Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/18540 Esas 2009/26600 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/18540
Karar No: 2009/26600
Karar Tarihi: 29.12.2009

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/18540 Esas 2009/26600 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/18540 E.  ,  2009/26600 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/05/2009
    NUMARASI : 2009/257-2009/439

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı Ş.Y.vekili tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu M.Ç.a örnek 9 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin takibin şekline göre yasal sürede icra dairesine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin ise itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu  görülmektedir.
    Takip dayanağı 21.04.2005 tarih ve 5464 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, borçlu M. Ç.ın alacaklı  Ş.Y."dan almış olduğu 12.000,00YTL. borç karşılığı taşınmazı üzerine ipotek tesis ettiği, ipoteğin  mevcut olan bir borç için tesis edildiği ve kesin borç ipoteği(karz ipoteği) olup ilam niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır.
    İİK. 149/b maddesinde; "icra müdürü borçluya ve varsa gayrimenkul sahibi üçüncü şahsa birer ödeme emri gönderir" hükmü öngörülmüştür. Bu hüküm gereği, icra takibinin asıl borçlu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıldır. Ancak takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi sözkonusu olduğu takdirde, o kişi hakkında da takip yapılması gerekir.  Bunun için asıl borçlu ile ipotekli taşınmaz malikinin farklı kişiler olması gereklidir.
    Somut olayda borçlu M. Ç. kendi borcuna karşılık taşınmazı üzerine ipotek tesis ettiğine ve borçlunun, ipotekli taşınmazın da maliki olmasına göre alacaklı tarafından sadece adı geçen  hakkında takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
    O halde mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması talebinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile  istemin reddi isabetsizdir.  
      SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/12/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.