda dosyanın işlemden kaldırılacağı düzenlenmiştir. Eldeki dava dosyasında ise; davalı taraf, 13.04.2021 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi göndererek davayı takip iradesinin olduğunu ortaya koymuştur.
Şu halde; Mahkemece celse sırasında davalı vekilinin mazeret dilekçesi hususunda olumlu olumsuz karar verilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması ve daha sonra da birden fazla takipsiz bırakılamayacağı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.