18. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6481 Karar No: 2019/3155 Karar Tarihi: 14.02.2019
Hakaret - tehdit - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/6481 Esas 2019/3155 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davadan bahsedildiği ve suçlamaların hakaret ve tehdit olduğu belirtiliyor. Davanın reddine karar verildiği ifade ediliyor. Temyiz isteği reddedildiği ve vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecine göre yapılan incelemede suçlamaları kabul etmeyen tarafın iddialarının yerinde görülmediği ifade ediliyor. Ancak tehdit suçundan kurulan hükümle ilgili bazı noktaların kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği ifade ediliyor. TCK'nin 106/1-2. cümle, 29 ve 62. maddeleri uyarınca verilen ceza ve açıklanmasının geri bırakılması kararının belirli tarihler arasındaki mesajları içerdiği, ancak bu mesajların incelemeye esas iddianameden önce atılmış olduğu belirtiliyor. Bu nedenle eylemlerin zincirleme suç hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve daha önce açıklanan cezanın mahsup edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Kanun maddelerinin açıklayıcı bir şekilde eklenmesi isteniyor. TCK'nin 106/1. maddesinin 2. cümlesi, 43/1 ve 29. maddeleri açıklamaları doğrultusunda uygulanabilir.
18. Ceza Dairesi 2016/6481 E. , 2019/3155 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, tehdit HÜKÜMLER : Davanın reddi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: A- Sanığın hakaret eylemine ilişkin verilen hükmün temyizinde; Eyleme, yükletilen suça ve davanın reddi kararına yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, B- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; İncelemeye esas Pendik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05/06/2012 tarihli iddianamesiyle sanığın katılana 02/11/2011, 12/01/2012 ve 25/02/2012 tarihlerinde gönderdiği mesajlar nedeniyle dava açıldığının anlaşılması karşısında, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/583 esas, 2013/655 sayılı kararıyla sanığın katılana 30/01/2012–06/05/2012 tarihleri arasında mesaj atmak suretiyle tehdit ettiği kabul edilip sanık hakkında TCK’nın 106/1-2. cümle, 29 ve 62. maddeleri uyarınca verilen cezaya ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakla, bu mesajların incelemeye esas dosyanın iddianamesinin düzenlediği tarihten önce atılmış olması nedeniyle eylemlerin bir bütün halinde zincirleme suç hükümleri kapsamında kaldığı ve Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi’nce sanık hakkında atılı suç yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip kesinleştiği de gözetilerek sanık hakkında TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesi, 43/1 ve 29. maddeleri uyarınca belirlenen cezadan Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/583 esas, 2013/655 sayılı kararıyla verilen cezanın mahsup edilmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmüş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.